Ereğlili Balıkçı kaptanı Rahmetli Tacettin Küçükçalık‘ın oğlu olan ve 15 yaşından beri balıkçı teknelerinde çalışan Fevzi Küçükçalık “1985 -87’lerdeİzmit körfezinde kaç tane balık var çıplak gözle görüyorduk. Deniz tertemizdi. Yakamozla balığı görebiliyorduk. Gözle bakıp ağ atıyorduk. Şimdi radarlar var. Gelişen teknoloji ve son model radarlar ile İzmit’ten Karamürsel’deki balığı görüyorlar ve hepsini tutuluyorlar. Son teknoloji radarlar yüzünden balık kaçamıyor, hepsi yakalanıyor ve süratle nesli azalıyor. Son 10 yılda balık tutma verimi %60’lara düştü. Günden güne balık azalıyor.” dedi.
Fevzi Küçükaçık 2000'li yıllarda denizde “DERT” denilen bir olay vardı. Denizanalarının pislikleri, yapışık kütleler ve tortular yüzünden denizden ağları alamıyorduk. Makara dönmüyordu çünkü pislik vardı. Denizin dibinde oluşan tabakalar teknenin makara mekanizması çalıştırmıyordu. Ağları çekmek için 10-15 saat uğraşıyorduk, çoğu kişi o senelerde balıkçılığı bıraktı. Kirlilikten sanayiden ve atıklardan oluşan kitleler balıkçılıklara çok büyük zahmet verdiği için buna “DERT” dedik. Şimdi Didim'de yaşıyorum yine balıkçı teknelerinde çalışıyorum. Kışın balıkçılık, yazın turistik eşya işi yapıyorum. Körfezin çocuğu ve balığın bol günlerini bilen kişi olarak bu duruma çok üzülüyorum” dedi.
İzmit Körfezinin eski haline dönmesinin mümkün olduğunu söyleyen Tacettin Küçükçalık ” Bunun için fabrikalar, gemiler çok sıkı denetlenmeli. Balıkçı kaptanlarına bir yıllık eğitim verilmeli. Yavru balıklar asla tutulmamalı. Balık hallerine getirilen yavru balıklar için çok büyük cezalar verilmeli. Türkiye'de 1 yıl balık tutulması tamamen yasaklanmalı. Körfez’de Korona döneminde iki ayda bile yunus balıkları göründü. Balıkçılara kesin denetim yapılırsa Körfez en eskisi gibi olmaz ama çok temiz olabilir. Yavru balıkları, çiftlik balıklarını, levrek balıklarını getirip körfeze bırakmalı. O zaman Körfez'de bol çeşitli balıklar yaşar, balık çoğalır” dedi.