Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, gündelik hayatın gündeminin "Fakir fukara ne yiyecek" olduğunu söyledi. Barbarosoğlu, "Fakir ve bekâr yemeği olarak bilinen menemen artık davet yemeği hükmünde" diyerek, "Kırmızı biberin kilosu geçen hafta 20 TL’ye dayandı. Bu gidiş gidiş değil. İnsanımız ekmek ve dikmekten giderek uzaklaşıyor" ifadesini kullandı.
Barbarosoğlu'nun "Gündelik hayatın gündemi/ Fakir fukara ne yiyecek!" başlığıyla (12 Nisan 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:Hayatı anlamak için günlük sohbetlerin neyin etrafında döndüğüne odaklanmak her zaman zihin açıcıdır. Size son üç gündür, beş farklı arkadaşla yaptığımız sohbetin muhtevasından bahsetmek istiyorum.
Beş arkadaşım ile farklı sebeplerle bir araya geldik ya da telefon tellerinde buluştuk. Birincisi ile geçmiş olsun, ikincisi ile yeni bir iş bulabildin mi, üçüncüsü ile torun tebriki, dördüncüsü ile Allah rahmetini ziyade etsin başınız sağ olsun diye taziye, beşincisi ile hiç sesin soluğun çıkmıyor hayatta mısın diye başlayan sohbetlerimiz oldu.
Başlangıçlar farklı idi lakin sohbetin teması ve sonu hep aynı noktada nihayetlendi.Beş arkadaşımla yaptığım sohbetlerin ortak teması hayatın pahalılığı üzerinden devam etti. Her birinin kültür seviyesi, öncelikler sıralaması, ekonomik gelir düzeyi farklı. Ama hepsinin ortak noktası fakir fukara ne yiyecek endişesinde kilitlendi, zenginlerin giderek artan israf ve bencilliği ile noktalandı.
Dar gelirli aileler çocuklarının ruhunu beslemekte yetersiz kalıyordu, bedenini de besleyemeyecek bu gidişle endişesi ile nihayetlendirdik konuşmalarımızı.Eskiden zenginler toy düğün kurarken mahallenin, köyün fakirlerini gözetirdi. Küresel düğün trendi, zenginin kibrini fotoğraflar üzerinden tescilleyip görünmez kılıyor.
Hintli zenginler kırk gün kırk gece düğün için Antalya’ya gelirken, Türkiye’nin zenginleri gah Maldivler’e gidiyor duvak açmak için, gah Dubai’ye.Sermayenin küreselleşmesi, zenginlerin aidiyet bilincini imha etti. Hiçbirisi doğduğu ülkenin topraklarına karşı kendini mesul hissetmiyor.
Eğitime nasıl katkı sunarım, tarımı iyileştirmek için ne yapabilirim diye soranların, işsize iş, aşsıza aş bulmak boynumun borcudur diyenlerin sayısı giderek azalıyor. Parası arttıkça gönlü kuruyor zenginlerin, yükseldikçe içinden çıktığı toplumun derdini unutan umursamazlık baş gösteriyor.
Bu umarsızlık zengin ile kapitalisti ayıran fark elbette.Kapitalistler duvak açmak için eşini dostunu Dubai’ye çağırırken; fakir ve bekar yemeği olarak bilinen menemen artık davet yemeği hükmünde. Kırmızı biberin kilosu geçen hafta 20 TL’ye dayandı.Bu gidiş gidiş değil. İnsanımız ekmek ve dikmekten giderek uzaklaşıyor.
Barbarosoğlu'nun "Gündelik hayatın gündemi/ Fakir fukara ne yiyecek!" başlığıyla (12 Nisan 2019) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:Hayatı anlamak için günlük sohbetlerin neyin etrafında döndüğüne odaklanmak her zaman zihin açıcıdır. Size son üç gündür, beş farklı arkadaşla yaptığımız sohbetin muhtevasından bahsetmek istiyorum.
Beş arkadaşım ile farklı sebeplerle bir araya geldik ya da telefon tellerinde buluştuk. Birincisi ile geçmiş olsun, ikincisi ile yeni bir iş bulabildin mi, üçüncüsü ile torun tebriki, dördüncüsü ile Allah rahmetini ziyade etsin başınız sağ olsun diye taziye, beşincisi ile hiç sesin soluğun çıkmıyor hayatta mısın diye başlayan sohbetlerimiz oldu.
Başlangıçlar farklı idi lakin sohbetin teması ve sonu hep aynı noktada nihayetlendi.Beş arkadaşımla yaptığım sohbetlerin ortak teması hayatın pahalılığı üzerinden devam etti. Her birinin kültür seviyesi, öncelikler sıralaması, ekonomik gelir düzeyi farklı. Ama hepsinin ortak noktası fakir fukara ne yiyecek endişesinde kilitlendi, zenginlerin giderek artan israf ve bencilliği ile noktalandı.
Dar gelirli aileler çocuklarının ruhunu beslemekte yetersiz kalıyordu, bedenini de besleyemeyecek bu gidişle endişesi ile nihayetlendirdik konuşmalarımızı.Eskiden zenginler toy düğün kurarken mahallenin, köyün fakirlerini gözetirdi. Küresel düğün trendi, zenginin kibrini fotoğraflar üzerinden tescilleyip görünmez kılıyor.
Hintli zenginler kırk gün kırk gece düğün için Antalya’ya gelirken, Türkiye’nin zenginleri gah Maldivler’e gidiyor duvak açmak için, gah Dubai’ye.Sermayenin küreselleşmesi, zenginlerin aidiyet bilincini imha etti. Hiçbirisi doğduğu ülkenin topraklarına karşı kendini mesul hissetmiyor.
Eğitime nasıl katkı sunarım, tarımı iyileştirmek için ne yapabilirim diye soranların, işsize iş, aşsıza aş bulmak boynumun borcudur diyenlerin sayısı giderek azalıyor. Parası arttıkça gönlü kuruyor zenginlerin, yükseldikçe içinden çıktığı toplumun derdini unutan umursamazlık baş gösteriyor.
Bu umarsızlık zengin ile kapitalisti ayıran fark elbette.Kapitalistler duvak açmak için eşini dostunu Dubai’ye çağırırken; fakir ve bekar yemeği olarak bilinen menemen artık davet yemeği hükmünde. Kırmızı biberin kilosu geçen hafta 20 TL’ye dayandı.Bu gidiş gidiş değil. İnsanımız ekmek ve dikmekten giderek uzaklaşıyor.