Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunup yönettiği Çalar Saat programına konuk oldu.17-25 Aralık sürecine ilişkin konuşan Davutoğlu; dönemin dört bakanı Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın yüce divanda yargılanması gerektiğini söyledi.Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayan Davuoğlu, şöyle konuştu:'
BENİ TERCİH YAPMAK DURUMUNDA BIRAKTI'
“Siz seçim kazandınız. Size Sayın Erdoğan bırak dedi siz de bıraktınız. Bırakmasaydınız bu millî iradeye sahip çıksaydınız ne olurdu?”"Bir kere hem şahsi hukuk hem de devlet hukuku anlamında terk etmediğim ilkelerim vardı. Yetkili ve sorumsuz bir başbakan ile sorunlu ve yetkili cumhurbaşkanı arasında hep gerilimler yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı ile benim yakın bir dostluğum var. 2008’de benim siyasete girme kararım parti kapatma kararıyla olmuştu. Hem başbakanlık makamının hem kendi içindeki tutarlılığını korumak için çok çaba sarf ettim. 2016 baharında yüzde 49,5 gibi büyük bir halk desteği ile hukuktaki reformları yapabilecekken çok ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı.Bir takım çevreler bu görüş ayrılıkları üzerinden cumhurbaşkanı ve başbakanın ilişkisini bozacak şekilde devreye girdiler.
Bu bir noktaya geldi. Bu ayrılıklarla birlikte uyumlu şekilde çalışma esasları kaybolmaya başladı. Ben yurt dışındayken arkadaşlarımızın MKYK’da benim yetkilerimi kısıtlayacak bir karar almak için toplanmaları. Bu beni bir tercih yapmak durumunda bıraktı beni. Orada Türkiye'nin ekonomisinin siyasetinin geleceğini 2001’de Ecevit ile Sezer arasında yaşananlar gibi tehlikeye atmamak için bir fedakârlık yapmam gerektiğini, bırakmam gerektiğini düşündüm. Ben artık geriye bakmıyorum, geleceğe bakıyorum."'
YÜCE DİVANA GİDİLMELİ
'"17 Aralık süreci yaşadık. Dört bakanla ilgili iddialarla ilgili siz yüce divana gidilsin dediniz Erdoğan ile bir görüş ayrılığınız oldu mu?""En doğru yolun yüce divanda aklanmak olduğu kanaatindeydim. Şu anda da öyle düşünüyorum. Bir takım iddialar varsa ve bu iddialar aklandığında kamuoyu vicdanı rahat eder. Burada bir görüş ayrılığımız oldu, doğru."
Bu bir noktaya geldi. Bu ayrılıklarla birlikte uyumlu şekilde çalışma esasları kaybolmaya başladı. Ben yurt dışındayken arkadaşlarımızın MKYK’da benim yetkilerimi kısıtlayacak bir karar almak için toplanmaları. Bu beni bir tercih yapmak durumunda bıraktı beni. Orada Türkiye'nin ekonomisinin siyasetinin geleceğini 2001’de Ecevit ile Sezer arasında yaşananlar gibi tehlikeye atmamak için bir fedakârlık yapmam gerektiğini, bırakmam gerektiğini düşündüm. Ben artık geriye bakmıyorum, geleceğe bakıyorum."'
YÜCE DİVANA GİDİLMELİ
'"17 Aralık süreci yaşadık. Dört bakanla ilgili iddialarla ilgili siz yüce divana gidilsin dediniz Erdoğan ile bir görüş ayrılığınız oldu mu?""En doğru yolun yüce divanda aklanmak olduğu kanaatindeydim. Şu anda da öyle düşünüyorum. Bir takım iddialar varsa ve bu iddialar aklandığında kamuoyu vicdanı rahat eder. Burada bir görüş ayrılığımız oldu, doğru."