Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri, TUİK’in Türkiye’de ki kütüphanelerle ilgili bu hafta açıkladığı istatistik rakamları üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
TUİK’in 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de 31 bin 451 kütüphanenin faaliyet gösterdiğini belirten Aydın İleri gerçekte kütüphane sayısının beş bini geçmediğini, belirtti. İleri; “Şişirme istatistikler değil gerçeklerle acil bir kültür, kütüphane politikamız olmalı. Metropollerde büyüklükleriyle övünülen kütüphanelerden ziyade en küçük yaşam birimine kadar ulaşacak kütüphaneler, kitaplıklar, okuma odaları açılması, okuma kültürü seferberliği yapılması eğitim ve kültür bakanlıklarının en acil görevi olmalı” dedi.
İSTATİSTİK KURUMU HALKINA YALAN SÖYLER Mİ
Aydın İleri; “TÜİK her yıl standart bilgi formlarını belli kurumlara gönderiyor. Bu formlarda zorunluluk gereği dolduruluyor. Gelen bilgiler alt alta üst üste toplanıp bu yıl Türkiye’de bilmem kaç kütüphane var diye rapor/bülten yayınlıyor. ‘İstatistik’ komedisiyle Türkiye bir kütüphane cenneti gibi gösteriliyor. Ülkenin güvenilir tek istatistik kurumu halkına ‘yalan’ söyler mi? Eksik bilgi vererek, yanlış bilgi vererek halkını aldatır mı? Ve daha önemlisi ülkenin gazeteleri, yayın organları bu verileri hiç sorgulamadan incelemeden irdelemeden yayınlar mı? Kütüphane ve kültür istatistiklerini şişirerek kültürlü olunmaz” ifadelerini kullandı.
“TUİK’İN VERİLERİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
TÜİK verilerinin çeliştiğini belirten İleri, “TÜİK'in ve MEB'in istatistik verileri dört duvar arasında raflarda gördüğü her kitabımsı kâğıt topluluklarını kütüphane olarak değerlendiriyor. Milli Eğitim okul İstatistiklerinde okul sayısı 65 bin 564. TÜİK’in okullar için verdiği 26 bin 690 kütüphane rakamını doğru kabul edecek olursak Türkiye eğitim kurumlarının 38 bin 874 okulda kütüphane yok. MEB'in Z-Kütüphane sayfasında Türkiye Geneli Okul Kütüphanesi Sayısı: 18 bin 916, TÜİK verileri ile MEB Z Kütüphane sayfası verileri bile çelişiyor. TÜİK ve MEB'in verileri doğru kabul edecek olsak bile eğitim verdiğimiz çocukların, gençlerin yarısından fazlası eğitimde kütüphane hizmetinden mahrum” diye belirtti.
DÜNYADA BİLİMSEL YAYIN ÜRETİMİNDE GERİDEYİZ”
Çocuk kütüphanelerinin sayısına da değinen İleri, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı sadece çocuk kütüphanesi olarak hizmet veren 60’a yakın, yerel yönetimlerin çocuk kütüphanelerini de katarsak 120’ye yakın çocuk kütüphanesi istatistiklerde belirtilmiyor. Ayrıca Halk Kütüphaneleri, sadece kültür ve turizm bakanlığına ait kütüphanelerden alınan verilerle sunulmuş. Bu verilerin kendisi bile gerçekleri yansıtmıyor. 1162 halk kütüphanesinin 126’sı halen personel yokluğu ya da farklı nedenler ile geçici kapalı, kapalılık süresi 15 yılı geçen kütüphaneler var. 957 ilçemizin maalesef 121’inde kütüphane bulunmuyor. Bu 121 ilçede yaşayan yaklaşık on bir milyon vatandaşımız kütüphane kavramından uzak yaşıyor. Türkiye’de 2017-2018 öğretim yılında üniversitelerde 7 milyon 560 bin 371 öğrenci eğitim aldı. Bu öğrencilere eğitim veren kütüphane sayısı 598. Fakülteler ve meslek yüksek okullarının fiziksel dağılımlarına bakıldığında akademik eğitimde de kütüphane sayısı yetersiz. Bilimsel yayın üretiminde uluslararası alanda hala gerilerdeyiz” dedi.
“BİRÇOK KÜTÜPHANE TÜRÜ YOK SAYILIYOR”
Verilerde kütüphanelerin yok sayıldığını söyleyen İleri, “Yayınlanan istatistiklerde sayısı 300’ü geçen ve örnek çalışmalara imza atan yerel yönetim kütüphanelerine hiç değinilmemiş. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 30’dan fazla nitelikli kütüphane var. Kadıköy, Beylikdüzü, Bağcılar, Pendik, Zeytinburnu, Beyoğlu gibi çok önemli kütüphane hizmetleri veren belediyelerin hizmetlerinin görmezden gelinmesi, analiz edilmemesi İstatistik bilimine yakışmıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Kayseri, Bursa, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te ve birçok ilde hizmet sunan yerel yönetim kütüphaneleri bu verilere göre yok sayılıyor” dedi.
İleri konuşmasını şöyle sürdürdü:
“KÜLLİYE/SARAY KÜTÜPHANESİ BİLE İSTATİSTİĞE DÂHİL EDİLMEMİŞ”
“Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki büyüklüğü ile övünülen ‘saray kütüphanesi’ bile TÜİK istatistiklerinde yer verilmemiş. MEB’in, Diyanet İşleri Başkanlığının, TCDD’nin, sanayi odalarının, ticaret odalarının, borsalar birliğinin vb. birçok kurumun kütüphaneleri bu istatistiklerde yer bulamamış. Kamu kurumları kütüphanelerinden veri alamayan bu veriyi analiz edemeyen bir istatistik kurumumuz var. IRCİCA, İSAM, Arçelik, ŞİŞECAM, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İzmir Milli Kütüphanesi vb. hizmet sunan çok önemli kütüphane ve bilgi merkezi kütüphane bu verilerin dışında kalması verilen değerli hizmetlere haksızlık.
“KÜTÜPHANELER FIRSAT EŞİTLİĞİ SUNAR”
2018 ve 2019'daki dövizin artışı olmayan okuma alışkanlığımızı olumsuz etkiledi. Yayıncılık sektörünün üretimdeki her aşamasındaki dışa bağımlılık kağıt, mürekkep, makine, telif hakları vd. kalemler üretimi düşürdü. Kitap fiyatları yükseldi, halkın kitap alımı, kültür harcamaları düştü. Tam da bu noktada kütüphaneler, sosyal devletin hizmeti olan; Halk Kütüphaneleri, okul kütüphaneleri, çocuk kütüphaneleri ve üniversite kütüphaneleri daha da değer kazandı. Kütüphaneler sosyal adaletsizliğin olduğu, yoksulluğun arttığı ülkelerde fırsat eşitliği sunar. Toplumdaki bilgi eşitsizliğini ortadan kalkmasına öncülük eder.”
“KÜTÜPHANECİ KADROSU YOK”
Kütüphaneci kadrosu olmadığını da belirten İleri; “Raflarda duran kitap yığınlarını işlevli kılacak olan, öğretmene, öğrenciye, velilere rehberlik ve liderlik yapacak olan kütüphanecidir. Kütüphaneye yaşam katan, enerji katan kütüphanecidir. Ancak maalesef ‘kütüphaneci’ diye bir kadro bile yok. Var olduğu söylenen okul kütüphanelerinde bazı ‘özel okullar’ hariç çalışan kütüphaneci sayısı sıfır. MEB’in resmi okulunda ‘Kütüphaneci Kadrosu’ ile çalışan personeli yok. Özel okulların genelinde bile kütüphane yok. Kütüphaneci çok az sayıda istihdam ediliyor” dedi.