İşte o açıklamanın içeriği: 27 yaşındaki Pınar, eski erkek arkadaşının barışma isteğini reddettiği için öldürüldü. Cansız bedeni yakıldı, beton döküldü ve bir varil içinde toprağa gömülmüş halde bulundu. Bize bir kadının yasını tutmak, öldürülmesine isyan etmek düştü. Bu ülkede kadınları koruyamıyoruz.
Kadın cinayetleri siyasidir. Çünkü ülkemizde kadının, meclisten 2 saatte çıkartılan bir yasa kadar hükmü kalmamıştır. Bugün gözümüzü bir kadın cinayeti ile açmışken mecliste tartışılacak konu maalesef “sosyal medya “olacak.
Her gün ölüm tehdidi alan kadınlar yasalarla korunmalı ve yaşamalı. Çünkü biz "evet diyebildiğimiz kadar hayır da diyebilmek istiyoruz.
Hayatın her alanında mücadele eden kadınlar olarak hiçbir hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Öldürülen kadınların fotoğraflarının yanına artık yenilerinin eklenmesini istemiyoruz.
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla Türkiye’nin “ilk imzacı devlet” olarak imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’nin feshi değil, kadın cinayetlerinin durdurulması gündeme alınmalıdır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun hayata geçirilmelidir.
Yaşam hakkımızın güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmak, şiddetin önünü açmaktır. Genç yaşta kadın cinayetine kurban giden Pınar Gültekin'e Allah'tan rahmet ailesine ve tüm sevenlerine sabır diliyorum. Dileğimiz kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadın haklarının yasalarla güvence altına alındığı huzurlu, mutlu bir Türkiye’de yaşamak.