Habertürk'ün haberine göre; İş mahkemesi, davacı bankacının bankada çalıştığı dönemde başka bir banka ile iş görüşmesi yaptığını, iş sözleşmesi resmi olarak sona ermeden yeni iş yeri ile sözleşme imzaladığı ve davalı bankadaki çalışması sona erdikten 4 gün sonra yeni bankada işe başladığına dikkat çekti. İş mahkemesi, davalı bankadaki görevi devam ederken dava dışı banka ile iş sözleşmesi imzalayan davacının aktif iş hayatını sonlandırma gayesinin bulunmadığı, amacının kıdem tazminatı alarak başka bir iş yerinde çalışmak olduğu, bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceği hükmüne vardı.
YARGITAY İŞÇİYİ HAKLI BULDU
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında, davacının iş akdini feshettiği tarihte yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı ve 1475 Sayılı Kanun’un 14/1- 5. maddesindeki koşulların oluştuğunun tartışmasız olduğu belirtildi.
1475 Sayılı İş Kanunu’nun ilgili bendinin, yaş dışındaki koşulları yerine getirenlerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatının ödenmesini öngördüğü vurgulandı. İşçinin kanundaki bu haktan yararlanmak koşuluyla iş akdini feshetmesi ve kıdem tazminatı almasının, onun aynı veya başka bir işverene ait iş yerinde çalışmasına engel oluşturmayacağı kaydedildi. Kararda, davacı bankacının öteki banka ile işten ayrılacağını bildirdikten sonra görüştüğüne dikkat çekildi.
İŞTEN AYRILMADAN BAŞKA BİR İŞ YERİ İLE GÖRÜŞEBİLİR
İşçinin iş sözleşmesini feshetmeden hemen sonra yeni bir işte çalışmaya başlaması ve öncesinde iş görüşmeleri yapmış olmasının, hakkın kötüye kullanılması olarak düşünülemeyeceği belirtildi. İşten ayrıldıktan kısa bir süre sonra yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını daha iyi koşullara sahip iş yerinde çalışmak amacıyla da kullanmasının mümkün olduğu ifade edildi. İşçinin daha iyi koşullara sahip başka bir iş yerinde çalışmak amacıyla kıdem tazminatı alma olanağı sağlayan yasal hakkını kullanmasının dürüstlük kuralına aykırılık olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.
Davacının 15 yıl sigortalılık süresi ile 3600 prim gününü doldurduğu kaydedilen kararda, işverene verdiği 13 Şubat 2013 tarihli dilekçesinde yaş hariç emeklilik koşullarını sağladığı, bu nedenle 28 Şubat 2013 tarihi itibarıyla iş yerinden ayrılmak istediğini bildirdiği vurgulandı. İşverenin, davacı bankada çalışırken 26 Şubat 2013 tarihinde başka bir banka ile sözleşme imzaladığı, bankacının gerçek amacının iş hayatını aktif olarak sonlandırmak değil başka bir bankada çalışmak olduğuna yönelik itirazları da değerlendirildi.
Yargıtay kararında, kanunda tanınan bu hakkın amacının, iş yerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini sonlandırabilmesine imkan tanıdığı vurgulandı.
Davacı işçinin, kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanması nedeniyle başka bir iş için görüşmesi veya işten ayrıldıktan sonra yeni bir işte çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi. Şunu da unutmamak gerekiyor. 1475 Sayılı Eski İş Kanunu'nun sağladığı bu hakkı kullanmak için önce Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan ( SGK) kıdem tazminatı almaya hak kazandığına dair yazı almak, daha sonra iş akdini feshetmek gerekiyor. Söz konusu yazıyı almadan iş akdini feshedenler kıdem tazminatı konusunda mağduriyet yaşıyorlar.