BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Boğaziçi Üniversitesi`ndeki haklı ve onurlu direnişin yanındayız

Eğitim İş Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Sabri Mutlu Boğaziçi Üniversitesi`ndeki haklı ve onurlu direnişin yanındayız dedi. 

07 Ocak 2021 23:41
Boğaziçi Üniversitesi`ndeki haklı ve onurlu direnişin yanındayız

Eğitim İş Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Sabri Mutlu şöyle konuştu: 
 
2020'yi "reform" söylemleriyle kapatan iktidar, 2021'e baskıcı politikalarını artırarak girmiştir. Bilindiği üzere; ülkenin elde kalan az sayıdaki saygın üniversitelerinden Boğaziçi ise iktidarın ilk hedefi olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan Boğaziçi Üniversite'sine eski bir AKP milletvekili aday adayını 3 Ocak'ta rektör olarak atamış, bu liyakatsiz atamanın sonucunda kampüste direniş başlamıştır.
 
Bu atamayı haklı olarak kayyum ataması olarak değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi akademisyen ve öğrencileri eyleme geçmiş, diğer üniversitelerden öğrenciler de bu haklı eylemi desteklemiştir. Rektörlüğün devir-teslim töreni sırasında onurlu akademisyenler yüzlerini öğrencilerine, sırtlarını rektöre dönerek direnişi taçlandırmıştır. 
Bu olaylar dizisi, demokratik hak olan ifade özgürlüğü ve protesto etme hakkı öğrencilerin polis şiddetine maruz kalmasıyla, onlarca öğrencinin ev baskınlarıyla gözaltına alınmasıyla devam etmektedir.
 
Demokratik bir şekilde yapılan protestolara karşı emniyet güçlerinin uygulamış olduğu orantısız gücün kabul edilmesi mümkün değildir. Milli Eğitim bakanlığı tarafından liyakasız kişilerin kurum yöneticileri olarak görevlendirmeleri geleneğinin rektör atamalarında da uygulanmaya başladığı gözlemlenmektedir. Bu tür atamalar her geçen gün bilim yuvası olması gereken üniversiteleri niteliksizleştirecektir. 2021 Türkiye'sinde köklü bir devlet üniversitesinin giriş kapısına vurulan kelepçe, Türkiye'de baskı altındaki akademinin ve saldırı altındaki ifade özgürlüğünün de sembolü haline gelmiş, tarihi bir gerçekliğin dışa vurumu olmuştur. 
 
Kadın katilleri, uyuşturucu tacirleri, tecavüzcü tarikat üyeleri için bile bu denli sert yürütülmeyen gözaltı prosedürlerinde, öğrenci evlerine kapıların hatta duvarların parçalanarak girilmesi, AKP iktidarı boyunca gerçek nefret öğesinin her zaman "sorgulayanlar-itiraz edenler" olduğunu bir kez daha göstermiştir. 
 
Kampüste tepkiler sürerken yandaş bir televizyon kanalına çıkan kayyum rektör Melih Bulu, buradaki konuşmasındaki çelişkilerle, kendisini istemeyenlerin ne kadar haklı olduğunu adeta ispat etmiştir. 2011'de aktif siyaseti bıraktım diyen Melih Bulu, 2015'te AKP'den milletvekili aday adayı olduğu hatırlatıldığında "O önemsiz bir şeydi" diye gevelemiş, yandaşlığını örtememiştir. Siyasete üniversite öğrenciliği yıllarında CHP ile başladığını söyleyen Bulu, bu iddiasıyla "milletvekilliği olmadı, sana rektörlük verelim" tadındaki atamasını haklı gösterememiştir.
 
Melih Bulu, dünyanın her yerinden rektörlerin böyle belirlendiğini iddia ederek bir yalan daha söylemiştir. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde rektör atama mekanizması böyle değilken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yetkiyi kendisine OHAL döneminde KHK'lar aracılığıyla almıştır. Gelişmiş hiçbir ülkede, o üniversitedeki eğitimcilerin, öğrencilerin istemediği bir şahıs, tepeden inme şekilde başa getirilemez.
 
Emniyet bile üniversite kapısına vurulan kelepçe konusunda kendini savunmamışken, Bulu onların adına sözcülük yaparak, "Kapı kırık olduğu için takmışlar" demiş, bu çağda bir üniversitenin kapısına kelepçe vurularak öğrencilerin dışarıda tutulmasını acizce haklı göstermeye çalışmıştır. Bulu, kampüse polisle girmediğini iddia etmiş, hemen birkaç saat sonra bir savaş varmışçasına içeriye zırhlı araçlarla giren kolluk kuvvetlerinin kampüsteki fotoğrafları ifşa olmuştur.
 
Akademik kariyeri de sorunlu olan Bulu, Şehir Üniversitesi'ndeyken yayınladığı bir makalesinin intihal olduğu iddiaları sorulunca, "İntihal değil, sadece alıntıları göstermemişim" diyerek saçmalamıştır. Oysa intihal zaten tam olarak budur. Başkalarının zihin emeğini, düşünsel ürününü kendi üretimiymiş gibi göstermek hırsızlıktır, intihaldir!
Kendisi ile yapılan bir ingilizce söyleşisinde konuştuğu ingilizce ile değil rektör olmak, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci bile olamaz.
 
Bu "incileri" sıralayan bir şahsın, Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden birinin başına adeta herkese rağmen getirilmesi, Türkiye'de AKP döneminde icat edilen bu rektör atama sisteminin demokrasiye ve bilime ne kadar aykırı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Son araştırmalar ortaya koymuştur ki bu dönemde atanan 72 rektörün tek bir bilimsel makalesi yayımlanmamıştır! 140'ı aşkın rektörün ise uluslararası akademide atıf yapılmış tek bir makalesi yoktur! Yani akademik olarak hiç üretimde bulunmayan, akademi çevresinden saygı görmeyen, aklını insanlığa faydalı makaleler için değil hükümeti memnun edecek twitler atmak için kullananların üniversitelerin başına getirildiği bir dönemde, dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında ülkece varlık gösterememiş olmamız şaşırtıcı değildir
 
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: Üniversiteler özerk ve her türlü siyasi baskıdan muaf olması gereken bilim/düşünce kaleleridir. Bu mecralara "Allah bizi okumuşların şerrinden korusun" cahilliğiyle, ülkesi için kafa yoran insanları "elitist" yaftasıyla hedef göstererek yaklaşılamaz. Demokratik bir ülkede rektörler, atanmaz; seçilir! İfade özgürlüğünü, fikir üretimini, bağımsız akademiyi, laikliği bu üniversitelerden yola çıkarak hedef alan zihniyet, anlamalıdır ki okul kapısının aksine zihinlere kelepçe vurmak mümkün değildir. İnsanlığın aydınlanma tarihi, bunun en somut kanıtıdır.
 
Eğitim-İş olarak; gözaltına alınan tüm öğrencilerin serbest bırakılması gerektiğini, Melih Bulu'nun atamasının geri alınmasının şart olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Boğaziçi Üniversitesi'nde yeni yıla bir umut gibi yükselen haklı direnişi selamlıyor, "Okul sıralarında olduğu gibi yine yanınızdayız" diyoruz

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.