Gelecek Partisi düzenlediği basın toplantısında Ekonomi Raporu’nu açıkladı.Partinin ekonomi kurmaylarından Serkan Özcan, “Gelecek Partisi olarak ekonomide aşılamayacak hiçbir sorunun olacağını düşünmüyoruz.” dedi.Özcan’ın açıkladığı Ekonomi Bildirgesi’nden başlıklar şöyle:” Türkiye yakın tarihinin en yakıcı iktisadi krizini yaşıyor. Hükümet pembe bir tablo çizmeye çalışıyor olsa da, resmi rakamlar bunu desteklemiyor. Hafriyat – AVM – Rezidans üçgeninin rant düzeni kişi başına milli geliri 2007’nin altına getirdi. Büyümeyi taşa toprağa gömen rant anlayışının Türkiye’yi getirdiği nokta budur.
“HER ALTI GENÇTEN BİRİ İŞSİZ”
Genç nüfusta işsizlik yüzde 26’ya yükseldi, her altı gencimizden biri çalışmak isteyip iş bulamıyor. Yarınlarımızı şekillendirecek gençlerimiz ‘Ev Genci’ne dönüştürüldü.İşsizlikte böyle acı bir tablo yaşanırken çalışanlarımız da çarpık gelir dağılımının kurbanı olmuş durumda. Asgari ücret yaşam standardı haline dönüştü.Nüfusun en zengin yüzde 10’unun geliri Avro bölgesi ortalaması seviyesindeyken en alt gelir dilimindeki 16 milyon insanımız Bangladeş koşullarında bir yaşam sürmeye çalışıyor.“
SON ÜÇ YILDA BİRİKİMLİ ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE”
Büyümede, işsizlikte ve gelir dağılımında karşı karşıya olduğumuz bu ürkütücü tabloyu daha vahim hale getiren şey ise hayat pahalılığıdır. Enflasyon, dar gelirlilere karşı işlenebilecek en büyük suçtur. Türkiye’de son 3 yılda birikimli enflasyon yüzde 50’nin üzerinde. Gıdada yüzde 58’in üzerinde 3 yıllık birikimli bir enflasyon var. Bir yandan büyütemiyoruz bir yandan iş yaratamıyoruz.“
ENFLASYONLA MÜCADELEDE SONDAN 13’ÜNCÜYÜZ”
Bütün bunlar yetmezmiş gibi dünyanın en yüksek enflasyon yaratan ülkelerinden birisiyiz. Dünya enflasyonla mücadele başarı sıralamasında dünyada sondan 13’üncü ülkeyiz. Hazine Bakanı’nın başarı dediği enflasyonda Suriye, Venezuela, İran, Zimbabve gibi ülkelerle aynı kategorideyiz.
Genç nüfusta işsizlik yüzde 26’ya yükseldi, her altı gencimizden biri çalışmak isteyip iş bulamıyor. Yarınlarımızı şekillendirecek gençlerimiz ‘Ev Genci’ne dönüştürüldü.İşsizlikte böyle acı bir tablo yaşanırken çalışanlarımız da çarpık gelir dağılımının kurbanı olmuş durumda. Asgari ücret yaşam standardı haline dönüştü.Nüfusun en zengin yüzde 10’unun geliri Avro bölgesi ortalaması seviyesindeyken en alt gelir dilimindeki 16 milyon insanımız Bangladeş koşullarında bir yaşam sürmeye çalışıyor.“
SON ÜÇ YILDA BİRİKİMLİ ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE”
Büyümede, işsizlikte ve gelir dağılımında karşı karşıya olduğumuz bu ürkütücü tabloyu daha vahim hale getiren şey ise hayat pahalılığıdır. Enflasyon, dar gelirlilere karşı işlenebilecek en büyük suçtur. Türkiye’de son 3 yılda birikimli enflasyon yüzde 50’nin üzerinde. Gıdada yüzde 58’in üzerinde 3 yıllık birikimli bir enflasyon var. Bir yandan büyütemiyoruz bir yandan iş yaratamıyoruz.“
ENFLASYONLA MÜCADELEDE SONDAN 13’ÜNCÜYÜZ”
Bütün bunlar yetmezmiş gibi dünyanın en yüksek enflasyon yaratan ülkelerinden birisiyiz. Dünya enflasyonla mücadele başarı sıralamasında dünyada sondan 13’üncü ülkeyiz. Hazine Bakanı’nın başarı dediği enflasyonda Suriye, Venezuela, İran, Zimbabve gibi ülkelerle aynı kategorideyiz.
“EKONOMİ KRİZİNİN TEMELİNDE YÖNETİM KRİZİ YATIYOR”
Toplumun bütün kesimleri ekonomide krizi yaşarken bu gerçeği inkar ederek yönetemeyiz. Ekonomi krizinin temelinde bir yönetim krizi vardır. Ekonomide keyfi uygulamalar yapılırsa ekonomiye olan güven kaybolur. Hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekir. Mülkiyet hakkının güvence altına alınması gerekir. Yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Tam olarak teşhisimiz budur.,
“ÇÖZÜM EKONOMİDE GÜVENİ YENİDEN TESİS ETMEKTE
”Çözüm ekonomide güveni yeniden tesis etmekte ,devlet eliyle kartelleşmeyi, zenginleşmeyi engellemekte, piyasa ekonomisinde, bağımsız Merkez Bankası’nda, kamu hizmetine giriş, kalış ve yükselişte kayırmacılığın yaşanmamasındadır.”Özcan’dan sonra söz alan Mustafa Mente’de ihracatta yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Hedeflerin altında bir ihracat artışının olduğunu söyleyen Mente’nin açıklamaları şu şekilde:“İthalatın ihracatı karşılama oranı tarihi seviyelerde. Yatırım için, üretim için ihtiyaç duyulan malların ithalatını yapamayan yönetim var. Yurt içinde bir inovasyon yapılamadığı için iç piyasanın çökmesinden sonra kapasite iç ticarete aktarılıyor. Karsız ihracat dönemindeyiz. Miktar endeksi artıyor, değer endeksi düşüyor. Karsız ihracat dönemi var. Fiyat kırarak ihracatçı ayakta kalmaya çalışıyor.”