BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

SP’li kadınlar salona sığmadı

Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları Kasım Ayı İl Divan Toplantısını, yoğun bir katılımla Leyla Atakan Kültür Merkezinde gerçekleştirdi. 

17 Kasım 2017 06:43
SP’li kadınlar salona sığmadı

Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Danışmanı Gülay Ayvazoğlu, İl ve İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Mahalle Temsilcileri ve AGD Hanımlar Komisyonunun katılımıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasında İl Kadın Kolları Başkanı Reyhan Şengün yine önemli konulara değindi.
 
Açılış konuşmasının ardından yapılan birim sunumlarıyla kısa ve uzun vadeli planlanan çalışmalar ilçelere aktarıldı. Son olarak Teşkilat çalışmalarını değerlendiren Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Danışmanı ve aynı zamanda İletişim Uzmanı Gülay Ayvazoğlu, toplantının ikinci kısmında “Etkili İletişim” konusunda bir seminer verdi.
 
İnsanlarla iletişimde konuşmanın ve beden dilinin önemine vurgu yapan Ayvazoğlu, son olarak “Her birimiz,  Ülkemizde Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun oluşturduğu pozitif havayı devam ettirmeliyiz.” dedi.
 
Bu toplantıda İl Kadın Kolları Reyhan Şengün şöyle konuştu: Ekim ayı çalışmalarını değerlendireceğimiz Kasım Ayı İl Divan Toplantımıza ilimizin dört bir köşesinden sabahın erken saatlerinden itibaren geldiniz, hazır bulundunuz. Hoş geldiniz, izzet getirdiniz.
 
Her zamanki gibi ülkemiz, milletimiz ve insanlık adına yapılan, karşılık olarak sadece insanımızın huzur ve saadeti böylece Allah’ın rızasını kazanmayı amaçlayan ve bilabedel çalışmalarda göstermiş olduğunuz gayret ve fedakârlıktan ötürü hepinizi tebrik ediyor, bu kutlu emeklerin; iyiliklerin, güzelliklerin, doğrulukların, hak ve adaletin yaygınlaşmasına vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum. 
 
Kıymetli arkadaşlarım, gerek ülkemize gerek dünyaya hangi pencereden baksak, insanlık olarak karşı karşıya kaldığımız tehlikede tahmin ettiğimizden büyük. Ülkemize hangi pencereden baksak ekonomik perişanlığı görüyoruz. Genel bir ekonomik değerlendirmemizi hatırladığımızda; çiftçi ürünü satamamaktan satamadığı için üretememekten perişan. 
 
Maliyetinin altında ürün satmak zorunda kaldığı için tarlalarımız, arazilerimiz boş. Biz bin yıllık tarım ülkesiyken, tarım ihraç eden bir ülkeyken, yazık ki, bugün tohumdan tutun da tahılımıza kadar, hatta saman ithal eder bir duruma düştük. Tarlalarımız boş fakat biz Arjantin’den tarla kiralayacak tarım politikası yürütmeye çalışıyoruz. Genel başkanımızın dediği gibi“Bu bir Akıl Tutulması!”
 
Gençlerimizi konuştuğumuzda, bugün ülkemizde çok ciddi anlamda işsizlik problemi hakim. 4milyonun üzerinde işsiz var. Bu rakam, %14’e tekabül ediyor. TÜİK verilerine göre sadece 15-24 yaş aralığını kapsayan genç nüfus oranımız %16,3’lerde gösteriyor. Bu ileriye dönük karşılaşacağımız işsizlik oranlarının vahametini gösteriyor aslında. 
 
Aynı zamanda yerli üretime baktığımızda, aslında yerli üretim diyebileceğimiz bir ey göremiyoruz. Hâlbuki güç, üretmekten gelir. Ülkelerin gücü de üretmekten geçer. İğneden ipliğe, silahtan motora, bilişimden teknolojiye, tarımdan sanayiye kadar üretiyorsak güçlüyüz. Yani, yollar, köprüler yaparak hastaneler, köprüler, binalar, parklar, bahçelerle güç elde edilemez. Edilemeyeceğini de görüyoruz.
 
Eğitim sistemimize gelince, Eğitim sistemimizde, dünyanın en son gelen ülkelerinden biriyiz.  15 Yılda 6 Eğitim Bakanı değiştirildi. Her gelen bakanımız, aynı siyasi ideolojinin Bakanı olmasına rağmen bir önceki bakanın sistemini değiştirdi. Eğitimdeki her türlü eksikliklere rağmen en büyük problem “İstikrarsızlık” oldu.  İki yüze yakın üniversitemiz oldu. Fakat üniversiteleriniz teknoloji ve bilim üretmiyor! 
 
Biz şu an; üretemeyen sorunlara çare bulamayan, sorumsuz bir nesil yetiştirir olduk. Nüfusu İstanbul’un yarısı kadar olan, ama eğitimde dünyanın önde gelen ülkelerinden bir tanesi olan Finlandiya ülkesi için “Finlandiya Eğitim Sistemi” diye bir arama yaptığınızda karşınıza ilk çıkan şey; “Kendi kültürlerine dayalı, kendi ananelerine bağlı, sorumluluk almış öğrenci-nesil yetiştirmeyi hedefledikleri olacaktır. 
 
En büyük gayrete muhtaç olan Eğitim konusu, bugün içler acısı! Bu küçük ayrıntılarla göstermeye çalıştığımız şey, hükümetin 15 yıl önce devraldığı sorunların, problemlerin bugün devasa boyutlara ulaşmış durumda olduğudur. Bugün kendileri de farkında “Ekonomimiz çöktü”, “Yanıldık”, “Aldandık”, “İhanet ettik” cümleleriyle seçmenin duygusal temalarına dokunarak bu karanlık tabloyu “kendilerince” yok etmeye çalışıyorlar.
 
Ancak toplumdaki cinnet halinden bahsetmek, bunun için birkaç veri kullanmak istiyorum. TÜİK verilerine göre;2016 yılında ülkemizde evlenen çift sayısı 594 bin, Boşanan çift sayısı 126 Bin! Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya ölçeğiyle, günde yaklaşık 3 bin, yılda ise 1 milyon kişi intihar ediyor.Ülkemizde ise yılda 5-14 yaş arası 40-50 çocuk intihar ediyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün intiharların altında yatan nedenleri göstermek için yaptığı çalışmaya göre en üretken yaş aralığı kabul edilen 15-44 yaş aralığı ölüm nedenlerinde intihar üçüncü sırada yer alıyor.13-15 yaşlarında ise ikici sırada. 2020 yılı itibariyle 1-53 milyon kişinin intihar edeceği tahmin ediliyor.
 
Peki ya ülkemizde; TÜİK’e göre 2006’da 2839 intihar!2016’da 3064 intihar görülüyor.Peki kimler intihar ediyor? 2006 Kadın intiharı: 1047! 2016 Kadın intiharı: 733! 2006 Erkek intiharı: 1782! 2016 Erkek intiharı: 2331! Kocaeli’de yani ilimizde; 2006’da Toplam İntihar: 46 Kadın İntihar: 12 Erkek İntihar: 34 2016’da Toplam İntihar: 55 Kadın İntihar: 17 Erkek İntihar: 38.
 
İntihar girişim nedeni olarak sebepler; %43 Alkol, %18 Depresyon, %14 Ekonomik Nedenler, %25 Diğer Nedenler.İntihar nedenlerinin çokluğu alkol ve depresyon olarak geçse de, oranlar alt nedeninin ekonomik nedenler olduğunu açıkça göstermektedir.
 
Merhum Hocamızın şöyle bir ifadesi vardı, ekonomik durumu izah ederken, işsiz ya da aldığı ücretle evinin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan bir aile babasının durumunu “Bir baba evine ekmek götüremiyor. Allah hiç kimseyi bu duruma düşürmesin, muhafaza buyursun!” şeklinde ünlemli bir açıklama yapardı.
 
Evet hepimiz biliyoruz ki, “Allah hiç kimseyi bu duruma düşürmesin.Hiç kimsenin, hiçbirimizin bu durumları yaşamaması için sadece “Ben” değil, ülkemiz insanının hatta dünya insanlığının bu durumları yaşamaması, milletimizin huzur ve saadeti için bu çalışmaları yapıyoruz.
 
Biz inanıyoruz ki, Saadet herkesin ve her kesimin hakkı!Partimizin adı da bu yüzden Saadet Partisi!Biz umut ve mutluluk partisiyiz.İnsanımıza huzur ve beraberinde mutluluk getirecek Saadet iktidarına kavuşturacak bu çalışmaları da bu sebeple umutla ve mutlulukla gerçekleştiriyoruz. Muhterem Hocamız, “Bencilliği öldürmenin yolu, kardeşi için çalışmaktır.” derdi. Bu bakımdan kutlu bir mücadelenin içerisindeyiz.
 
Sayın Genel Başkanımızın pozitif, birleştirici kucaklayıcı üslubu, bilgi ve tecrübesiyle şekillenmiş yaklaşımı, herkesi ve her kesimizi yeniden, yeni yetişen nesillerle birlikte bu manada toplamaya başlamıştır. Bundan sonra hiçbir menfi çaba, bizim yolumuzu kapatamayacaktır inancındayız. Çalışmalarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aşkla, inançla, azimle arttırarak Milletimizi Saadet’le tanıştıracağız. Önümüzdeki dönem Saadet dönemi olacak, milletimiz hak ettiği Saadet’e bizim kutlu mücadelemizle kavuşacak İnşallah..Yapmış olduğunuz çalışmayı ve sizleri Allah’a emanet eder, her birinizi sevgiyle selamlarım. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.