Kanunun tümü üzerine İYİ Parti adına konuşan Türkkan konuşmasında SEDAŞ’ı da eleştirdi: “Kocaeli'de elektrik dağıtım şirketi SEDAŞ var orada. Elektriği sağlamak mı? Ne sağlama, evlere şenlik. Bir gün olsun da Kocaeli'nin bir ilçesinde SEDAŞ'la ilgili bir şikâyet gelmesin, hiç olmadı daha bugüne kadar. Kaçıncı yüzyıldayız arkadaşlar ya? Sanayi kentinden bahsediyoruz, Kocaeli bir sanayi kenti.
Başiskele'de Kullar Vezirçiftliği mahallesinde küçük sanayi sitesi var. Oradaki esnaf daha doğru dürüst günde sekiz saat mesai yapamadı, devamlı elektrik kesiliyor. SEDAŞ'ı arıyorlar, aylardır daha SEDAŞ'la bu konuda muhatap bulamadılar. Ben önerge verdim önergeye de cevap gelmedi. SEDAŞ kulağının üstüne yatmış, nasıl olsa kendini ihtar eden yok, ilgilenen yok, özelleştirmeden dağıtım almış, faturaları tahsil ediyor, mis gibi para kazanıyor.
Hiç bu işlerle ilgilenmeye mecali de yok, takati de yok; zaten zorunluluk da hissetmiyor. Ortakları kim bilmiyorum, tanımam ama çok kuvvetli bir ortağı olduğu kesin. Bu kadar kulağının üstüne yatabildiğine göre ortağına çok güveniyor. Yani bu çağda şu hâle bakar mısınız? SEDAŞ yüzünden Kocaeli halkı mutazarrır ama muhatap yok.
Esnaf bu sıkıntının bir an önce giderilmesini istiyor da bize söylediği zaman bizim verdiğimiz önergelere cevap gelmiyor. Gebze'de de var aynı sıkıntı, İzmit'te de var, diğer ilçelerde de var, Dilovası'nda da var, Kartepe'de de var. Bu halkın enerji ihtiyacının karşılanması aslında bir vatandaşlık hakkı. Önceden kamu imkânlarıyla yapılan enerji dağıtım işi, özelleştirme sonrası SEDAŞ'a geçti. Ancak şirket, Kocaeli halkını kendisine mahkûm gördüğü için öyle hareket ediyor. Kocaeli halkını kendisine mahkûm görüyor, "Başka da bir seçeneğiniz yok, ben ne dersem o olur." diyor.
Yerleşim yerlerinde trafolar yetersiz, enerji hatlarını taşıyan direkler çürümeye ve yıkılmaya yüz tutmuş. Bunu her gittiğim ilçede görüyorum. Bu durum, 21. yüzyılda sanayi kenti Kocaeli'ne yakışmıyor.