Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir doğal gaza yeni bir zammın sürpriz olmayacağını söylerken "Türkiye hâlâ enerjide dışa bağımlı bir ülke” ifadesini kullandı.Sözcü'den Özlem Gürses'e konuşan Pamir, "Türkiye, tükettiği enerjinin yüzde 30.5'ini doğalgazla karşılıyor" dedi.Pamir'in Gürses'in sorularına verdiği yanıtların bir bölümü şöyle:
– İktidar enerjide çok büyük yatırımlar gerçekleştiğini anlatıyor. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı çözüldü mü?
– İktidar enerjide çok büyük yatırımlar gerçekleştiğini anlatıyor. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı çözüldü mü?
AKP iktidara geldiğinde, Türkiye'nin enerji tüketiminde dışa bağımlılığı yüzde 68'di. 2017 yılında yüzde 76 olmuş. Yani azalmamış, artmış. AKP iktidarında enerji tüketimi de yüzde 89 artarken, yerli üretim sadece yüzde 45 artmış. Yani arada yüzde 54 fark var, demek ki o farkı bir yerden satın alıyoruz. İthalat rakamları gösteriyor zaten; 2002 yılında 57 milyon ton petrol eşdeğeri olan toplam enerji ithalatı, 2017'de 124 milyon ton petrol eşdeğeri olmuş. Yani yüzde 118 artmış. Elektrik üretiminde de durum benzer. 2018 yılında, elektrik üretimi için kullanılan kaynakların yüzde 51.2'si dış kaynak. Cari açığın da artmasının en büyük nedeni; AKP'nin yanlış ekonomi ve enerji politikası… Ve tabii ki dış politikası.
– BOTAŞ ve TPAO neden Varlık Fonu'na geçti?İçeriden gelen haberler nasıl?
Sonuçta binlerce personeli olan kurumlar… AKP iktidarının tüm yaptığı, Cumhuriyet'in birikimlerini satıp savarak, günü ve kendilerini kurtarmaya çalışmak… Enerji sektöründe, Cumhuriyet hükümetlerinin kurduğu ve 100 yıla yakın birikimi olan tüm kamu kurumları da adeta haraç-mezat satıldı. TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, Petkim, DİTAŞ, EÜAŞ'a bağlı santraller, Türkiye Gübre Sanayii ve daha onlarcası…AKP iktidara geldiğinde, elektrik kurulu gücümüzün yüzde 67'si kamudayken, bugün kamunun elindeki santrallerin kurulu gücü, özelleştirmeler sonucunda toplamın yüzde 20'sinin altına indi. Elde kalan son kuruluşlar olan TPAO ve BOTAŞ'tı. Görevleri, petrol ve doğalgaz gibi iki stratejik ve yaşamsal değerdeki kaynağı aramak, üretmek ve taşımak olan bu iki kamu kurumunu da “dış kaynak temin etmek” için 2017'de Varlık Fonu'na devrettiler. Üstelik bunu bir de “milli enerji politikası” diye pazarlamaya kalkışıyorlar. Yani TPAO ve BOTAŞ; yanlış, olağandışı yüksek maliyetli, riskli ve stratejik olarak da sakıncalı “çılgın projelerin” finansmanı için çeyiz olarak seçildi.
– Acaba onlar da mı özelleştirilecek?
Umarım bu gerçekleşmez. Çünkü halen denizlerimizdeki tüm ruhsatlar TPAO'ya ait. Herhangi bir özelleştirme durumunda, bu ruhsatlar yabancı şirketlerin eline geçer. Bu da Karadeniz'de, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de elimizi zayıflatır.
– Doğrusu ne bu işin?
– BOTAŞ ve TPAO neden Varlık Fonu'na geçti?İçeriden gelen haberler nasıl?
Sonuçta binlerce personeli olan kurumlar… AKP iktidarının tüm yaptığı, Cumhuriyet'in birikimlerini satıp savarak, günü ve kendilerini kurtarmaya çalışmak… Enerji sektöründe, Cumhuriyet hükümetlerinin kurduğu ve 100 yıla yakın birikimi olan tüm kamu kurumları da adeta haraç-mezat satıldı. TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, Petkim, DİTAŞ, EÜAŞ'a bağlı santraller, Türkiye Gübre Sanayii ve daha onlarcası…AKP iktidara geldiğinde, elektrik kurulu gücümüzün yüzde 67'si kamudayken, bugün kamunun elindeki santrallerin kurulu gücü, özelleştirmeler sonucunda toplamın yüzde 20'sinin altına indi. Elde kalan son kuruluşlar olan TPAO ve BOTAŞ'tı. Görevleri, petrol ve doğalgaz gibi iki stratejik ve yaşamsal değerdeki kaynağı aramak, üretmek ve taşımak olan bu iki kamu kurumunu da “dış kaynak temin etmek” için 2017'de Varlık Fonu'na devrettiler. Üstelik bunu bir de “milli enerji politikası” diye pazarlamaya kalkışıyorlar. Yani TPAO ve BOTAŞ; yanlış, olağandışı yüksek maliyetli, riskli ve stratejik olarak da sakıncalı “çılgın projelerin” finansmanı için çeyiz olarak seçildi.
– Acaba onlar da mı özelleştirilecek?
Umarım bu gerçekleşmez. Çünkü halen denizlerimizdeki tüm ruhsatlar TPAO'ya ait. Herhangi bir özelleştirme durumunda, bu ruhsatlar yabancı şirketlerin eline geçer. Bu da Karadeniz'de, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de elimizi zayıflatır.
– Doğrusu ne bu işin?
TPAO fondan çıkarılıp BOTAŞ ile birleştirilmeli ve ardından, kuruluş felsefesinde olduğu gibi, yeniden yapılandırılmalı. Bu şirket özerk olmalı ve yönetiminde, çalışanlarının meslek örgütlerinin de temsil edilmesi sağlanmalı. Emekli edilen deneyimli ve yetkin yerbilimciler, kuruma geri alınmalı ve öncelikle Doğu Akdeniz arama ve sondajlarımızda, etkin görev almaları sağlanmalı. Ne yazık ki mevcut durum, bundan çok uzak…
– Bir gece yarısı ansızın zam geldi doğalgaza… Hani biz doğalgaz bulmuştuk?
Hani fiyatlar düşecekti? Türkiye, tükettiği enerjinin yüzde 30.5'ini doğalgazla karşılıyor. Bunun da tamamına yakını (yüzde 99.7) ithalatla sağlanabiliyor. BOTAŞ, doğalgaz ithalatını yaparken, bunun bedelini neyle ödüyor?
– Neyle?
Dolarla tabii ki. Doğalgaz faturamızı belirleyen bir diğer unsur da petrol fiyatları. Son dönemde petrol fiyatları aynı. Ama Aramco saldırısı ile bu durum değişti. Günlük 5.7 milyon varillik üretim devre dışı kaldı. Bu bir süre daha devam eder ve gaz alım fiyatlarımızı da olumsuz etkiler. Dolar artışının temel nedeni de, ekonomi ve dış politikadaki ısrarlı yanlışlıklar ve beceriksizliklerdi.
– Doğalgaz fiyatı toplamda ne kadar arttı?
2017 Aralık'tan bugüne konutlarda kullanılan doğalgaza toplamda yüzde 64 zam yapıldı. Sadece 2019'da bu oran yüzde 41'dir.
– İş dünyası açıklama yaptı; zammı beğenmemişler…
BOTAŞ, konutlara olduğu gibi sanayicilere de sübvanse ederek satıyor doğalgazı aslında… Bizim bu “ithalata dayalı enerji tüketimine” karşı çıktığımızın onda biri kadar sanayicilerimiz de kıpırdasalardı, iktidarlar bu kadar rahat ve keyfi hareket edemezlerdi.
– Enerjide yeni zamlar beklemeli miyiz?
Mesela elektriğe, doğalgaza?Ne yazık ki yakın bir gelecekte yeni zamların yapılması sürpriz olmaz. BOTAŞ zarar ediyor. Sübvansiyon ise yine halkın kesesinden yapılıyor.
– Bir gece yarısı ansızın zam geldi doğalgaza… Hani biz doğalgaz bulmuştuk?
Hani fiyatlar düşecekti? Türkiye, tükettiği enerjinin yüzde 30.5'ini doğalgazla karşılıyor. Bunun da tamamına yakını (yüzde 99.7) ithalatla sağlanabiliyor. BOTAŞ, doğalgaz ithalatını yaparken, bunun bedelini neyle ödüyor?
– Neyle?
Dolarla tabii ki. Doğalgaz faturamızı belirleyen bir diğer unsur da petrol fiyatları. Son dönemde petrol fiyatları aynı. Ama Aramco saldırısı ile bu durum değişti. Günlük 5.7 milyon varillik üretim devre dışı kaldı. Bu bir süre daha devam eder ve gaz alım fiyatlarımızı da olumsuz etkiler. Dolar artışının temel nedeni de, ekonomi ve dış politikadaki ısrarlı yanlışlıklar ve beceriksizliklerdi.
– Doğalgaz fiyatı toplamda ne kadar arttı?
2017 Aralık'tan bugüne konutlarda kullanılan doğalgaza toplamda yüzde 64 zam yapıldı. Sadece 2019'da bu oran yüzde 41'dir.
– İş dünyası açıklama yaptı; zammı beğenmemişler…
BOTAŞ, konutlara olduğu gibi sanayicilere de sübvanse ederek satıyor doğalgazı aslında… Bizim bu “ithalata dayalı enerji tüketimine” karşı çıktığımızın onda biri kadar sanayicilerimiz de kıpırdasalardı, iktidarlar bu kadar rahat ve keyfi hareket edemezlerdi.
– Enerjide yeni zamlar beklemeli miyiz?
Mesela elektriğe, doğalgaza?Ne yazık ki yakın bir gelecekte yeni zamların yapılması sürpriz olmaz. BOTAŞ zarar ediyor. Sübvansiyon ise yine halkın kesesinden yapılıyor.