Girdi maliyeti ile döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapılması, aldatıcı ticari uygulamalar kapsamına alındı.“Tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapma” ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar yönetmeliğinde “Aldatıcı Ticari Uygulamalar” kapsamına alındı.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısın da yer alan Ticaret Bakanlığı yönetmeliğiyle, “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapma”, yönetmeliğin “Aldatıcı Ticari Uygulamalar” bölümüne bent olarak eklendi.
ALDATICI TİCARİ UYGULAMALARDAN BAZILARI:1)
Ekonomik birliklere, meslek odaları ve kuruluşlarına, borsalara ve varsa bunların üst kuruluşlarına üye olunmamasına rağmen, kendini üye gibi tanıtmak ve bu tür kuruluşların düzenlemiş olduğu davranış kurallarına tabi olunduğunu iddia etmek.2) Yetkili otoritelerden gerekli izinleri almaksızın bir kalite işareti, güven işareti, çevresel işaret ya da benzerini kullanmak.3) Gerçeğe aykırı olarak, bir davranış kuralının kurum veya kuruluşlarca onaylandığını iddia etmek.4) Gerçeğe aykırı olarak, ticari uygulamaların veya bir mal ya da hizmetin kurum veya kuruluşlarca onaylandığını ya da bunlar için izin alındığını iddia etmek.5) Mal veya hizmetin özellikleri ve teklif edilen fiyat dikkate alındığında, ticari uygulamada bulunanın makul sayılabilecek bir süre ve miktarda söz konusu mal veya hizmeti ya da bunların muadillerini belirtilen fiyattan sunamayacağına veya başka bir yerden tedarik edemeyeceğine ilişkin yeterli bilgi sahibi olmasına rağmen, tüketiciyi bu konuda uyarmaksızın mal veya hizmetleri o fiyattan edinmeye davet etmek.
ZARARI GİDERİLMESİ MEVCUT
Aldatıcı Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'ne haksız ticari uygulama örneklerine dövize bağlı olmayan mallara zam yapılmasının da eklendiğini söyleyen Avukat Cenk Söbe, “Tüketici Kanuna göre, bu tür işlemleri yapan kişilere karşı idari ve hukuki yaptırım yolu mevcuttur. Hukuki yaptırıma göre, Tüketici, haksız ticari uygulamada bulunana karşı, hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi, durdurulması hatta maruz kaldığı zararların giderilmesi talebini ileri sürebilecektir.” dedi.
DAVA AÇILABİLECEK
Ayrıca tüketici örgütleri ve bakanlık da kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin dava açılabileceğini söyleyen Söbe,” İhtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.
Ayrıca İdari yaptırım mekanizmasını işletecek kurum, Reklam Kuruludur. Dava açma hakkı dışında, haksız reklam ve ticari uygulamaları durdurma, düzeltme ve yapanlara idari para cezası verme hususlarında görevli bu kurul marifetiyle tüketicilerin ayrıca korunması hedeflenmiştir.Avukat Cenk Söze konuşmasına şöyle devam etti: Kurul, mal veya hizmet piyasalarını resen veya şikayet üzerine inceleme, düzenleme ve denetim yapma, denetim sonucuna göre haksız ticari uygulamaları durdurma yetkisine sahiptir.
Son olarak, eğer bu işlemi yapan işletme, TTK uyarınca haksız rekabet niteliğinde bir eylemde bulunursa haksız rekabet failleri, tazminat sorumluluğu dışında belirli hal ve şartlarla hem hürriyeti bağlayıcı ceza hem de adli para cezası ile cezalandırılır. Böylece haksız rekabet failine ya üst sınırı iki yıl olmak üzere hürriyeti bağlayıcı ceza ya da adli para cezası verilebilecektir. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)94 sistemine göre adli para cezasının ödenmemesi, hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüşecektir.
Haksız ticari uygulama olarak ceza yaptırımını gerektiren fiiller, üç başlık altında toplanabilecektir:1) TTK m. 55'teki haksız rekabet fiillerinden birini kasten işlemek,2) Kişisel durumu, ürünleri, ticari faaliyetleri ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek,3) Çalışanların veya ifa yardımcılarının, cezayı gerektiren haksız rekabet fiilini önlememek veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmemektir
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısın da yer alan Ticaret Bakanlığı yönetmeliğiyle, “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapma”, yönetmeliğin “Aldatıcı Ticari Uygulamalar” bölümüne bent olarak eklendi.
ALDATICI TİCARİ UYGULAMALARDAN BAZILARI:1)
Ekonomik birliklere, meslek odaları ve kuruluşlarına, borsalara ve varsa bunların üst kuruluşlarına üye olunmamasına rağmen, kendini üye gibi tanıtmak ve bu tür kuruluşların düzenlemiş olduğu davranış kurallarına tabi olunduğunu iddia etmek.2) Yetkili otoritelerden gerekli izinleri almaksızın bir kalite işareti, güven işareti, çevresel işaret ya da benzerini kullanmak.3) Gerçeğe aykırı olarak, bir davranış kuralının kurum veya kuruluşlarca onaylandığını iddia etmek.4) Gerçeğe aykırı olarak, ticari uygulamaların veya bir mal ya da hizmetin kurum veya kuruluşlarca onaylandığını ya da bunlar için izin alındığını iddia etmek.5) Mal veya hizmetin özellikleri ve teklif edilen fiyat dikkate alındığında, ticari uygulamada bulunanın makul sayılabilecek bir süre ve miktarda söz konusu mal veya hizmeti ya da bunların muadillerini belirtilen fiyattan sunamayacağına veya başka bir yerden tedarik edemeyeceğine ilişkin yeterli bilgi sahibi olmasına rağmen, tüketiciyi bu konuda uyarmaksızın mal veya hizmetleri o fiyattan edinmeye davet etmek.
ZARARI GİDERİLMESİ MEVCUT
Aldatıcı Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'ne haksız ticari uygulama örneklerine dövize bağlı olmayan mallara zam yapılmasının da eklendiğini söyleyen Avukat Cenk Söbe, “Tüketici Kanuna göre, bu tür işlemleri yapan kişilere karşı idari ve hukuki yaptırım yolu mevcuttur. Hukuki yaptırıma göre, Tüketici, haksız ticari uygulamada bulunana karşı, hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi, durdurulması hatta maruz kaldığı zararların giderilmesi talebini ileri sürebilecektir.” dedi.
DAVA AÇILABİLECEK
Ayrıca tüketici örgütleri ve bakanlık da kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin dava açılabileceğini söyleyen Söbe,” İhtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.
Ayrıca İdari yaptırım mekanizmasını işletecek kurum, Reklam Kuruludur. Dava açma hakkı dışında, haksız reklam ve ticari uygulamaları durdurma, düzeltme ve yapanlara idari para cezası verme hususlarında görevli bu kurul marifetiyle tüketicilerin ayrıca korunması hedeflenmiştir.Avukat Cenk Söze konuşmasına şöyle devam etti: Kurul, mal veya hizmet piyasalarını resen veya şikayet üzerine inceleme, düzenleme ve denetim yapma, denetim sonucuna göre haksız ticari uygulamaları durdurma yetkisine sahiptir.
Son olarak, eğer bu işlemi yapan işletme, TTK uyarınca haksız rekabet niteliğinde bir eylemde bulunursa haksız rekabet failleri, tazminat sorumluluğu dışında belirli hal ve şartlarla hem hürriyeti bağlayıcı ceza hem de adli para cezası ile cezalandırılır. Böylece haksız rekabet failine ya üst sınırı iki yıl olmak üzere hürriyeti bağlayıcı ceza ya da adli para cezası verilebilecektir. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)94 sistemine göre adli para cezasının ödenmemesi, hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüşecektir.
Haksız ticari uygulama olarak ceza yaptırımını gerektiren fiiller, üç başlık altında toplanabilecektir:1) TTK m. 55'teki haksız rekabet fiillerinden birini kasten işlemek,2) Kişisel durumu, ürünleri, ticari faaliyetleri ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek,3) Çalışanların veya ifa yardımcılarının, cezayı gerektiren haksız rekabet fiilini önlememek veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmemektir