05 Mart 2020 06:53
Çocuklarımızın yüksek bir puanla üniversiteyi kazanarak, iyi bir fakültede tahsil gördükten sonra bir an önce hayata atılabilmeleri yediden yetmişe hepimizin hayalidir. Daha küçük yaşlarından itibaren çocuklarımıza 'Büyüyünce ne olacaksın?' diye sorduğumuzda, genellikle 'Doktor olacağım, hakim olacağım, mühendis olacağım, eczacı olacağım' cevabını duyunca hoşnut olmayan ebeveyn yok gibidir.
DERİN ENDİŞE TAŞIYORLAR
İlk, orta ve lise tahsili boyunca daima ön plandaki meslekleri hedefleyerek üniversite imtihanında bu fakültelere girebilen gençler her zaman parmakla gösterilirdi. Çalışkanlığın ve başarının timsali olan bu gençler, günümüzde de parmakla gösteriliyor fakat, bugün mezun olduktan sonra ne yazık ki yaşanan gerçeklerle yüzleşince mesleklerinin ve dolayısıyla kendilerinin gelecekleriyle ilgili derin endişe taşıyorlar.
KARA KARA DÜŞÜNÜYORLAR
En çok rağbet gören mesleklerin başında sayılan hukuk, mühendislik ve eczacılık meslekleri artık eski günlerini arar hale geldi. Plansız şekilde peş peşe açılan fakültelerden mezun olan işsiz gençlerin sayıları seneden seneye katlanırken, mesleklerin eski mensupları da bu vahim durum karşısında kara kara düşünür oldu.
HUKUK'A İLGİ AZALMADI
Eskiden beri hukuk fakültelerine olan ilgi günümüzde de gençler arasında devam ediyor.Türkiye'de 87'si devlet, 45'i vakıf olmak üzere değişik üniversitelere mensup 132 adet hukuk fakültesi mevcut. 2018 yılı rakamlarına göre hukuk fakültelerine 16 bin 420 öğrenci kontenjanı ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'deki hukuk fakültelerinden 19 bine yakın öğrenci mezun oldu. Adalet Bakanlığı'nın raporuna göre, Türkiye'de avukat sayısı son 10 yılda ikiye katlandı. Buna göre, ülkemizdeki avukat sayısı Temmuz 2019 itibarıyla 146 bin 950'ye ulaşmış oldu. Bakanlık raporunda 1 Ocak 2019 itibarıyla Türkiye'de 116 bin 779 avukat bulunduğu, bu sayının 10 yıl önce 2010'da 66 bin 260 olduğu belirtildi. 9 yıl içinde 50 bin 519 kişiye avukatlık ruhsatı verildiği belirtilen raporda, 2019 itibariyle Türkiye'de 146 bin 950 avukat olduğu kaydedildi. İstanbul 53 bin 227 avukat sayısı ile ilk sırada yer alırken, İstanbul'u 21 bin 131 ile Ankara, 11 bin 628 ile İzmir takip etti. En az avukat bulunan iller ise, 95 avukatla Kilis ve 114 avukatla ortak bölge barosu bulunan Gümüşhane ve Bayburt.
İŞSİZ MÜHENDİSLER ORDUSU
Ülkenin gelişmişliğini gösteren en önemli mesleklerin başında mühendislik mesleği geldiği genel kabul gören bir durumdur. Zira kafamızı kaldırıp çevremize baktığımızda, ister geçmişte ister günümüzde yapılmış olsun bir çok mühendislik harikası eser görmek mümkün. Ülkemizde neredeyse 81 ilin tamamında mevcut olan mühendislik fakültelerinden her yıl ortalama 92 bin genç mühendis diploması alıyor ve bu rakam her sene gittikçe artıyor. TMMOB'ye bağlı 24 odanın üye sayıları 2019 yılı sonu itibariyle 579 bin 868 rakamına ulaştı. Buna göre 2019 yılında bir önceki yıla göre mühendislik odalarının üye sayısı 20 bin 914 kişi artmış oldu. 2014'te Türkiye'de yılda 75 bin mühendis mezun olurken, 2015'te bu rakam 85 bin, 2017'de 93 bine çıkarken, günümüzde ise 100 bini çoktan aşmış durumda. Hal böyle olunca da mezun olduktan sonra umduğu imkanlarla iş bulamayan binlerce genç mühendis bir an önce hayata atılabilmek için çözümü, ne iş bulursa orada çalışmakta buluyor.
EN DERTLİ ECZACILAR
Türkiye'nin dört bir yanında sayıları hızla çoğalan eczaneler, mezun olduktan sonra iş bulmakta zorlanan genç eczacıların sayısının çığ gibi artması ve üstelik eczacılık fakültelerine kısa sürede yenilerinin eklenmesi gözde mesleği bitirme noktasına getirdi. Ülkemizdeki eczacılık mesleğini son derece sıkıntıya sokan bu olumsuz gidişat eczacıları kara kara düşündürüyor. Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, ülkemizde gençlerin tercih ettiği en gözde meslek gruplarından biri olan eczacılık mesleğinin yanlış uygulamalar sayesinde adeta tükenme aşamasına getirildiğini belirtti. Erdoğan Çolak, '' Geçen sene açılan en son fakülteyle birlikte Türkiye'de 2003 yılında 8 adet olan eczacılık fakültesi sayısı bu gün 51'e yükselmiş oldu. Bu artış akıl almazdır'' dedi. Eczacılığın içine düştüğü zorlukları verdiği rakamlarla ortaya koyan Çolak; '' Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 2018 yılında açıkladığı rakamlara göre, ülkemizde eczane açılabilecek yer sayısı bin 867'dir. Her yıl 2 bine yakın öğrenci eczacılık fakültelerinden mezun oluyor.
YÖK'ün 2019-2020 yılı eczacılık fakülteleri için belirlediği kontenjan ise 3 bin 524. Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı 2023 Vizyon Raporu'na göre, 2023 yılında ülkemizde öngörülen eczacı ihtiyacı ise 32 bin 900 iken, halihazırda Türkiye'deki eczacı sayısı 37 bin 761. Rakamlar ortada. Görüldüğü gibi tartışmaya açık olmayan bu sayısal veriler, durumun vahametini gözler önüne seriyor.'' şeklinde konuştu.Eczacılık mesleğinin ve bu mesleği icra eden eczacıların halkın sağlığıyla direk ilgili olduklarına dikkat çeken Erdoğan Çolak sözlerini şöyle sürdürdü: '' Gelinen bu durum ayrıca YÖK'ün gerektiği şekilde eğitim planlaması yapmadığını, ülkenin kaynaklarını ve istihdam imkanlarını hesaba katmadan,düşünmeden adımlar attığını ortaya koyuyor. 2030 yılında ülkemizin şimdiden 7 bin eczacı fazlası bulunmaktadır. Ancak buna rağmen 2003 yılında 8 olan eczacılık fakültesi sayısı bugün 51'i bulmuştur.'' dedi.
EĞİTİM KALİTESİ YOK
Türkiye'de açılan yeni eczacılık fakültelerinin bir çok yönden olması gereken kalite seviyesinin çok altında olduğunu iddia eden Çolak; ''Eczacı akademisyeni bulunmayan, öğretim elemanları eksik, altyapısı yetersiz, fiziki ve sosyal imkanları kısıtlı, bilimsel çalışma yapmaya uygun ortamı olmayan eczacılık fakülteleri ağır bir gerçeklik olarak karşımızda dururken yeni eczacılık fakültelerinin açılması ne derece elzemdir. Devlet üniversitesi, vakıf üniversitesi, fark etmeksizin kesinlikle yeni eczacılık fakülteleri açılmamalıdır. Eğitim yönünden standardı düşük olanlar tespit edilip kapatılmalıdır. Belki o zaman eczacılık mesleği kötü gidişattan kurtulmuş olur. '' şeklinde konuştu.
DANIŞMA KURULU NE İŞ YAPAR*
Üniversite sayısının hızla artması üzerine yükseköğretim alanındaki istihdam odaklı politikaları oluşturmak ve geliştirmek üzere çalışmalar yapması için, 2017 yılında Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu kuruldu. Bu kurul, yükseköğretim alanındaki istihdam odaklı politikaları oluşturmak ve geliştirmek üzere çalışmalar yapacak. Kurul,yeni açılacak eğitim programları için asgari koşulları belirleyecek ve eğitim programları kontenjanlarının planlanması kapsamında yerel, bölgesel ve ulusal düzeydeki ihtiyaç analizlerini yaptıktan sonra sonuçlarını YÖK'e sunmakla görevli. Danışma Kurulu'nun başkanlığını Yükseköğretim Kurulu Başkanı yapıyor. Ama bu kurul çalışmaya başlamasına rağmen değişen bir durum olmadı.YÖK'ün 2018 verilerine göre ülkemizde yüksek öğretim kurumlarında öğrenim gören öğrenci sayısı 7.5 milyonu aştı. Türkiye'de 112 devlet, 72 vakıf olmak üzere toplam 184 adet üniversite, 5 adet vakıf meslek yüksek okulu mevcut
İLGİ GÖREN YENİ MESLEKLER
Teknolojinin her alanda kullanılmaya başlamasıyla birlikte gençlerin yöneldiği mesleklerde değişmeye başladı. İşte o mesleklerden öne çıkanlar; Yapay zeka, nano-teknoloji, biyomedikal, gelişmiş gen bilimi yazılım uzmanlığı, sivil ve ticari drone pilotları, akıllı bina teknisyenleri, 3D yazıcı teknisyenleri, robotik teknisyenleri, kişisel mikrobiyom yöneticileri, cyborg tasarımcıları, marka danışmanları, data analizcileri, rüzgar ve güneş enerjisi teknisyenleri, organik tarım uzmanları, hava kontrol mühendisleri, sanal gerçeklik tasarımcıları,temiz enerji mühendisleri,
DÜNYA LİSTESİNDE DİPLERDEYİZ
Bu yıl 16'ncı kez yapılan ve 92 ülkeden bin 300'den fazla üniversitenin yer aldığı Dünya Üniversiteler Başarı Sıralaması'na Türkiye'den 5'i vakıf, 34 üniversite girebildi. İlk 500 içinde 2, ilk bin içinde 11 üniversitemiz yer alırken 21 üniversitemiz ise sıralamada 1000'den sonra yer aldı. Dünyanın en iyi ilk 10 üniversitesi arasında 7 ABD, 3 İngiltere üniversitesi yer alıyor. ABD üniversiteleri ilk 200 içinde ağırlıklı yer alıyor. Bu da gösteriyor ki, Dünya üniversiteler sıralamasında üniversitelerimizin sayısı yüzde 50 artış gösterse de eğitim kalitesi bakımından katetmesi gereken daha çok mesafe var.
Kaynak: Yeniçağ