Bu teklif sırasında şahitlerimiz de var. Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon arkadaşım da şahidimdir. Sözcü’yü bırakıp bu gruba geçmek için bana para teklif edildi ama ben bunu kabul etmedim.
Sözcü’nün sahibi Burak Akbay da bunu biliyor. Bu teklifi kabul etmedikten çok kısa bir süre sonra da bizim aleyhimizde kripto FETÖ’cüler, ikinci cumhuriyetçiler ve yandaş trollerin bulunduğu bir grup tarafından Mustafa Kemal kitabım hakkında bir kampanya başlatıldı.
Sosyal medya tarihinin gördüğü en büyük linç kampanyasıydı bu. Yaklaşık bir yıl bu kampanyayı yürüttüler ama bir netice elde edemediler.
“BİZİM KALEMİMİZ SATILIK DEĞİL”
;Bu kitap üzerinde başarılı olamayınca şimdi de bunu başlattılar, ‘kaçak, yıkacağız’ dediler. Yıkabilirler çünkü biz yazlıkta oturalım diye gazetecilik yapmıyoruz.
Bizim kalemimiz satılık değil. Biz gazeteciliği babamızdan aldığımız ahlak gereği, namusumuzla yapıyoruz. Bizim ne siyasette gözümüz var ne de aktivist harekette.
Biz gazeteciliği bir misyon gereği yapıyoruz. Ben isteseydim bugün sadece İzmir’de değil birçok şehirde bağımsız milletvekili de belediye başkanı da seçilirim ama bizim böyle bir merakımız yok.