Parkinson’un beyinde dopamin üreten hücrelerin kaybına bağlı ve genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Özerdem, hastalığın el, kol, bacak ve çenede olmak üzere titreme, rijidite yani gövde, kol ve bacaklardan sertlik, hareketlerde yavaşlama ve yürüme, denge kontrol bozukluğu gibi 4 ana bulgusu olduğundan ve bazen bu dört ana bulguya depresyon, çiğneme-yutma bozuklukları, kabızlık, uyku bozuklukları, ciltte aşırı yağlanma, koku almada bozukluklar ve sebebi bilinmeyen eklem ve omuz ağrılarının da eşlik edebileceğinden bahsetti.
Parkinson’un tedavisi olan, takip gerektiren bir hastalık olduğunun ve tedavinin hastanın günlük işlerini bağımsız yapabilmesine ve yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik olduğunun üzerinde duran nörolog hastalığın dönem dönem iyileşme ve kötüleşmelerle giden dalgalı bir seyir gösterebileceğini, bu sebeple de doktorunuzun önerdiği nörolojik kontrol ve tedavileri aksatmamanın çok önemli olduğunu belirtti. Ayrıca başta 4 ana bulgu olmak üzere eşlikçi bulguları da kendilerinde fark eden kişilerin vakit kaybetmeden bir nörologa görünmeleri gerektiğini salık verdi.