Yemek sektörüne Gıda fiyatlarındaki artış ve istihdamdaki gerileme endüstriyel yemek sektörünü de kıskaca aldı. Türkiye genelinde yüzde 5 ile yüzde 25 arasında küçülen sektörde, çeşitli boyutlarda şirketlerin piyasadan çekildiği öğrenildi. Küçülmeden en fazla etkilenen il ise otomotiv sektöründen dolayı Bursa oldu. Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Dönmez, Bursa'da günlük catering kapasitesinin yaklaşık 500 bin kişi olduğu belirtildi.
Sebze fiyatlarındaki artışın yemek sanayiini ve fabrikaları sebze yemeklerinden uzaklaştırdığını kaydeden GİB Grup Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ. Genel Müdürü Leman Yurttaş, "Patlıcan fiyatları 10 lirayı bulunca, firmalar menülerinden türlüyü kaldırdı. Önceden türlü gibi yemek çeşitleri maliyetleri dengelemek amacıyla sunulurken, bugün sebze yemekleri daha pahalıya geliyor. Yemek sanayicisi 'köfte versem daha ucuz' diyor. Yemek maliyetleri o kadar ince bir çizgide ki bu fiyatlara sebze yemekleri hiç verilmemeli" dedi.
Dünya gazetesinden Sergül Keskin ve Zehra Oruç’un haberine göre; sanayi çarklarındaki yavaşlama ve gıda fiyatlarındaki artış, endüstriyel yemek sektörünü de olumsuz etkiledi. Gıda fiyatlarındaki yüzde 40'lara ulaşan artışın yarattığı sorunları çözmek için uğraşan sektör, sanayide mesailerin durması ve istihdamdaki gerileme ile birlikte küçülmesini sürdürdü. Bursa'da otomotiv sektöründen dolayı küçülmenin yüzde 25'lere ulaştığı belirtilirken, kamuya ihale ile yemek veren bazı firmaların da sektörden çekildiği öğrenildi.
“BİR TABAKTAKİ MİNİMUM MALİYET ARTIŞI YÜZDE 40'IN ÜZERİNDE”
Konuyla ilgili Dünya gazetesine açıklama yapan Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Sedat Zincirkıran, sektörün en önemli girdilerinin gıda ve enerji maliyeti olduğunu, TÜİK verilerine göre nisan ayında yüzde 31.86'ya çıkan gıda enflasyonunun, mayıs ayında ise mevsimsel gerilemeyle yüzde 28.44'e indiğini söyledi. Yıl içinde sebze meyve fiyatlarında yüzde 400'ü bulan fiyat artışları yaşandığını, kırmızı etin yanı sıra beyaz et fiyatlarının da tırmanışa geçtiğine işaret eden Zincirkıran, doğalgaz ve elektrik gibi enerji maliyetlerinde enflasyonun 3.5 katı artışın karşılanamaz hale geldiğini kaydetti.
Zincirkıran, "Bir tabaktaki minimum maliyet artışı yüzde 40'ın üzerinde. Devletle iş yapan firmaların yıllık ya da 2 yıllık sözleşmeleri var. Döviz artışıyla birlikte zorda kalan bu firmaların bu işin altından kalkabilmeleri mümkün değil. Siz işi almışsınız, normal enflasyon yüzde 7-8 diye yola çıkmışsınız, sonra enflasyon yüzde 40-50 olmuş. Dolayısıyla firma zarar ediyor. Sanayici maliyetini karşılamadan yemek verme lüksüne sahip değil. Bakanlıklar nezdinde girişimlerimiz oldu. Onlar da bir takım çalışmalar yapıyor. Teminat mektuplarını yakmadan projeyi terk etmelerini sağlıyorlar. Yeniden ihlale yapılıyor. Yaşanan bu sıkıntıdan dolayı şu anda sektörde çeşitli boyutlarda firmalardan piyasada çekilenler var" dedi.
Özel sektör firmaları ile de benzer görüşmelerin yapıldığını anlatan Zincirkıran, çeşitli formüllerle, menülerde değişiklikler yapılarak maliyetin dengelenmeye çalışıldığını söyledi. Gıdanın maliyetleri içindeki payının yüzde 60 olduğunu ifade eden Zincirkıran, sebze ve meyvede mevsimsel indirim bekledikleGıda sektöründe önceki yıllarda satın alma vadeleri 120 günü bulurken, bu yıl temel üretici denilen et, süt, bakliyat üreticilerinin vadeleri 60 güne çektiğini belirten Coşkun Dönmez, yemek sanayiinden hizmet alan firmaların ise vadeyi 120 güne uzatmak istediklerini, sektörlerinde finansal makasın açıldığını söyledi.
Dönmez, 26 üyesi bulunan rini, ancak bunun da aradaki makası kapatmaya yeterli olmayacağını vurguladı. Zincirkıran, "43 yıldır bu işi yapıyorum. Fiyatlarda böyle bir artış yaşamamıştık. Şuna inanıyoruz. Bakanlıklar nezdinde fiyatlar daha kontrol altına alınacak. Ürün planlanması ile 2020 yılında daha makul fiyatlara ürün tedarik edebileceğiz. Tarım Bakanlığı'nın bu konuda çalışma yaptığını biliyoruz. Biz de endüstriyel yemek sektörü olarak gerekli destekleri vermeye hazırız" ifadelerini kullandı.