Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Erken seçim kabile devleti işidir" sözlerini eleştirerek, "Sanki Türkiye’yi hiç idare etmeyen birine ve kendi sözlerini unutmuş birine benziyor. Bu hafıza kaybıdır, başka bir şey değil. Devlet adamları hafızalarını kaybettiklerinde basiretlerini ve karar verme yeteneklerini kaybederler" dedi.
Hür Dava Partisi Genel Başkanı İshak Sağlam, Gelecek Partisi'ni ziyaret ederek Genel Başkan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Erdoğan'ın, "Erken seçim kabile devleti işidir" sözleri sorulduğunda ise "Sanki Türkiye’yi hiç idare etmeyen birine ve kendi sözlerini unutmuş birine benziyor. Bu hafıza kaybıdır, başka bir şey değil. Devlet adamları hafızalarını kaybettiklerinde basiretlerini ve karar verme yeteneklerini kaybederler. 2018 Mart’ı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2019’da yapılması bekleniyor, Mart ayında Cumhurbaşkanı ve Bahçeli erken seçimden bahsetmek vatana ihanettir diyordu. 2018 Mayıs’ında erken seçim kararı alındı, 2018 Haziran ayında erken seçime gidildi. Vatana kim ihanet etmiş oldu? Eğer kabilecilik anlayışıysa 2018’de bu kararı aldıklarında da kabile anlayışını bu devlete musallat etmişler demektir. Erdoğan son dönemde günlük hatta saatlik yaşıyor. Sabah söylediğini akşama reddediyor. Bahçeli ile Erdoğan’ın karşılıklı ithamlarından sonra bugün geldikleri nokta zaten hafıza kaybıdır. Eğer bir iktidar milletin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, kendisinden başka her siyasi düşünceyi ihanet olarak görüyorsa, temel insan hak ve hürriyetleri konusunda ciddi zaaflar yaşıyorsa, yoksulluklara yolsuzluklara ve yasaklara karşı hiçbir tavır alamıyorsa erken seçim her gün Türkiye’nin gündeminde olacaktır. Türkiye’nin gündeminden erken seçimin kalkmasını istiyorlarsa ülkeyi doğru dürüst yönetsinler" yanıtını verdi.
Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu hakkında verdiği kararın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tanınmamasıyla ilgili olarak da şöyle konuştu:
KAOSA SEBEBİYET VERİR: Anayasa Mahkemesi üst mahkeme olarak karar verdiği zaman, alt mahkemelerin bu kararı yok sayması demokratik hukuk devleti ilkelerinde, hukukun, yargının kendi içinde hiyerarşisine de aykırı düşer. Alt mahkeme yeniden yargılar. Ama Anayasa Mahkemesi’nin kararını yok saydığınız zaman bir müddet sonra başka mahkemelerde diğer mahkemelerin kararlarını yok sayarlar. Bu bir kaosa sebebiyet verir. Anayasa Mahkemesi oradaki hakimlerin hür vicdanlarıyla karar vermesi gereken ve hiçbir baskı altında kalmaması gereken bir yapıdır. Bu iktidar, Türkiye’deki bütün denetim mekanizmalarını birer birer tasfiye etme düşüncesindedir. Önce itibarsızlaştırıyor, sonra tasfiye ediyor. Parlamentoyu 2017 değişikliğiyle itibarsızlaştırdı, şimdi kimse denetim mekanizması olarak göremiyor.
AYM’Yİ KAPATMAYA GİDECEKLER: STK’ları hedef alıyorlar, üniversiteleri kapatıyorlar. TTB’yi kapatmaya kalkıyorlar şimdi de Anayasa Mahkemesi’ni önce itibarsızlaştırmak sonra üzerlerinde Demokles’in kılıcını tutarak, Anayasa Mahkemesi’nin önünde bekleyen dosyalarla ilgili mahkemenin vicdanını etkilemeye çalışıyorlar, sonrasında da Bahçeli’nin dediği gibi kapatmaya gidecekler.
AKP TEK PARTİ DÖNEMİNİ HAYATA GEÇİRİYOR: Bu tek merkezli bir otoriter devlet anlayışına doğru gidiyor. Tek parti iktidarını eleştirerek bugünlere gelmiş olan bugünkü iktidarın tek parti döneminde yaşanan her şeyi ve herkesi bugün hayata geçiriyor olması demokrasi için büyük tehlikedir. Anayasa mahkemesinin siyasi talimata bakar gibi davranmasını beklemek, kuvvetler ayrılığını tümüyle ortadan kaldırır ve demokratik hukuk devletinin sonu haline gelir. Anayasa Mahkemesi’nin kararını eleştirebilirler, ancak alınan kararı kimse yok sayamaz. Benim de içinde bulunduğum hükümetler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne verilen bireysel müracaat hakkını da ortadan kaldırmaya teşebbüse yönelebilirler. İnsanların baskılar karşısında gidecekleri tek kapı kaldı Anayasa Mahkemesi, o kapıyı kapatma niyetindeler."
TTB NET TUTUM TAKINDI DİYE:
Erdoğan'ın Türk Tabipleri Birliği'ni hedef alması ve çoklu birlik düzenlemesinin getirilebileceğine ilişkin sözlerini de eleştiren Davutoğlu, “Pandemi süreci devam ederken hasta sayısı vaka sayısı konusundaki istatistiklerin kavramlarıyla oynadığınız bir dönemde eğer Tabipler birliği bu kavramlarla ilgili net ve açık bir tutum takındı diye bunu yapıyorsanız sivil toplumu susturma çabasıdır" dedi.