Özgür Özel, CHP’deki Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinin başladığını geçtiğimiz günlerde duyurmuştu. Adayın belirlenmesi için gelecek aylarda ön seçim yapılacak. İç yarışın şimdiden başlamasına CHP’nin bir önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dan flaş açıklamalar geldi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş arasındaki adaylık tartışmalarına, "CHP yönetiminin bugün için yapması gereken ilk iş, 'kim cumhurbaşkanı olacak?' tartışmalarına derhal son vermektir” dedi.
KILIÇDAROĞLU SON NOKTAYI KOYDU
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisindeki gündeme ilişkin Sözcü TV yazarı Saygı Öztürk’e konuştu. Kılıçdaroğlu, partisindeki gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Yavaş ile İmamoğlu arasındaki Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına son noktayı koydu. Kılıçdaroğlu, "CHP yönetiminin bugün için yapması gereken ilk iş, 'kim cumhurbaşkanı olacak?' tartışmalarına derhal son vermektir. Parti yetkilileri, 'zamanı geldiğinde partinin yetkili organları adayımızı belirleyecektir' açıklaması tüm bu gereksiz tartışmaların önünü kesecektir” dedi.
MADDE MADDE NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNİ ANLATTI
Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’in partide adayın belirlenmesi için yaptığı ‘ön seçim’ çağrısına ilişkin CHP’nin neler yapması gerektiğini sıraladı;
1- Cumhurbaşkanlığı adaylığının sanki tek gündemimiz ve sorunumuzmuş gibi gündemde tutulması, muhalefet bloğunun ve partimizin motivasyonu düşürürken, iktidarı rahatlatmaktadır. Önceliğimizin erken seçim talebi olması gerekirken, enerjimizi farklı alanlara harcamamalıyız. Bunu bir 'erken doğum' olarak tanımlayabiliriz. Erken doğumların riskini ise hepimiz biliyoruz.
2- Bugünden cumhurbaşkanlığı seçimleri için parti içinde bir yarışı başlatmak, tarafları kutuplaştırır ve sonuçta bu Erdoğan'ın işine gelir. Daha açık söylemek gerekirse, böyle bir süreç, ‘pimi çekilmiş el bombasının partinin içine konması demektir.'
3- Türkiye bir yarı açık cezaevine dönmüşken, işsizler, emekliler, çiftçiler, esnaf yani toplumun her kesimi kan ağlarken partinin enerjisi içe dönük bir tartışmaya, kutuplaşmaya evrilmemelidir. Bu kutuplaşma sadece adaylar düzeyinde değil, il - ilçe örgütleri düzeyinde de oluşur. Bu siyasetin doğasında vardır. Bu gerçeği görmezden gelemezsiniz.
4- Bugünden bir cumhurbaşkanlığı tartışması başlatırsak, seçmenin gündemi ile partinin gündemi ayrışacaktır. Bu en çok partiye zarar verir. Yani 'koyun can derdinde kasap da et derdinde' algısı toplumun belleğine yerleşir.
5- Haydi diyelim bu sürece devam edilecek. Birden fazla cumhurbaşkanı adayı parti üyelerine 'beni seçin' ya da 'bana oy verin' derken neyi vaat edecek? Ne söyleyecekler? Daha partinin görüşü bile netleşmemişken, ya da yokken!.. Sosyal medyadaki kirliliği, trol ordularının görevlerini düşünürsek parti içi bir karalama süreci en çok Erdoğan'ın işine yaramayacak mıdır?
6- Böyle bir sürecin başlaması, partinin birliğine ve bütünlüğüne zarar vermeyecek midir? Parti içinde ayrışmayı tetiklemeyecek midir?
7- Cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği konusunda bir yasa var. Meclis'teki CHP grubunun iradesi bir anlamda ipotek altına alınmayacak mıdır?
8- Hiç unutulmaması gereken bir gerçek var. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için yüzde 50+1 oya ihtiyacımız var. CHP'nin oy oranı belli. Aday belirlenirken bu gerçeği hiçbir zaman gözardı edemezsiniz. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, sadece kendimizin çalıp, kendimizin oynayacağı bir süreç değildir. Bu gerçeği hiçbir CHP'li yöneticinin unutmaması gerekir.
9- CHP yönetiminin bugün için yapması gereken ilk iş, 'kim cumhurbaşkanı olacak?' tartışmalarına derhal son vermektir. Parti yetkilileri, 'zamanı geldiğinde partinin yetkili organları adayımızı belirleyecektir' açıklaması tüm bu gereksiz tartışmaların önünü kesecektir."
ÖZGÜR ÖZEL NELER DEMİŞTİ?
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni sürecin başladığının altını çizerek, "İstanbul'da bir dizi toplantı yaptık. O toplantıda Ekrem (İmamoğlu) başkanla, Mansur (Yavaş) başkanla konuştuk değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca, yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma konusunda mutabakatımız tamdır. Duyduğum en büyük memnuniyetlerden birisi, iki demokrasi kahramanının da 'partim görev verirse' diye başlayarak kurduğu onurlu cümlelere teşekkür ediyorum. Genel seçimlerden aldığımız derslerle sandığı kurup korumaktan, partimizin programını bir hükümet programına, Cumhurbaşkanı adayımızı belirmek için harekete geçiyoruz. Şubat ve mart ayında, örgütümüzle, sandık görevlilerimizle bugün başlıyoruz" demişti.