İçişleri Bakanlığı, uygulamadan iki saat önce 10 Nisan saat 24.00 itibariyle 31 ilde 2 gün sokağa çıkma yasağı getirildiğini açıkladı. Akşam saatlerinde duyurulan bu karar vatandaşta paniğe sebep olurken marketlerde, manavlarda ve fırınlarda uzun kuyruklar oluştu ve arbede çıktı.
Haftalardır sağlık çalışanları gecesini gündüzüne katarak görev yaparken, uzmanlar sosyal mesafeye her an dikkat çekerken gelen görüntüler tepki çekti.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İSTEYENLER TÜRKİYE DÜŞMANI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP kanadından sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi gerektiği şeklindeki açıklamalarına yandaşlar “Türkiye düşmanı” ifadeleriyle tepki göstermişti.
AKP’ye yakınlığıyla bilinen Yeni Akit gazetesi, “Türkiye düşmanlarının yeni buluşma adresi: Sokağa çıkma yasağı” başlıklı haberiyle, "sokağa çıkma yasağı" üzerinden provokasyona başlanıldığını ifade etmişti.
İÇ SAVAŞ İSTİYORLAR
Yandaş Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç da 5 Nisan’da yayımlanan “Yemezler” başlıklı yazısında, Sokağa çıkma yasağı isteyenlerin, iç savaş istediklerini yazmıştı. Engin Ardıç, sokağa çıkma yasağı isteyenler için "çakal" ifadesini kullanmıştı.
Peki, dün sokağa çıkma yasağına sert bir dille karşı çıkan bu yandaşlar yasaktan sonra ne yazdı?
ENGİN ARDIÇ ÇARK ETTİ BU KEZ İŞÇİ SINIFINA YÜKLENDİ
Sokağa çıkma yasağı isteyenlerin aslında iç savaş istediklerini yazan Engin Ardıç, bugünkü “Dizginlemek” başlıklı yazısındaki şu satırlarla çark etti:
“Bizim için farketmez gençler, biz alışığız... Sizin için üzülüyoruz... Kaç sokağa çıkma yasağı gördük bu yaşa kadar, ‘şerbetlendik’ sayılır...”
“Şimdi de, yasağı çiğneyen ayıları televizyondan gülerek izlemiyor muyuz?” diyen Ardıç yasağın gerekçesini ise şöyle açıkladı: lumpenproletarya!
Arıdç, “İşbu yasak alt tabaka için konulmuştur” diyerek şöyle devam etti:
“Çünkü hava henüz serin olsa da güzel, baharın ucu göründü, hafta sonu bunları ‘zaptetmek’ mümkün olamayacaktı.
Küçük burjuva yasaklara büyük ölçüde uyum sağladı.
Yüksek sosyete, Şeyma hariç, olgun davranıyor. Ama onların evleri de geniştir.
Arıza çıkaran lumpenproletaryadır.
Virüsün yoğun olarak gözlendiği semtlere bakın, anlarsınız.
Bu yasağın ‘semeresi’ ancak on beş gün sonra alınacaktır.
Hız kesti kesti, yoksa sonrasını düşünmek bile istemiyorum.
Sıkıldığımdan değil. 27 Şubat'tan beri evdeyim, 27 Haziran'a kadar da otururum.
Sonra ‘dellenip’ ben de Şeyma gibi çıkar mıyım acaba, bilmiyorum.
Gece ortamlarına akacak halim yok, şöyle bir yürümeye canım...
‘Haberim yoktu’ da diyemem, bu sefer polis bana tükürür.”
AKİT “YASAK DEĞİL TEDBİR” DİYEREK ÇARK ETTİ
Salgınla mücadele için sokağa çıkma yasağı önerisinde bulunan muhalefeti “Türkiye düşmanlarının yeni buluşma adresi: Sokağa çıkma yasağı” başlıklı haberiyle hedef alan Yeni Akit gazetesi, “Yasak değil tedbir” ve “2 günde çark ettiler” başlıklı haberleriyle yasağa destek verdi.
Akit, sosyal mesafeyi ortadan kaldıracak şekilde açıklanan yasağın kendisini değil uygulanış biçimini eleştirenleri ise “çark etmekle” suçladı
BARLAS: ZEKA ÖZÜRLÜ OLMALILAR
Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas da bugünkü yazısında sokağa çıkma yasağını önerenleri eleştirip yasağı şöyle yorumladı:
“Bazıları ‘İlle de sokağa çıkmak yasaklansın’ diye tutturmuşlardı. Acaba neyi amaçlıyorlardı? Halk yasağı dinlemeyecek ve AK Parti iktidarına karşı ayaklanacak mıydı? Hemen her demokraside muhalefet iktidara oranla daha fazla özgürlükçüdür ama bizde bu da farklıydı. Ve muhalefet sözcülerinin ısrarına rağmen iktidardakiler bir türlü sokağa çıkma yasağı getirmiyorlardı...
Ne var ki belirli kentler için iki günlük sokağa çıkma yasağı geldi sonunda... Ancak bu karar biraz irdelenince yasağın gerekçesi anlaşıldı. İlgililer ve karar merkezleri hava tahmin raporlarını incelemişler ve cumartesi ile pazar günlerinde havanın ısınacağını ve güneşli olacağını görmüşlerdi.”
“Tüm yaşlar için iki günlük sokağa çıkma yasağı geldi. Ve büyük ölçüde bu yasağa uyuldu” diyen Barlas “zeka özürlü” hakaretinde bulundu:
“Yasağı dinlemeyip sokağa çıkan veya gizli olarak açık tutulan marketlere tıkışanlar da, polis zoruyla evlerine gönderildiler. Yasak başlamadan önce gece yarısı sokakları, meydanları, marketleri dolduranları ise büyük çoğunluk ‘Koronavirüs salgınını umursamadıklarına göre bunlar zeka özürlü olmalılar’ diyerek televizyon haberlerinden izledi.
Ancak şunu da gözden kaçırmayalım... Koronavirüs salgınına karşı bazılarının umursamaz davranışı Türkiye'ye özgü bir durum değil. Mesela dün hava güzel olunca İngilizler de evlerinden çıkıp sahillere doluşmuşlar. Yani bir avuç akılsız ve saygısız azınlığın davranışlarına takılıp ‘Zaten biz böyleyiz’ diyerek özeleştiriyi kötümserliğin malzemesi yapmayalım. Bilelim ki büyük çoğunluk kurallara saygılı ve yasakların anlamını değerlendirebiliyor.
Kural tanımayanları, sağlık sorunlarını bile siyasi amaçları için kullanmayı deneyenleri, FETÖ veya PKK güdümlü aymazları ve sosyal medyayı kirli girişimlerine alet edip kirletenleri, bizden saymayalım. Biz ulusal birliğimizi koruduğumuz sürece, ne bir virüs ne de virütik insanlar bize zarar verebilir...”
Özdağ, Erdoğan'ı iktidarda tutan kişiyi açıkladı!
Derince’de bu kez yeni bir heyecan yaşanıyor
Başkan Büyükakın güne esnafla kahvaltı yaparak başladı
Yıldızlı, ulaşım esnaflarının sorunlarını dinledi
