Yılmazkaya, “Geçmiş dönemlerde de birçok örneğini yaşadığımız Gaziantep İlimizdeki tekstil, plastik, boya, mobilya fabrikalarında çıkan yangınların günlerce sürdüğünü gördük. Bu yangınların fabrikalar kullanılamaz hale geldikten sonra, ortada yanacak bir şey kalmadıktan sonra söndürüldüğüne şahit olduk” ifadelerine yer verdi.
FABRİKA YANGINLARI ÜLKE EKONOMİSİNE BÜYÜK DARBE VURUYOR
Yılmzakay, Organize Sanayi Bölgelerinde çıkan fabrika yangınlarını söndürmek için özel teçhizatlı itfaiye teşkilatının kurulması için verdiği kanun teklifinde şu ayrıntılara yer verdi;
“Günümüzde, hızlı gelişen kalkınma süreçlerine bağlı olarak büyük yatırımlarla birçok yeni sanayi kuruluşu faaliyete geçmektedir. Her yıl bu sanayi kuruluşlarının yüzlercesinde meydana gelen yangınlar azımsanamayacak sayıda maddi ve manevi kayıplar yaşatmaktadır. Ülke ekonomisine büyük darbe vuran bu yangınlar vuku bulduğu bölgedeki insanlara ve çalışanlara da büyük tehlikeler yaratmaktadır.
Özellikle son dönemlerde sıkça basında da yer alan, sanayi tesislerinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan yangın ve patlamalara dair haberler, kamuoyunda da büyük üzüntü yaratıyor. Sanayi bölgelerinde yaşanan yangınlar, diğer yangın türlerine göre can ve mal riski açısından daha büyük tehlikeler taşımaktadır.”
TÜPRAŞ'TAKİ YANGIN KÖRFEZ'DE HAYATI TEHDİT EDİYORDU
OSB’ler gibi sanayinin yoğun olduğu yerlerde sanayi yangınlarını söndürmeye yönelik itfaiye teşkilatının bulunmaması, hayati bir eksikliktir. Hafızalarımızdan silinmeyen 19 Ağustos 1999 depreminde, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş'nin (TÜPRAŞ) İzmit'teki rafinerisinde başlayan yangın Kocaeli'de enkaz altında kalanları kurtarma çalışmalarına büyük bir tehdit oluşturmuştu. TÜPRAŞ'taki yangın, Körfez'de hayatı tehdit ediyordu. Rafinerideki 30 dev akaryakıt tankından birinde başlayan yangın, kontrol altına alınamamıştı. Yetkililer sanayi yangınlarından korkuyor ama ellerinde bu tip yangınlara müdahale edebilecek teknik ve yeterli teçhizat yoktu. TÜPRAŞ’taki bir patlamada çevrede tek bir canlının kalmayacağı belirtiliyordu.”
SANAYİ YANGINLARI GÜNLERCE SÜRÜYOR
“Yaşanan birçok sanayi yangını günlerce sürdüğü, yapılan müdahalelere rağmen fabrikalar kül olup yanacak bir şey kalmadığında, yangınlar kontrol altına alındığını gördük. Bu yaşanan olaylar bize sanayi bölgelerindeki kaza ve yangın riskinin kontrolünün ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Sanayi yangınlarında oluşan maddi hasarlar ekonomik anlamda büyük kayıplar yaratmaktadır. Bu gibi durumlarda yangın riskinin en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması büyük önem arz ediyor.”
FABRİKALAR KULLANILAMAZ HALE GELİNCE SÖNDÜRÜLEBİLİYOR
“Bu bölgelerde meydana gelen sanayi yangınlarının söndürülmesi İstanbul, Kocaeli, İzmir, Gaziantep gibi bölgesinde ki itfaiye teşkilatları ile yapılıyor. Yanıcı ve patlayıcı maddelerin yoğun olduğu bu fabrikalarda çıkabilecek yangınlara özel teknik ve teçhizatla müdahale edilmelidir.
Geçmiş dönemlerde de birçok örneğini yaşadığımız Gaziantep İlimizdeki tekstil, plastik, boya, mobilya fabrikalarında çıkan yangınların günlerce sürdüğünü gördük. Bu yangınların fabrikalar kullanılamaz hale geldikten sonra, ortada yanacak bir şey kalmadıktan sonra söndürüldüğüne şahit olduk.
Bugün itibarıyla Türkiye’nin 80 şehrinde 325 organize sanayi bölgesi bulunuyor. Bu organize sanayi bölgelerinde yaklaşık 50 bin fabrika üretim yapıyor. Söz konusu fabrikalar, yaklaşık 1 milyon 750 bin kişiyi doğrudan istihdam ediyor. Gelinen noktada, OSB’ler 80 şehirde planlı sanayi üretiminin, istihdamın ve ihracatın kaynağı haline geldi.
Bu gerçekler ışığında; Birçok riski bir arada barındıran sanayi yangınları için gerekli önlemlerin alınması adına, ilerde yaşanabilecek muhtemel can ve mal kayıplarının azaltılması için sanayi yangınlarına zamanında ve etkili bir şekilde müdahale edebilecek özel teçhizatlı OSB İtfaiye Merkezi kurulması zorunluluk arz etmektedir.”
EK MADDE 6- OSB’lerde 7126 sayılı Kanununun ek 9. Maddesi uyarınca OSB’nin özelliklerine uygun gerekli araç, gereç ve malzemeye sahip itfaiye teşkilatının kurulması zorunludur.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.