CHP Kurultayı sonrası yeni MYK belirlenmediği için CHP PM Üyesi sıfatı ile basın mensuplarının karşısına çıkan Faik Öztrak, sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanunu "despotizm" olarak nitelendirdi.
Öztrak, "Saray ve sarayın bekçisi, sosyal medyaya yasak ve sansür getirerek bazı şeyleri unutturmak istiyor. Buna da 'unutulma hakkı' diyor, neyi unutturacaksınız? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufudur" dedi.
CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, iktidarın "istibdat rejimi inşa etmeye çalıştığını" belirterek, şöyle konuştu:
"Şimdi sosyal medyada da insanların düşüncesini özgürce ifade etme hakkı gasp edilecek. Bu yapılanın adı despotizmdir. Saray rejimi yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamını, şahsi propaganda aletine dönüştürmüş durumda.
Eldeki bir avuç özgür basın kuruluşunu da ilan kesme, yayın durdurma cezalarıyla hizaya getirmeye uğraşıyor. Bunların yetmediği yerde de gazetecileri zindanlar bekliyor.
Tarihin akışını değiştirerek 21. Yüzyılda kapkara bir 'istibdat rejimi' inşa etmeye uğraşıyorlar. Ama şu gerçek de unutulmasın: Milletimiz despotların yüzüne 'kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet' demeyi de çok iyi bilir.""
BAZI ŞEYLERİ UNUTTURMAK İSTİYORLAR"
Öztrak, "Saray ve sarayın bekçisi, sosyal medyaya yasak ve sansür getirerek bazı şeyleri unutturmak istiyor. Buna da 'unutulma hakkı' diyor, neyi unutturacaksınız? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufudur" dedi.
CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, iktidarın "istibdat rejimi inşa etmeye çalıştığını" belirterek, şöyle konuştu:
"Şimdi sosyal medyada da insanların düşüncesini özgürce ifade etme hakkı gasp edilecek. Bu yapılanın adı despotizmdir. Saray rejimi yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamını, şahsi propaganda aletine dönüştürmüş durumda.
Eldeki bir avuç özgür basın kuruluşunu da ilan kesme, yayın durdurma cezalarıyla hizaya getirmeye uğraşıyor. Bunların yetmediği yerde de gazetecileri zindanlar bekliyor.
Tarihin akışını değiştirerek 21. Yüzyılda kapkara bir 'istibdat rejimi' inşa etmeye uğraşıyorlar. Ama şu gerçek de unutulmasın: Milletimiz despotların yüzüne 'kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet' demeyi de çok iyi bilir.""
BAZI ŞEYLERİ UNUTTURMAK İSTİYORLAR"
Sosyal medya düzenlemesi içerisinde yer alan 'Unutulma Hakkı'na ilişkin de konuşan Öztrak, "Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufudur" dedi. Öztrak konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Saray ve sarayın bekçisi, sosyal medyaya yasak ve sansür getirerek bazı şeyleri unutturmak istiyor. Buna da 'unutulma hakkı' diyor, neyi unutturacaksınız? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufudur.
"Saray ve sarayın bekçisi, sosyal medyaya yasak ve sansür getirerek bazı şeyleri unutturmak istiyor. Buna da 'unutulma hakkı' diyor, neyi unutturacaksınız? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufudur.
17-25 Aralık yolsuzluk skandalını, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni ve 20 Temmuz sivil darbesini, Suruç ve Gar katliamlarını, OHAL şartları altında yapılan referandumu ve seçimlerde gasp edilen millet iradesini, tarikat yurtlarındaki çocuk tacizlerini, kadınlara şiddeti, iş cinayetlerini, saray koalisyonunun ortaklarının daha dün birbirlerine ettikleri küfür ve hakaretleri, Çorlu Tren kazasını unutturmak istiyorlar.
Fakat saray ne yaparsa yapsın; milletimiz, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nde 251 vatandaşımızı şehit eden hain FETÖ’yle kimlerin aynı yolu yürüyüp, yağmurda ıslandıklarını, 'Dön artık memleketine bitsin bu hasret' diye, salya sümük ağlayanları, 15 Temmuz şehitleri için toplanan paraya çökmeye kalkanları, 'Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık' diyen, parti yöneticilerini unutmaz!”"
Tek kişilik saray hükümeti milletimizi perişan etti. Bu ucube rejimin inşası 2014’te başladı. O yıl, bir aylık asgari ücretle, 6 çeyrek altın alınıyordu. Bugün bir aylık asgari ücretle sadece 3 çeyrek alınabiliyor. Saray sosyetesi milleti unutup 'Altun varaklı' aynalarında kendilerini seyrederken milletin elinde avucunda ne varsa güneş görmüş kar gibi eriyor.
İşsizlik ve hayat pahalılığı milletimizin belini her geçen gün biraz daha büküyor, Türk lirası, kamu bankaları üzerinden yapılan örtülü operasyonlara rağmen hızla değer kaybediyor, 'Sıfır attık' diye övündükleri paramızın değerini 15 yıl bitmeden sıfırladılar.
Türkiye ekonomisi bankadan çektiği avansla kredi kartlarına takla attırarak ay sonunu getirmeye çalışan memura döndü. Haziran’da, swap dedikleri emanet alınan dövizlerin tutarı 54 milyar doları geçti. Her 100 dolarlık rezervin 63 doları emanet.
Son bir yılda net rezervlerdeki erime 46 milyar dolar. Damat, millete değil 'kap-kaççı faiz lobisine' çalışıyor. Gerçekler ortadayken, güçlü ekonomi masalları da krizden çıkıyoruz hikâyeleri de artık bir şey ifade etmiyor.
Dolar dünyada değer kaybediyor ama Türk lirası karşısında değer kazanıyor. Türk lirası son bir haftada dolar karşısında en çok değer yitiren para birimi oldu. Dolar yeniden 7 liraya dayandı.
Avro ise 8 lirayı geçti. Ağızlarından yerli ve milli laflarını düşürmeyenler, milli paramızın değerini pul etti. Millet tasarruflarını korumak için dövize kaçıyor. Bankalardaki yabancı para mevduat 204 milyar dolarla yeni bir rekor kırdı."
Avro ise 8 lirayı geçti. Ağızlarından yerli ve milli laflarını düşürmeyenler, milli paramızın değerini pul etti. Millet tasarruflarını korumak için dövize kaçıyor. Bankalardaki yabancı para mevduat 204 milyar dolarla yeni bir rekor kırdı."