BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Abdullah Karacan'ı öldüren işçi ne dedi?

Lastik İş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan’ın silahlı saldırı sonucu öldürülmesi ve 2 kişinin yaralanmasına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan şüpheli tutuklandı. Bu arada zanlının ifadesi de ortaya çıktı.  

14 Kasım 2018 02:50
Abdullah Karacan'ı öldüren işçi ne dedi?

Lastik-İş'in Genel Başkanı Abdullah Karacan'ın, Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki lastik fabrikasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi, 2 kişinin de yaralanmasına ilişkin gözaltına alınan şüpheli tutuklandı.

Arifiye ilçesindeki bir lastik fabrikasının bahçesinde bulunan iş yeri temsilciliği binasında dün çıkan olayda, Karacan'ın silahla vurularak yaşamını yitirmesi, 2 kişinin yaralanmasına ilişkin gözaltına alınan fabrika işçilerinden Sedat U.'nun İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliğindeki işlemleri tamamlandı.Geniş güvenlik önlemleri altında Yenikent Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheli, adliyeye getirildi.Savcılık sorgusunun ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan şüpheli Sedat U, tutuklandı. 

Öte yandan S.U'nun ifadesi de ortaya çıktı. İşte o ifadenin içeriği" Bu fabrikaya bir önceki Lastik İş Sendikası başkanı döneminde girdim. Bu başkanla genel başkanın arasının bilmediğim bir nedenle bozuk olduğunu biliyorum. 1 sene kadar önce genel başkan şube başkanını istifaya yönlendirmişti. Bu dönemden sonra genel başkan bizim sorunlarımızla kendisi ilgilenmeye başladı. Bu süreçte şube önceki şube başkanının fabrikaya kabullerin yaptığı, önceki şube başkanının işe aldığı kişilerin çalışmayacakları, zorlanacakları birimlere yönlendirildiler. Bu şekilde mobbing uygulayarak bu işçilerin işten çıkarılmaları sağlandı. Biz de bu durumu anlamak için sendikayla görüştük. Sendika yaşananların kendileriyle ilgili olmadığını bizlere söyledi. Kısım amirlerine dile getirdim. Yaşananların arkasında sendikanın olduğunu ve sendikanın talepleri fabrika müdürüne ileterek gerçekleştirdiğini anladım.
 
Bu sürede benim de yerimin değiştirileceğini duydum. Benim bağırsaklarımda sağlık problemim vardı. Bu yüzden beni gönderdikleri bölümde iyi bir performans göstermem mümkün değildi. Bu performans eksikliği de beni zorlayacak belki de işten ayrılmama neden olacaktı. Bu yüzden ben de geçen hafta sendika genel başkanını aradım görüşmek istediğimi söyledim. O da bana yurt dışındayım bakarız dedi. Kısım amirim bana kendilerinin benden memnun olduklarını ve beni göndermek istediklerini gerekirse sendikayla yüzleşilebileceğini söyledi. Olay günü sendikaya 11.20 sıralarında kapıdan uğradım. Sendika temsilcisine kısım amirimin kendileriyle görüşeceğini benim kendi bölümümde kalma firkinde olduğumu söyledim. O arada sendika binasında tüm görevliler vardı ancak ben genel başkanı görmemiştim. Biz toplantı yapıyoruz geleceğiz dediler ben de işime döndüm. Bu görüşme gayet normal gerçekleşti. Ben çalışırken sendikanın temsilcisi bana çabuk gel genel başkan seni çağırıyor dedi.
 
5-10 dakika sonra peşinden şubeye gittim. Genel başkan bu sırada arkasında birden çok fotoğrafın olduğu bilgisayarın olduğu masada oturuyordu. Temsilcilikte bir çok isim ve genel başkan bulunuyordu. Merhaba genel başkanım dedim. Henüz 1-2 adım atmıştım ki genel başkan genel belinden silahı çıkararak silahın ağzına mermiyi verdi ve bana "Gel lan" dedi.Kendisi oturur haldeydi silahı bana doğrultmadı elleri masanın üzerindeydi ve silahta elindeydi. Ben silahı görünce korktum benim dışarıya çıkmam lazım dedim ve dışarıya çıktım. Koşar adım güvenlik bölümüne doğru ilerlemeye başladım. 
 
Bu sırada peşinden Osman Bayraktar geldi ve sakin bir tavırla konuşacağız dedi. Ben de beni eninde sonunda yakalarlar diye düşündükten sonra tekrar geri döndüm. Genel başkan yine bir önceki şekilde masada oturuyor ve elinde silahı tutuyordu. Sonra ayağa kalktı elinde hala silah vardı, bana doğrultulmuş değildi bana doğru yürümeye başladı "Tutun bu pezevengi bu kayıt yapar telefonu elinden alın" dedi. Bunun üzerine elimde olan telefonu aldılar, bu sırada yanındakiler bana yumruk attılar ayrıca kollarımdan tutuyorlardı. Ben de kendimi kurtarmaya çalışıyordum ve başımı sallıyordum.
 
Genel başkan iyice yanıma yaklaştı bu sırada biz genel başkanın oturduğu tam iç kısmındaydık. "Sen bu işi neden karıştırıyorsun" dedi. Ben de bu iş ekmek meselesi dedim. Bu defa bana "Senin ekmeğini ben veriyorum p...., bana mı dikiliyorsun, seni i.... yaparım, ben yaptım hesap mı soruyorsun" dedi ve bana doğru kafa attı. Ben başımı çevirdim sağ gözümün altına kafası geldi. Hatta şu anda darp izi de gözükmektedir. Bunun üzerine ben de kendimi kurtarmak için manevra yapmaya çalışıyordum. Bu sırada hepsi birden bana doğru saldırdı. Ben de can havliyle kendimi dışarıya atabildim.
 
Kaçmaya çalışıyordum bu sırada peşimden geldiler. Kıyafetlerimi üzerimden çıkardılar ve beni içeri soktular. Daha önce ismini verdiğim herkes bu eylemlere katıldı. Beni dövmeye devam ediyorlardı. Biri bana "Başkanın elini öp sen başkana nasıl diklenirsin, nasıl konuşursun" dedi. Genel başkan bana yaklaştı "Öp lan elimi" dedi. Silah hala elindeydi. Ben de kimseye biat etmem dedim. Bunu üzerine silahı bana doğru kaldırmaya başladı ve "Seni öldürürüm" dedi. Karşılıklı bir haldeydik. Ben can havliyle silahın namlusunu tuttum. Benim her iki elimdem tuttular diğerleri de beni çekiştiriyorlardı.
 
Bu şekilde masanın arka tarafına doğru hep birlikte birbirimizi sürükleyerek gittim. Benim elim hala silahın namlusundaydı silahın kabzasını hala genel başkan tutuyordu. Ben silahı çekiştirmeye çalışıyordum. Hatta namluyu ters tarafa çevirebilmiştim. Namlu sürekli dönüyordu ama bana dönük değildi. Ben spor yaptığım için güçlü bir bünyeye sahiptim. Bu yüzden silahın namlusunu kendimden uzaklaştırabilmiştim. Bu sırada silah patladı. 3-4 kez pat pat diye ses geldi silah benim elimde kaldı başkan yere düştü. Ben de silahla birlikte temsilcilikten yere doğru kaçtım. Peşimden yakalayın diye ses duyunca ateş ede ede fabrika çıkışına doğu kaçmaya başladım. Güvenlik noktasınd taksi vardı bindim kaçtım.
 
Emniyete gitmek üzere yola çıktım arkamdan polis geldi beni aldı silahımı teslim ettim. Doğrudan ateş etme eylemi gerçekleştirmedim. Kimseyi hedef almadım. Ayrılırken genel başkanın yere düştünü gördüm. Vüdudumdaki tüm yaralanmalar bu olay sırasında meydana gelmiştim. Bundan 1 yıl önce kadar sendika üyeleri bana bende şube başkanı potansiyeli olduğunu bunu ima edip söylüyorlardı. İzmit'teki tesis bürosuna gittim genel başkanla baş başa görüştük. Bürosuna gittiğimde daha önceki sendika başkanının işe soktuğu kişilerin duvarda listesi vardı. Bu listede benimde adım vardı. Görüşme sırasında "Ben mafyayım bu işler bildiğiniz  gibi değil ben MİT'im benim kardeşim adam öldürdü Adapazarı'na gelir kaldırırım benim böyle bir potansiyelim var" dedi.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.