İşte o açıklamanın içeriği: Bu topraklar geçmişten günümüze birçok kargaşa ve dağınıklığa ev sahipliği yaptı. Anadolu toprakları yine karmaşık ve sıkıntılı bir halde. Son 16 yıldır ülkenin oynanmadık ayarı kalmamıştır. Ayarlarımızla o kadar oynanmış ki neredeyse düzgün bir sistem üzerine oturtulması imkânsız hale getirilmiş. İnsanımız karşılaştığı acı tablo neticesinde kendisine bir çıkış yolu aramış, fakat aradığını bulamamış iktidar tarafından kandırılmıştır. Onlarca sıkıntı ile boğuşmak zorunda bırakılan halkımız, bir de kutuplaşma ve ötekileştirme ile mücadele etmek durumunda kalmıştır.
Tam da böyle bir noktada, bir ses işittik. Bizlere kardeş olduğumuzu hatırlatan bu sesle irkildik. Bu ses onlarca farklılığımızı kenara iterek bir ve beraber olmamızı telkin ediyor, aynı zamanda onlarca sorunumuzun çözülebileceğini haykırıyordu. Yani milletimize umut vadediyordu. Peki bu nasıl bir ses ve kime aitti?
Vicdan ve haysiyet sahiplerinin sırt dönemeyeceği, aklı başındaki herkesin kulak verip “Evet, doğru söylüyor.” diye takdirle karşılayacağı bir sesti bu. Sahibi ise Saadet Partisinin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu idi. O, göreve geldiği günden itibaren, Türkiye’nin meselelerine vakarlı bir şekilde yaklaşan, bizi biz yapan değerleri ön planda tutarak kardeşliğimizi pekiştiren, her kesime hitap eden diliyle bilgeliğini ispat eden bir insan...Aziz milletimiz onun bu sesine kulak verdi ve tükenmek üzere olan umudunu yeniden yeşertti. Çıkışıyla, duruşuyla ve dillendirdiği çarelerle; Temel Karamollaoğlu bu milletin umudu oldu. Şimdi insanlar bu umudun peşine düştüler. “Temel Bey ne diyor, ne söylüyor?” diye gözlerini, kulaklarını ona vermişler. Temel Bey’in, gerçek meselelere dokunduğunu kavramışlardır. Saadet ateşi bu milletin içine düşmüştür. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, Saadet partisi’ne olan teveccühün önüne set çekemeyeceklerdir. Allah’ın izniyle milletin Saadet Partisi’ne olan teveccühü, 24 Haziran’da sandığa da yansıyacaktır.
Söylenmedik sözümüz kalmadı. Bu millet kendisini kucaklayan bütünleştirici dilimizin şahidi olmuştur. Hiç kimse Saadet Partisi’nin kendi düşüncesine ait insanları dışlayan bir söylem içinde bulunduğunu iddia edemez. Her düşünceden, her partiden ve her inançtan insana hitap edebiliyor ve oylarını alabilecek bir pozisyonda bulunuyoruz. Saadet Partisi her evden en az bir oy alacaktır. Biz bunu çalışmalarımızda çok net bir şekilde gördük ve hissettik. Halkımız gerek Temel Karamollaoğlu’nun vakarlı siyaseti gerekse Kocaeli’nin sorunlarına karşı Kocaeli teşkilatlarımızın çalışmaları nedeniyle takdir ediyor ve oy vereceğini ifade ediyor.
Bu seçimin yıldızı Saadet Partisi olacaktır. Laz’ı, Çerkez’i, Türk’ü, Kürd’ü, Alevi’si, Sünni’si kısaca bu coğrafyanın insanı; 24 Haziran’da Saadet Partisi’ni meclise taşıyacak ve Saadet’in genç dinamik kadrolarıyla Türkiye’nin meselelerine çözüm üretmesine sebep olacaktır. Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun,beyefendi dili ve üslubu insanlar arasındaki yapay ayrışmaları kaldırmış kardeş olduklarını hatırlatmıştır.
Bu sebeplerden ötürü Saadet Partisi, farklı düşüncedeki pek çok insanın ortak buluşma ve dayanışma noktası olmuştur. Her görüşten insanı bir araya getiren bu ortak nokta; bizi bölmek isteyenlere en güzel cevabı vermiş ve ayrıştırıcı söylemin etkisini yok etmiştir. Ne yaparlarsa yapsınlar. Bu milleti birbirine düşman etmeyi başaramayacaklardır. Güzel günler görmek için, güzel sözler söylemek gerekir. Bu duygularla tüm hemşerilerimizin Ramazan Bayramını tebrik ediyor. Bayram vesilesiyle herkese sevgi ve saygılarımızı ifade ediyorum.Son olarak şairin diliyle diyorum ki; Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun. Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.