Hükümete yakın Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında "Dün, AK Parti kuruluşunda bugün FETÖ dediklerimiz partinin çevresindeydi" ifadelerini kullandı.
Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında Türkiye'de siyaseti “ip cambazlığına” benzetti.
"Türkiye gibi ülkelerde siyaset yapmak biraz ip canbazlığı gibidir. Bunu Rodeo’ya da benzetebilirsiniz" diyen Dilipak, "Adam asılan meydana 'Siyaset meydanı' denir örfte, 'Siyasetgâh' ise darağacına verilen isimdir. İp canbazlığında bütün sır, elinizdeki uzun sopada. Dengeyi onunla sağlarsınız" ifadelerini kullandı.
Uluslararası siyaset alanında Türkiye'nin konumunu da değerlendiren Dilipak, Türkiye'nin müttefiki olarak bilinen batı ülkelerinin çeşitli örgütlere yönelik tavrına dikkat çekti ve "Siyaset bütün dünyada hızla itibar kaybediyor" dedi.
Dilipak'ın yazısının dikkat çeken bölümü şöyle:
"ABD müttefikimiz güya. Peki, FETÖ’yü, PKK’yı, PYD’yi kim himaye ediyor? DHKP-C’yi kim himaye ediyor? Fehriye Erdal Belçika’daydı, birileri de Almanya’da! Siyaset bütün dünyada hızla itibar kaybediyor.
Hukuk devleti, insan hakları sadece kâğıtta kalmış sanki. Dün, AK Parti kuruluşunda bugün FETÖ dediklerimiz partinin çevresindeydi. 28 Şubat sonrası ana tehdit BÇG idi. FETÖ bunu fırsat bilerek ordu içindeki muarızlarını temizlemek için Ergenekon ve Balyoz hamlesini başlattı.
Bu arada FETÖ emniyet, istihbarat, finans gibi bütün stratejik kurumlara yerleşmişti. Son anda Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’un üzerine gitmekten vazgeçip, onların geri çekilmesi şartı ile FETÖ’nün üzerine yürüdü. Zaten FETÖ de artık iktidara el koyma noktasına gelmişti.
Bir arkadaş bu durumu kritik ederken, 'FETÖ mü devlete sızmış, devlet mi FETÖ’ye orası pek belli değil' diyordu. Daha sonra Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’la suçlanan ekipten destek alarak FETÖ’nün üzerine yürüdü.. Dün Erdoğan’a karşı, Ergenekon ve Balyoz’un avukatlığına soyunanlardan CHP FETÖ’nün safına savruldu, MHP AK Parti ile ittifak kurdu. Doğu Perinçek, ılımlı Kemalistler AK Parti ile yakınlaştılar. Bütün bunlar konjonktürel kırılmalar ve dalgalanmalar. Aslında bu dengeler, iç dinamikler ve dış dinamiklerin etkisi ile yeniden şekillenebilir. Türkiye bu arada Rusya ile de bir stratejik ittifak kurdu. Çin’le yakınlaştı, D8 ülkeleri ile daha yakın ve sıcak ilişkiler kurulmaya başlandı. Tabi bundan hem Mahathir ve hem de D8 ülkeleri Genel Sekreterinin çabalarının rolü büyük."