Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’da düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı adlı bir etkinlikte konuştu.
Fransa ile artan gerilim üzerine açıklama yapan Erdoğan, "Sakın Fransız markalarına itibar etmeyin, bunları satın almayın" diyerek boykot çağrısında bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu sene Mevlid-i Nebi'yi gerek koronavirüs salgını gerekse bölgemizde yaşanan sıkıntılar nedeniyle buruk yaşıyoruz. 1 milyon 200 bin insanın hayatına mal olan salgın, dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor. Güçlü sağlık altyapımız ve sağlık çalışanlarımızın fedakarlığı sayesinde diğer ülkelere göre daha hafif geçiriyoruz. Hastalıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Rehavete kapılmıyor, tedbiri asla elden bırakmıyoruz. Ülkemizi, milletimizi sıkıntıya sokmadan dengeli, hesaplanmış adımlarla süreci yönetiyoruz. Gereken müdahaleleri yapmaktan çekinmiyoruz. Alanında uzman arkadaşlarımızla durumu izliyor gerekli talimatları veriyoruz. Tüm dünyada hasta sayılarının ürkütücü boyutlara ulaştığı bu günlerde milletimden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini rica ediyorum. Hepimize burada görev düşüyor. Bir süre daha sabredecek, kurallara uyacak ondan sonra hep birlikte feraha erişeceğiz.
Hüznümüzü artıran tek şey koronavirüs salgınında yaşamlarını yitirenler değil, Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir. İslam alemi sancılı imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşıyor. Dinimizce ve Peygamberimizce yasaklanmış fillerin her an işlendiği dönemdeyiz. Suriye'de 1 milyon kardeşimiz hayatını kaybetti, 12 milyon kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yemen'de kirli savaşın bedelini yüzbinlerce masum çocuk ödedi. Libya'nın zengin yeraltı kaynakları darbeciler ve batılı emperyalistler tarafından talan edildi. İslam beldelerinden anaların feryatları, çocukların çığlıkları, camilerin dumanları yükseliyor.
Fransa'da yaşananlar, Almanya'da yaşananlar bunlar dünyanın gözü önünde oluyor. Batı, özellikle Hristiyan dünyasına sesleniyorum, Musevilere sesleniyorum; İnsanız, insan olarak Hıristiyan olmak suç değildir ona da sahip çıkıyoruz, Museviye de sahip çıkıyoruz. Fransa'da Müslümanlara zulüm varsa oraya da sahip çıkalım diye dünya liderlerine sesleniyorum.”
Gün geçmiyor ki Müslümanlara ait ibadethaneye saldırı haberini almayın. Buradan Şansölye Merkel'e de sesleniyorum; hani sizde din özgürlüğü vardı, devletinizin güvencesi vardı? Bir sabah namazında yüzü aşkın polis camiye saldırıyor. Bunların tam tersini Türkiye'den duydunuz mu, hayır. Bizde gerçek din özgürlüğü var, bunlarda yok.
Gün geçmiyor ki Müsamanların inanç hürriyetini kısıtlayan uygulamayla karşılaşmayalım. Kuran'ı Kerim'i hedef alan alçaklıkla muhattap oluyoruz. Fransa'nın akli noktada kontrole muhtaç liderinin teşvikiyle bu saldırılar ypaılmaya başlandı. Demokrasiyi kimseye bırakmayan batılı devlette, Müslümanlara yönelik saldırılar sıradan hale gelmiştir. Irkçı terörizm... Buradan sesleniyorum, siz faşistsiniz, siz Nazi'nin zincir halkalarısınız. 2. Dünya Savaşı öncesi Avrupa'daki Musevilere yönelik linç kampanyasının benzerine Müslümanlar maruz kalıyor."