İşte o açıklamanın içeriği: Abdülhamit devrinden beri İzmit'ten İstanbul’a trenle gidilip gelinirken Haziran 2012’ten bu yana, tam 5 yıldır İstanbul’a trenle gidilemiyor. Eski Türkiye’de demiryoluyla 1 saat 20 dakikada İstanbul’a gidilebilirken, bugün bu seferler olmadığı için vatandaşlarımız 2 saatte İstanbul’a varamıyorlar. Yeni başlayan günlük 4 sefer yetersiz olup E-5 çilesini azaltmak için eskisi gibi Haydarpaşa’ya kadar uzanan hattın açılması ve sefer saatlerinin arttırılması gerekir. Yıllarca Adapazarı İzmit ekspresini kullanan vatandaşlarımız 5yıldır Ada ekspresinin olmamasından dolayı hem ekonomik anlamda hem dezaman anlamında yol çilesi çekiyorlar. Vatandaşın daha güvenli, daha ekonomik ve daha kaliteli hizmet alması hakkıdır. Bizburadan çok açık ve net olarak söylüyoruz.. Düşünün tren Adana’dan, Kars’tan, Manisa’dan Pendik'e kadar gelebiliyor, hatta Londra’dan Çin’e kadar demiryolu ile gidebilmek mümkünken İzmit’ten Haydarpaşa’ya gidilemiyor. 24 aylığına verilen projenin 2015 Haziran ayında bitmesi gerekirken üzerinden bir 24 ay daha geçti. Bugüne kadarda kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadı. Bu işin arkasında da kötü kokular mı var? Öncelikle resmi ağızlardan açıklama bekliyoruz. Bu ihmalin sorumluları kimlerse millete hesap vermelidir. Saadet Partisi olarak millet adına konuyu sonuna kadar takip edeceğiz.
İKTİDAR FİLM ÇEVİRMEYİ BIRAKSIN
Devletimizin artık yönetilemediğini görüyoruz. Bunun en güzel örneğini film olayında gördük. Önce araçlarda cam filmi takılmasını serbest bırakıyorlar. Millet güvenip taktırıyor. Böyle tam 5 milyon araç, Kocaeli’mizde üç yüz bin araçtan bahsediliyor. Daha bir yıl geçmeden bu sefer de diyorlar ki 'Hayır vazgeçtik, cam filmi yasak.' Bu millet sizin işgüzarlığınızın faturasını kendi cebinden ödemek zorunda mı?"Bu işin ticaretini yapan esnaf ve arabasına cam filmi taktıran şoförler mağdur ediliyor, maddi zarara sokuluyor. Hükümetin tutarsız politikalarının bedelini millet ödüyor. Mevcut iktidara tavsiyemiz odur ki; film çevirmeyi bıraksınlar. Hükümeti kararlı olmaya, istikrarlı olmaya çağırıyoruz.
“İHANET ZİRVESİ” ÇAĞRIMIZA BEŞTEPE’DEN CEVAP GELDİ
Malumunuz üzere geçtiğimiz hafta buradan Kocaeli Büyükşehir Belediyesine çağrı yaparak “Bir Şehre Nasıl İhanet Edilir?” zirvesi düzenleyin demiştik. İlaveten bu zirve için şehrin bütün tepelerinin uygun olduğunu söylemiştik. Bu çağrımızı sn. Cumhurbaşkanımız Beştepe’den duymuş olacak ki bir “Şehircilik Şurası” tertip ettiler. sn. Cumhurbaşkanı: “Yeşillik arıyorsanız mezarlıklarda bulursunuz.” Sözleriyle Ak Parti’nin belediyecilik anlayışını adeta yerden yere vurdu. Karaosmanoğlu’nun da katıldığını bildiğimiz bu şurada sn Başkan; şehre yaptıkları ihanetin hesabını verebilmiş midir? Kocaeli’yi; israf bataklığına iten uygulamaları ve beceriksiz idare anlayışı ile bir çıkmaza hapseden sn. Başkanın yüzü, biraz olsun kızarmış mıdır? Şehrimizde kentsel dönüşüm bir faciaya dönüşmüştür. Bunun en son örneğini Çayırova ve Gebze’de gördük. Buradan çıkartılacak ders 12 ilçenin tamamında şeffaf denetlenebilir çalışmalar yapmaktır.
Cumhurbaşkanımız’a rağmen kentsel dönüşümün, rantsal dönüşüme tebdil ettiğini İzmit Belediyesinde görmekteyiz.
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ’NE DEĞİL, İSLAM BİRLİĞİ’NE HİZMET ETSİN!
Suudi Arabistan’da yaşananların, yolsuzlukla mücadele için yapıldığını söyleyen de var. Bunun başka gerekçeleri olduğunu iddia eden de. Gerçeği elbette zaman gösterecek. Umarız ki bu operasyonların arkasında ABD ve İsrail olmasın. Umarız ki bu gelişmeler Büyük Ortadoğu Projesi'ne değil, İslam dünyasına hizmet etsin.
DEVRİM 129 GÜNDE ÜRETİLDİ, İKTİDAR 15 YILDIR ÜRETECEK!
İnsan ister istemez bu da acaba bir seçim propagandası mı demekten kendini alamıyor. Biz her şeye rağmen iyi niyetimizi korumak istiyoruz. İnşallah bu da daha öncekiler gibi seçim yatırımı değildir.
CHP’NİN EKMEK KUYRUĞUNDAN, AK PARTİNİN ET KUYRUĞUNA GELİŞEN TÜRKİYE...
15 yılda tarımı-hayvancılığı bitirip, şimdi etin fiyatından şikayet ediyorlar. Siz alacağınız tedbirlerle besicinin eti ucuza mal etmesini sağlayacağınıza, sanki besici kar ediyormuş gibi, ucuz ithal etle onu mesleğini icra edemez durumu sokuyorsunuz. Yarın et fiyatını düşürmek için bütün et ihtiyacımızı ithalatla karşılamak mecburiyetinde kalacağımızı aklımıza bile getirmiyorsunuz. Bu ne basiretsizlik, bu ne şaşkınlık anlamak mümkün değil. Bugün geldiğimiz nokta, vatandaşımız sabah 9’da belirlenen iki marketin kapısında sıraya girip sınırlı sayıda gelen ete mahkum edildi.
Arapça bilmeyen Erbaş’a Kur’an’ın Türkçe mealini gönderdiler
