Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Eylül ayı olağan meclis toplantısı EBSO Meclis Başkanı Salih Esen başkanlığında ve ekonomist Uğur Gürses’in katılımıyla gerçekleştirildi. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, mecliste yaptığı konuşmada küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkelere ilişkin bir endişenin hakim olduğunu dile getirerek yılın son çeyreğine doğru Türkiye’de de ekonomik ve politik alanda yaşanan belirsizliklerin seyrini sürdürdüğünü söyledi.
Açıklanan yeni ekonomi programı ile ilgili görüşlerini ifade eden Başkan Yorgancılar şunları anlattı:"Yeni ekonomik programı ekonomik dengelenme, mali disiplin, üretim ve ihracatta katma değer odaklı değişim olmak üzere, ekonomik gerçeklerimizle uyumlu olarak yorumlayabiliriz. Hedeflenen verilere baktığımızda kısmen tutarlı bir tablo ile karşı karşıyayız. Kısmen çünkü, 2019 için dolar kurunun 5.60 seviyede tutulması, bütçe açığı, işsizlik oranı gibi bazı verilerde de iyimser bir yaklaşım gördük.
Özellikle düşük büyüme beklentisi, içinde bulunduğumuz gerçeklerin farkında olunması açısından önemlidir ama sonuç itibari ile acıdır. OECD de büyüme beklentisini, 2019 için binde 5’e geriletmiştir. Bununla birlikte paydaşlardan katkı alınması, kamu maliyesi dönüşüm değişim ofisinin kurularak, tasarruf tedbir önlemlerinin işletilmesi, reel sektörün finansmanı açısından Kalkınma Bankası ve Eximbank etkinliğinin artırılması gibi önemli eylem planları bulunmaktadır. Programda cari açığı düşürmek için ithalata bağımlılığın azaltılmasına ve ihracatın artırılmasına yönelik önlemleri de saanayi açısındananlamlı buluyoruz.
"'MALİ YAPI BOZULDU
'Son günlerde kamuoyuna yansıyan konkordatolarla ilgili de bir değerlendirme yapan Başkan Yorgancılar, artan kurlar karşısında firmaların borçlarını ödeyemez hale gelirken, bu borçların bankaların alacakları olduğunu kaydetti. Yorgancılar, “Hesabını bilmeyenler batıyor denebilir. Panik yok da denebilir. Ancak, şu bir gerçek ki, küçülen bir ekonomide sıkışan reel sektörün yansımaları oldukça acı olur.
Reel sektörün bugün net döviz borcu 216 milyar Dolar. Seneye 100 büyük firma çalışmasında da, 500 büyük firma çalışmasında da çok net göreceğiz ki, bugünler firmalara kambiyo zararı olarak geri dönecektir. Ve şimdiden karlar eridiği gibi mali yapı tamamen bozulmuştur. Bu da yatırım yapmayı ötelemekte, maliyet kontrolüne firmaları zorlamaktadır. Elbette ki, bu fırtına da dinecek ama dileğimiz ve amacımız en az hasarla fırtınadan çıkılmasıdır' dedi.
"ÜRETİCİNİN ELİ KOLU BAĞLANDI"
Elektrik ve doğalgaz zamlarının üretimi zorlaştırdığını savunan Ender Yorgancılar ocak ayından bu yana 4 kere elektrik ve doğalgaz faturalarına zam yapıldığını ifade etti. Yorgancılar, "Zamlara, artan kurla birlikte artan hammadde fiyatları da eklenince, üreticilerin eli kolu bağlandı" dedi.
'GERİ DÖNÜN' ÇAĞRISI
TUİK tarafından uluslararası göç istatistiklerinin açıklandığını hatırlatan Başkan Yorgancılar, 2017 yılında bir önceki yıla göre yurtdışına göçün yüzde 42.5, Türkiye’ye gelen göç oranının ise yüzde 22.4 arttığını ifade etti. 2018 yılında rakamların artabileceğini dile getiren Yorgancılar, “Türkiye’ye gelen T.C. vatandaşı oranı yüzde 21.8, Türkiye’den giden T.C. vatandaşı oranı yüzde 44.7’dir. Gelen ve giden yabancıların ilk üç sıralaması, Irak, Afganistan ve Suriye vatandaşı. İzmir’e gelenlerde yüzde 10, gidenlerde de yüzde 43’lük bir artış gerçekleşmiştir. Türkiye’den yurtdışına göç olgusunda birçok etken olmakla birlikte, yanlış eğitim politikaları ve istihdam olanakları da önemli bir paya sahiptir.
Zira, göç edenleri yaş grupları bazında incelediğimizde en büyük payın 20-29 ve 30-34 yaş grupları arasında olduğunu gözlemliyoruz. Bizim genç beyinlerimizi ülkemizde tutmaya ve onlardan maksimum ölçüde yararlanmaya ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanının ‘geri dönün’ çağrısını bu anlamda oldukça anlamlı buluyorum. Ama bunun için de, uygun ortamın sağlanması gerekmektedir.
"'MERKEZ BANKASI’NI ANLAMAKTA ZORLANIYORUZ'
EBSO Meclis Başkanı Salih Esen de konuşmasında, her geçen gün daha çok hissedilen bir durgunluğun içine girildiğini ifade ederek döviz kurlarındaki bilinmezliğin fiyat vermeyi güçleştirerek iş yapmayı engellediğini ileri sürdü. Bir gün önce aldıkları malı bir gün sonrasına aynı fiyatla alamadıklarını anlatan Esen, “Tüketici için de benzer durum söz konusu. İçinde bulunduğumuz bu darboğazdan bir an evvel çıkabilmeyi ümit ediyoruz. Merkez Bankası, beklentilerin üstünde yaptığı hamle ile faizleri 625 baz puan artırdı. Bunu bazen anlamakta zorlanıyoruz"ö dedi.Esen, İzmir’in Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından düzenlenen Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın Türkiye ulusal şampiyonu olarak seçildiğini açıkladı. 23 ülkeden 132 kentin katılımıyla gerçekleştirilen değerlendirmede İzmir’in büyükşehir belediyesinin gerçekleştirdiği çevre yatırımlarıyla uluslararası yarışmanın finalistleri arasına girmeye de hak kazandığını vurgulayan Başkan Esen, “Kent yönetimimizi bu başarısından dolayı tebrik ederken, 12 Eylül'de ABD’de finale kalan 40 kent arasından belirlenecek nihai sonuçlar için de başarılar diliyorum" diye konuştu.
EKONOMİDE SON 10 YILI HATIRLATTI
Ekonomi yazarı Uğur Gürses, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sıkıntıların temelinde son 10 yılın etkili olduğunu söyleyerek, dünyada basılan ucuz ve bol paranın gelişen ülkelere kaydığını açıkladı. 2010- 2011 yılında yüzde 40’lık bir kredi büyümesi yaratıldığını ifade eden Gürses, sonraki yıllarda büyüme ivmesinin azaldığını belirtti. Uğur Gürses “Ülkemizde bugünkü fotoğraf iç açıcı değil. Türkiye’nin döviz rezervi azaldıkça kriz tehditi büyüyor. Türk Lirası istikrara kavuşmadığı sürece ithalat ihracat yapmakta zorlanacaksınız. Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesini iktidar o dönem hafife aldı. Ama sıcak parayı o dönem kaybettik" diye konuştu.
IMF’DEN DESTEK VURGUSU
Hane halkı tüketiminde belirgin bir gerileme olduğunu ifade eden Uğur Gürses, 2019’da da bu gerilemenin süreceğini öne sürdü. Krizin iyi yönetilemediğini savunan Gürses, ekonominin seyriyle ilgili şunları söyledi:"Türkiye’de ekonomik yavaşlama ile birlikte, hane halkı tüketiminde düşüş, yüksek enflasyon, dış kaynak akışında daralma ve işsizlikte yükseliş göze çarpıyor. Bir an önce Türkiye’nin normalleşmesi gerekiyor. Bu kadar yüksek bir bilanço hasarı ortaya çıkarsa Türkiye IMF’den destek almak zorunda kalır. Birkaç yıl içinde ülkenin rayına gireceğini düşünüyorum. Çünkü orta sınıf refah düzeyine alıştı. Siyaset bu gidişi değiştirmezse toplum siyaseti değiştirir."