Açıklamalarına yönetim kurulu üyesi de olduğu İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu’na (İMKON) çalıştay için teşekkür ederek başlayan Başkan Keleş,
“İnşaat sektörümüzün ve müteahhitlik mesleğimizin yarınları adına yönetim kurulunda olmaktan mutluluk duyduğum İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu’muzun öncülüğünde düzenlenen Türkiye İnşaat Sektörü Çalıştayı, sektörün en büyük buluşması olarak tarihi bir önem taşımaktadır.
İnşaat sektörünün güncel durumu ve çözüm önerilerinin tüm taraflarca ve tüm detaylarıyla masaya yatırıldığı çalıştayımız, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan sektörümüzün yeniden şahlanması adına yapılması gereken önemli sonuçları bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır.
Çalıştayımızın sonuç raporu da gösteriyor ki;
• Deprem, Türkiye inşaat sektörünün öncelikli gündem maddesi olmalı, kentsel dönüşüm planları oluşturulmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır. Deprem siyaset üstü bir noktadan ele alınmalıdır.
• Deprem risk kuşağı altında olan ülkemizde deprem riskini azaltmak ve hayatımızdan tamamen çıkarmak için ülkemizde bulunan 5 milyon civarı çürük yapımız “Kentsel Dönüşüm kapsamında” dönüştürülmeli, depreme dirençli kentler inşa edilmelidir.
Bu konuda hızlı ve başarılı olmak için beş ana hedef öncelenmelidir.
1. Şehirlerin fay hatları ve zayıf zeminli bölgelerden uzak durulmalı, sağlam zeminli bölgeler belediyeler marifeti ile hızlıca imara açılarak alt yapı getirilerek yapılaşma bu bölgelerde teşvik edilmelidir.
2. Deprem riski altında olan Şehirlerimizde 2000 yılı öncesi yapılan yapı denetimsiz yapılar kontrolden geçirilerek beton karot değeri düşük çıkanlar derhal boşaltılarak riski alan ilan edilmelidir.
3. Temel İnşaat malzeme ve arsa fiyatlarının spekülatif artışlarına asla müsaade edilmemeli hak sahiplerinin ve yapım sektörünün kentsel dönüşüm talep ve arzusu zorlaştırılmamalıdır.
4. Yapım ayağını oluşturan müteahhit, malzeme ve nitelikli işgücü geliştirilerek daha dirençli yapıların yapılması sağlanmalıdır.
5. Hak sahiplerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen yarısı bizden Kentsel Dönüşüm katkısını daha fazla finansman enstrümanı ile çeşitlendirerek desteklenmelidir
Bunlara ilave olarak;
•Özellikle deprem bölgesinde belediyelerin imar sorunlarını bir an önce çözmeli ve bölgelerindeki dinamik özel sektör inşaat yatırım gücü hızlı bir şekilde yapılaşma sürecine dahil edilmelidir.
• Deprem riski altında olan ülkemiz ekonomisinin başkenti İstanbul’un bir an önce tüm paydaşların katılımı ile Kentsel dönüşüm seferberliği ilan edilerek şehrin deprem mastır planı açıklanmalıdır.
• Günümüz şartlarında aşırı maliyet artışlarından dolayı vatandaşımız konuta erişmekte zorlanmaktadır. Buna engel olan ve konut edinimini zorlaştıran unsurlar ile topyekun mücadele edilmelidir.
• Konut maliyetlerindeki en büyük oran arsa payıdır bu oran ülke ortalamamızda %50 yaklaşmıştır. Arsa maliyet oranının ortalama % 35- 40 olan OECD ülkelerine yaklaştırılması hedeflenmelidir.
• Birçok belediyenin imar plan notlarında yer alan ‘125, 150, 175 metrekareden aşağı konut yapılamaz’ ibareleri en az 80 metrekare alt sınıra kadar yani 2+1 konutu sağlayacak sınırına çekilerek sosyal buhrana evrilmek üzere olan konut erişim sorununa destek olunmalıdır.
• Küçük aile ve tek başına yaşamak durumunda olan insanımızın kullanmadığı boş alanlara gereksiz ısıtma ve soğutma enerji israfı da önlenmelidir.
• Son yıllarda bozulan ekolojik sistemin korunması ve doğal kaynaklardan maksimum seviyede faydalanmak için yeşil sertifikalı yapılar teşvik edilmelidir.
• Betonarme yapıdan çelik yapıya geçiş teşvik edilmeli, özellikle çok katlı yapılarda da bu tutum devam ettirilmelidir.
• Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü eksikliğinin giderilmesi adına Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi nitelikli işgücü transfer programı geliştirilmelidir.
• Belediyeler arası çarpık uygulamalar Büyükşehir ve küçük şehirler olarak kategorize edilmeli imar, ruhsat ve ilişkili süreçleri net olarak tanımlanmalı, keyfiyet oluşturan boşluklar ortadan kaldırılmalıdır.
• Deprem risk kuşağı altında olan ülkemizde imar davaları çok uzun sürmemeli hukuk içerisinde kısa zamanda sonuçlanmalıdır
• Kamu müteahhitlerimizin geçmiş dönemlerden kaynaklı ifa güçlüğü çekenlerin mağduriyetleri giderilmeli K.İ.K yasası günümüz şartlarına göre revize edilmelidir.
• Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinden başta Ukrayna ve Suriye olmak üzere daha fazla pay almak üzere hazırlıklar yapılmalıdır.
• Sektör temsilcileri tüm bu sorunların ana sebebinin müteahhitlik meslek kanunun olmayışından kaynaklandığı noktasında hemfikirdir. Büyük ve Güçlü Türkiye’yi daha güvenli yapılara kavuşturmak, mesleğin gelişimi ve disiplinini sağlamak için; müteahhit meslek tanımının yapılarak, müteahhitler odasının kurulması gerekmektedir.
Çalıştayın sonuç raporundan da görüldüğü üzere, kurum ve kuruluş ayrıt etmeksizin Türk inşaat sektörünü oluşturan tüm paydaşlara önemli görevler düşmekte ve bu görevlerin ivedilikle yerine getirilmesi, sektörün geleceği için hayati önem taşımaktadır.
250 alt sektör ve 50’ye yakın iş kolu ile ilişkili olan inşaat sektörümüzü geçmişteki güçlü ve kararlı günlerine döndürmek için Kocaeli Müteahhitler Birliği olarak üzerimize düşen sorumluluğun farkında olduğumuzu ve bunun için gerek sahada gerekse yönetimler düzeyinde kararlılıkla çalıştığımızın bilinmesini isterim” ifadelerine yer verdi.