Bakan Selçuk'un sözlerinden satır başları:
Biz bu sistemi kurarken şöyle bir karar varmıştık; sistemlerin birbiri ile bağlantısını dikkate almadan herhangi bir değişiklik yapılmayacak, bu değişikliklerin yeri ve zamanı dikkate alınacak. Her zaman söylüyoruz, biz acele etmiyoruz. Bundan dolayı eğer kendi işlemlerimizi yürütürken acele edersek, fizibilite raporlarını dikkate almaksızın bir genellemeyle yola çıkarsak elbette bir takım sıkıntılarımız olacak. Öğretmen eğitimlerine çok dikkat ediyoruz. Böyle bir sistemi ortaya koyabilmek temel koşullardan dolayı öğretmene bağlıdır. O yüzden birkaç gün değil, birkaç hafta değil birkaç yıl süren öğretmen eğitimlerinden bahsediyoruz.
‘BİZ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN BİR ÖZ GELECEK YAZMAK İSTİYORUZ’
Sınıfta öğretmenleri güçlendirmeden bu tasarının hayata geçmesi mümkün değil. Önümüzdeki aylarda bunun detaylarını paylaşacağız. Biz bunu yaparken katılımı çok önemsedik. Çünkü bu tek başına bir akademik tasarı değil. Bu kişisel bakış açısına sahip bir tasarım değil. Yüzlerde öğrencinin, eğitmenlerin, uzmanların desteğiyle bunları birleştirerek yüksek katılımla bir yere varmaya çalıştık. Sadece benim ve arkadaşlarımın kişisel deneyimleri yetmez. Biz bir deneme tahtasıyla ilgilenmiyoruz. Biz bilimsel metotlarla neyi nasıl yapabilirizin peşindeyiz.Bütün bunları milli birlik ilkesi altında ele almak zorundayız.Biz çocuklarımız için bir öz gelecek yazmak istiyoruz.
‘LİSELERDE DERS SAYISI DÜŞÜRÜLÜYOR’
9’larda 15-16 dersten söz ederken, şu anki tasarımda 8 dersten söz ediyoruz. 10. sınıfta 9 ders, 11-12 bu böyle devam ediyor. Niye azaltıyoruz? Bir çocuğun 15-16 dersi anlaması ve içselleştirmesi mümkün olmuyor. Soru çözmek başka, sorun çözmek başka. Bizim çocukları soru şablonlarını ezberleyerek soruları çözebilirler. Ama aslolan şu: Bu soruları çözerken bunun anlamının ne olduğu, neden yapıldığını anlamakta zorlanabilirler. Çocuğun hayatta problem çözmesi önemli. Bir genç işe başladığında iş yerindekiler soru çözmekle ilgilenirler mi? İlgilenmezler, ‘sen problem çözebiliyor musun?’ derler
HEY dediğimiz bir fırsat var. İlk ve ortaokulda tasarım beceri atöyleleriyle yapmaya çalıştığımız ve çocuğun 1. sınıftan itibaren birçok yeteneği yüzlerce binlerce kez denediği, lisede devamı olarak bu tür aktivitelerle zenginleştirmesini hedefliyoruz. Sanatın ince ayarından geçmeyen bir çocuğun şahsiyetinin oluşması zor oluyor. Yıllarca soru çözen çocuklarımız için hayatın başka gerekleri var. Çocuğun fiziksel aktiviteleri de çok önemli. Çocuğun sadece kağıt üzerinde soru çözerek değil, hayatın içinde tecrübe kazanmasına çok önem veriyoruz
‘ÇOCUĞUN KENDİSİYLE BULUŞMASINI SAĞLAYACAK BİR ALTYAPI GEREKİYOR’
Çocuğun kendisiyle buluşmasını sağlayacak bir altyapı gerekiyor. Çocuk, 11. sınıfta bile farklı bir alana yönelme tercihine sahip olmalı. Dersler kişiselleştirebilmeli. Çocuğun ilgili alanlarını ölçmeliyiz. Çocuk kendisini tanıma imkanını bulacak. Çocuğun yeteneğini, kişiliğini ölçecek miyiz? Tabii ki ölçeceğiz
Ortaöğretim tasarımıyla ilgili çalışmayı sadece bir ders çizelgesi olarak görmek elbette mümkün değil. Bu Türkiye’nin bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi. Türkiye’nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesinin bir eğitimsel projesi.
‘YENİ SİSTEM 2024’E DENK GELİYOR’
Bu ortaöğretim tasarımına uygun bir yükseköğretim sınavı nasıl yapılır, ortaöğretimde sınavlar nasıl olmalı. Bunun için çalışıyoruz. Yeni sistem 2024'e denk geliyor. O zamana gelmeden önce bunu netleştireceğiz. Kendimize sorduk. Bunun nasıl tek bir parça halinde bütünleştireceğiz. Asıl zaman alan bu. Biz akademik gelişimi çok önemsiyoruz. Disiplinler üstü çalışmaları çok önemsiyoruz. Örneğin doğa bilimleri, sosyal bilimler gibi bütünleşik mantıkla ders almasını çok istiyoruz. Aynı zamanda duygusal ve bilgisel gelişimi önemsiyoruz.
Burada 10 ve 11’inci sınıf çok önemli. Bilgi kuramı burada devreye görüyor. 9, 10 ve 11’inci sınıflarda haziran aylarında çocukların yıl içinde öğrendiklerini projelendirmeleri, yani hasat haftası ayı gibi bir dönem istiyoruz. Bunu şu anda birçok okul yapıyor. Ama tüm okulları kapsayacak bir hasat dönemi istiyoruz.
Biz burayı üniversiteye hazırlanma dönemi olarak görüyoruz. Burada ortak dersler ve ayrıca seçmeli dersler olacak. Proje, portfolyo çalışmaları yapılacak. Bunun için altyapı eksikliklerimizi, öğretmen eğitimiyle ilgili mesafeyi öğrenme ortamına ait yatırımları yapmalıyız. Gençlerimiz dünyadaki diğer öğrenciler ne yapıyorsa fazlasıyla yapar yeter ki engellemeyelim, imkân sağlayalım. 10 ve 11 sınıfın dersleri seçmeli olacak ve belirli gruplardan belirli sayıda dersler seçilebilecek. İlgi alanları ve gelecekte yapmak istedikleri meslekle ilgili eğitim alacaklar.