CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Oda TV'den Nurzen Amuran'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.Amuran'ın Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği röportajdan öne çıkan kısımlar şöyle:
BİR KİŞİYE İRADESİNİ TESLİM EDENLER HALKIN DEĞİL SARAY'IN MİLLETVEKİLLERİDİR
Amuran: Sistem değişikliğiyle birlikte TBMM'nin denetim etkinliği azaldı. Yasama görevini yaparken sonucu etkileyecek sayısal üstünlük de sağlanamadığı için, muhalefet partilerinin yasal anlamda etkinliği azalıyor. Sorumluluğu artıyor. Böyle bir ortamda muhalefet partileri için Meclis ne anlama geliyor? Bu dar görev tanımıyla biat kültürüyle oluşturulmuş siyasi partileri ikna edebilmeniz mümkün mü?
Kılıçdaroğlu: 20 Temmuz sivil darbe süreci rejim değişikliğine de yol açtı. Doğrudur Parlamentonun gücü zayıflatıldı. Sadece Parlamento değil, Cumhuriyetin tüm kurumları adeta düşman ilan edildi. Ama muhalefet en zor koşullarda da Parlamentoyu çalıştırmak zorundadır. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Ak Parti MHP koalisyonu bugünkü Türkiye fotoğrafının sorumlularıdır. Dokunulmazlıklar konusunda da muhalefeti susturmak için bazı adımların atıldığını, bazı adımlar için de hazırlıklar yapıldığını biliyoruz.
Ama bunlar bizi inandığımız davadan geri döndüremez. Çünkü bize demokrasi için oy veren kitlelerin sözcüsü olmak durumundayız. Ve bu görevimizi tüm baskılara karşın sürdürmeye kararlıyız. Vesayet altında bir parlamento var. Bir kişinin Parlamentodaki vesayetini temsil edenlerse Ak Parti ve MHP milletvekilleridir. Bir kişiye iradesini teslim edenler halkın değil, Sarayın milletvekilleridir. Amuran: Siyasetin yeniden dizayn edilmesinde hedefiniz, güçlendirilmiş parlamenter sistemin yeniden getirilmesi. Bu sistem iktidarın da sorumluluktan kurtuluş reçetesi değil midir?
Güçlendirilmiş Parlamenter sistem derken güçlendirme ile neleri kast ediyorsunuz, bu sistem demokrasiye yeniden ne gibi kazanımlar sağlayacaktır?Kılıçdaroğlu: Kısaca ifade edeyim…Milletvekilini liderler değil, millet seçsin. Bu lider sultasını sonlandıracak, parlamento üzerindeki vesayete de son verecektir. Bunun için Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasasında değişiklikler yapılması...Meclis İç Tüzüğü’nün değiştirilerek TBMM’de bir Kesin Hesap Komisyonunun kurulması ve bu komisyonun başkanlığının muhalefete verilmesi…Kurulacak Hükümetin Meclisten güvenoyu alması…
Ama bunlar bizi inandığımız davadan geri döndüremez. Çünkü bize demokrasi için oy veren kitlelerin sözcüsü olmak durumundayız. Ve bu görevimizi tüm baskılara karşın sürdürmeye kararlıyız. Vesayet altında bir parlamento var. Bir kişinin Parlamentodaki vesayetini temsil edenlerse Ak Parti ve MHP milletvekilleridir. Bir kişiye iradesini teslim edenler halkın değil, Sarayın milletvekilleridir. Amuran: Siyasetin yeniden dizayn edilmesinde hedefiniz, güçlendirilmiş parlamenter sistemin yeniden getirilmesi. Bu sistem iktidarın da sorumluluktan kurtuluş reçetesi değil midir?
Güçlendirilmiş Parlamenter sistem derken güçlendirme ile neleri kast ediyorsunuz, bu sistem demokrasiye yeniden ne gibi kazanımlar sağlayacaktır?Kılıçdaroğlu: Kısaca ifade edeyim…Milletvekilini liderler değil, millet seçsin. Bu lider sultasını sonlandıracak, parlamento üzerindeki vesayete de son verecektir. Bunun için Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasasında değişiklikler yapılması...Meclis İç Tüzüğü’nün değiştirilerek TBMM’de bir Kesin Hesap Komisyonunun kurulması ve bu komisyonun başkanlığının muhalefete verilmesi…Kurulacak Hükümetin Meclisten güvenoyu alması…
Sözlü sorulara Bakanın Meclis Kürsüsünden yanıt vermesi…Bakanlar hakkında TBMM’de gensoru verilebilmesi…Bağımsız kurumların (Merkez Bankası, BDDK, Kamu İhale Kurumu, SPK gibi…) belli aralıklarla TBMM’deki ilgili komisyonlara bilgi vermesi ve bürokratların soruları yanıtlamaları…Sayıştay, uluslararası (INTOSAI - Uluslararası Yüksek Denetim Kurumları Teşkilatı ve IFAC - Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu gibi kurulların belirlediği normlar) normları esas alarak çalışmalı ve çalışmalarını raporlamalı...
Ulusal Vergi Konseyi kurulmalı ve bu Konsey düzenli aralıklarla Parlamentoyu bilgilendirilmeli… Böylece vergilerin adaletli olup olmadığı, nerelere harcandığı konusunda Parlamento bilgilendirilmeli…Bu ilkeler, devletin saydam ve siyasetin de hesap verebilir olmasına olanak sağlayacaktır.
Ulusal Vergi Konseyi kurulmalı ve bu Konsey düzenli aralıklarla Parlamentoyu bilgilendirilmeli… Böylece vergilerin adaletli olup olmadığı, nerelere harcandığı konusunda Parlamento bilgilendirilmeli…Bu ilkeler, devletin saydam ve siyasetin de hesap verebilir olmasına olanak sağlayacaktır.