Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde önemli araştırmalar yürüten Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, “Depremin Tekirdağ-Mürefte’den Kumburgaza’a doğru uzanan batı kolda gerçekleşeceğini öngörüyoruz” dedi.
17 Ağustos deprem felaketinin 19’uncu yılında Enstitüsü’de düzenlenen toplantıda bir araya geldiğimiz Dr. Kalafat, beklenen büyük Marmara depremine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. “Marmara’da iki ana fay bulunuyor. Birincisi İzmit Körfezi’nden Adalar’ın güneyinden Saros’a uzanan hat, diğer kol ise İznik gölünün güneyinden, Gemlik Körfezi’ne doğru uzanan ve buradan güneybatı yönüne giden fay hattı” var diyen Dr. Kalafat, şöyle devam etti:
“Marmara Denizi’nde Çınarcık açıklarından başlayıp Tekirdağ’ın güneyinden Mürefte’ye uzanan fay hattı bütün kırılırsa depremin büyüklüğü 7,7 olacak. Ancak bu Marmara tarihinde görülmemiş bir şey. Marmara için 7,2’lik bir deprem öngörüyoruz. Marmara Deprem ve Tsunami Zararlarının Azaltılması ve Afet Eğitimi (MarDiM) projesi kapsamında 2014 yılından itibaren Marmara Denizi tabanına her yıl 15 deniz tabanı deprem ölçer (OBS) yerleştirdik. Böylece fayın kuzey kolunı gözlem altına aldık.
Verilerin değerlendirilmesinde depremin Tekirdağ-Mürefte’den Kumburgaza’a doğru uzanan batı kolda gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Gözlemlerimiz, Kumburgaz’ın doğusundan Adalar’ın güneyine uzanan fayda ise düşük bir depremsellik riski olduğu yönünde.
”TSUNAMİ RİSKİ VAR
Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre; Bursa’nın tektonik yapısının karmaşık olduğuna dikkat çeken Dr. Kalafat, “Bölgedeki diri faylar; Soğukpınar Fayı, Ulubat, Mustafakemalpaşa, Orhaneli, Bursa Fayı, Barakfakı, İnegöl, Gençali, Zeytinbağı, Karacabey, İznik-Mekece ve Gemlik Fayları. Bu bölge karmaşık bir tektonik yapıya sahip” dedi. Türkiye’nin yer hareketleri nedeniyle her yıl 2,5 santim batıya kaydığını dile getiren Dr. Kalafat’ın tespitleri şöyle:“Marmara kıyılarında olası tsunami riski de söz konusu.
Dalga boyunun 1-2 metre arasında olacağını öngörüyoruz. Herkes İstanbul’u konuşuyor ancak Güneybatı Ege’de 6 ve üzeri büyüklükte deprem riski var. Afrika dalma batma kuşağı Girit Adası’nın Rodos’a doğru uzanan kısmında, Datça açıklarını kapsayan alanda yakın zamanda 6 ve üzeri bir depreme neden olabilir. Doğu’da ise Erzincan, Ovacık, Muş arasındaki bölgede risk söz konusu. Marmara’da meydana gelecek büyük depremde en çok etkilenecek yerlerden biri de Silivri ve Tekirdağ. Maalesef Tekirdağ’ın deprem konusunda çok fazla eksiği bulunuyor. Bu kentle ilgili özel olarak ilgileniyorum ancak yapılması gereken çok iş var. 7.2’lik bir deprem Tekirdağ’da üzücü sonuçlar doğurur.”
2050’YE KADAR RİSK YÜZDE 50
“2050 yılına kadar fayın kırılma riski yüzde 50, bu tarihten sonra ise yüzde 75” diyen Kalafat, şöyle devam etti:“Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda büyük bir depremin olduğu kaynağın bir daha yeniden kırılması için 200-250 yıl geçmesi gerekiyor. Bu süre Doğu Anadolu fay hattı için 500-600 yıl arasında değişiyor. Örneğin Erzincan’ın doğusu ile Marmara’daki faylar 200 yıllık zamanlarını doldurdu. Ancak istatistikler ile deprem olma zamanını ayrı tutmamız gerekiyor. Türkiye’nin neresinde olursa olsun her iki günde bir 4 büyüklüğünde deprem oluyor.
Yılda 16 bin deprem kaydediyoruz. Türkiye’de ortalama her iki yılda bir 6 büyüklüğünde deprem yaşanıyor. Bazı yerlerde 50 yılda bir, bazı yerlerde 10 bin yılda bir olsa da 6 ve üstü depremler iki yılda bir görülüyor.”