CHP lideri Kemal Kılıçdaroğu partisinin genel merkezinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kılıçaroğlu, ekonomide salgın sonrası yaşanan daralmanın ciddi tehlike sinyalleri verdiğini ifade ederek, hükümete reform paketi sundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde;"Covid-19 salgınından bu yana 4 bin 140 vatandaşımız hayatını kaybetti. Acı hepimizin ortak acısı. Günün 24 saati çalışarak hastanelerde ailelerini ihmal ederek çabalayan sağlıkçılarımıza da teşekkür ederiz. Bu arada şehit olan güvenlik güçlerimiz şehidimiz var onlara da Allah’tan rahmet diliyoruz."
"CİDDİ TEHLİKE SİNYALLERİ GELİYOR"
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde;"Covid-19 salgınından bu yana 4 bin 140 vatandaşımız hayatını kaybetti. Acı hepimizin ortak acısı. Günün 24 saati çalışarak hastanelerde ailelerini ihmal ederek çabalayan sağlıkçılarımıza da teşekkür ederiz. Bu arada şehit olan güvenlik güçlerimiz şehidimiz var onlara da Allah’tan rahmet diliyoruz."
"CİDDİ TEHLİKE SİNYALLERİ GELİYOR"
"Türkiye ciddi bir ekonomik krizle değil, ekonomik buhranla karşı karşıyadır. 2018’den bu yana hükümetin öngördüğü döviz kuru, büyüme, işsizlik gibi hiçbir hedef tutmamıştır.
Salgın sonrası yaşanan daralma ciddi tehlike sinyalleri vermektedir. Bir ekonomik buhranın yükünü geniş halk kitleleri çeker. Ayrıca tüm namuslu iş insanları da buhrandan payını alır.
Yani bu hepimizin ortak sorunudur. Kısa vadeli siyasal hesaplar yerine, cesaretli adımlar atılmalıdır.- Mevcut ekonomik buhranın aşılması için atılması gereken konuları kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Kamuda israfa son verilmesi millete taahhüt edilmelidir.
Tasarrufa hangi alanlardan başlayacağını somut olarak açıklamalıdır. Tüm döviz kaynaklarının TL’ye dönüştürüleceğini, makam aracı saltanatına son verileceğini taahhüt etmelidir.
- TBMM’de açıklanan ekonomik program milletin derdine derman olma hükmünü yitirmiştir. Yeni bir bütçe, yeni bir plan ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır. Hükümet bir dizi reform sürecini başlatmak zorundandır. Yeni bir Merkez
-Yerel Dengesi kurmak zorunlu hale gelmiştir.- Devlet hizmetin milletimize daha etkin bir şekilde ulaşmasını sağlamalıdır.
- Yerel yönetimlerin destekleri artırılmalıdır.
- Yerel yönetimlerin yardımları engellenmemelidir.
- Seçimle gelenlerin seçimle gitmesi güvence altına alınmalıdır.
- Devlet yönetiminde liyakat sistemi hakim kılınmalıdır.
- Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulmalıdır.
- Özerk kurulların güvencesi sağlanmalıdır. Merkez Bankası başta olmak üzere BDDK SPK EPDK gibi kurumların bağımsızlığını yeniden sağlayacağını kamuoyuna açıklamalıdır.
- Hükümet kamuda israf ve kayırmacılığı engellemek amacıyla, kamu ihale yasasının yeniden düzenleneceğini taahhüt etmelidir.
- TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyonun başkanlığının muhalefet partisine verileceği açıklanmalıdır.
- Ulusal Vergi Konseyi kurulmalıdır. Vergilerin nereye harcandığının hesabının verilmesi olmazsa olmazdır.
-Bu konseyin her yıl düzenleyeceği raporların Resmi Gazete yayınlanması taahhüt edilmelidir.
- Yargı bağımsızlığı kesin olarak sağlanmalıdır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adalet mülkün temelidir. İktidarın yargı üzerindeki taakümüne derhal son verilmeli. Adaletin önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekmektedir.
- Düşünceyi ifade etme, basın özgürlüğü koşulsuz güvence altına alınmalıdır. Evrensel ölçülerde medya kurallarına uyulacağı açıklanmalıdır. Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması iktidarın samimiyetini bu konuda açıklayacaktır.
- 12 Eylül darbecilerinin eseri olan siyasi partiler kanunun değiştirileceği taahhüt edilmelidir. Darbecilerin yasalaştırdığı seçim barajı demokrasiye darbedir.
- Üreten ülke, çalışan ülke güçlü ülkedir. İhracat odaklı üretime öncelik veren bir planlama ve teşvik programı açıklanmalıdır. IMF ile yeni düzen netleştirilmelidir. İlişki kesilecekse ortaklıktan çekilmeli ve IMF’deki sermaye payının Türkiye’ye getirileceği açıklanmalıdır.
- Hükümet vatandaş ile siyasetçi arasındaki güveni sağlamak için TBMM’ye siyasi ahlak teklifinin getirileceğini taahhüt etmelidir.
Biz CHP olarak önerilerimizi önce halkımıza devleti yönetenlere, iktidar ve muhalefet partilerine sunuyoruz. Bunu tarihin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz."