Belediyemizin koridorlarında bile rahatça gezen kedi, köpek görebilirsiniz. Engellemelere rağmen bin bir zorlukla veterinerlik şubesini kurup yeni veterinerler istihdam eden, hayvan ambulansını hizmete sokan, sokağa çıkma yasaklarında sokak hayvanları aç kalmasın diye mama dağıtan ve daha birçok çalışma yapan belediyenin katliamla itham edilmesi insafsızlıktır. Soruşturma sonucunda ortaya çıkacak veriler ışığında sorumluluğumuz varsa biz onu üstleniriz. Gerçek hayvan severlerin acısını ve göz yaşını samimiyetle tüm ekipçe paylaşıyoruz. Ama yıllardır hayvan hakları kanununu mecliste bekletip adım atmayan AK Partililerin, şimdi birden hayvansever kesilmesi de samimiyetsizliktir, riyakârlıktır.
Ölen canlarımızı geri getiremiyoruz ama bu sorumluluğu alarak, bunun aydınlatılması, şeffaf adil davranılması ve bundan sonraki süreçte çalışmamızı gözden geçirmek, aynı kararlılıkla öz eleştirimizi yapmak durumundayız. Bu konuda siyaseten linç kampanyası yürütülmesinden ziyade, bu üç canımızın vefat etmesi daha hassas bir konu bizim için. Haberi alır almaz iki açıklama yayınladık. Olayı araştırıyoruz dedik ardından veteriner işlerinde çalışanları önce sözlü, bugün ise yazılı olarak açığa aldığımızı duyurmuştuk. Sonuçlanana kadar görevde olmayacaklarını ve hiçbir ayrıştırmamızın olmadığını ifade ettik. Soruşturma sonucuna kadar açıkta olacaklar. İdari soruşturmanın müfettiş ile yürütüleceğini ve sonucunun şeffaflıkla açıklanacağını bildirmek istiyorum.
Zehirli iğne ile katletmek, öldürmek bunlar asla kabul edeceğimiz iddialar değil. Asla bilerek bir canlının canına kast etmeyiz. Bu konuda hassasız. Ama zehirli iğne ile öldürdüler, katlettiler gibi bir sürü yanlış bilgi, linç kampanyasına araç olan konular var. Bu konuda hiçbir şekilde bu suçlamaları kabul etmemiz mümkün değil. Başından beri hayvan hakları konusunda hassasiyetimizi bizi tanıyanlar biliyor, bu konuda nasıl çabaladığımızı herkes biliyor. İhmal varsa, bundan kaynaklı bir suçumuz varsa, bu konuda tavizimiz yok. Gereğini yapacağız. Ama kasti olarak öldürmek gibi spekülasyonların yapılmaması, linç kampanyasına mahal verilmemesi, daha iyi daha güzeli yapmaya yönelik ortak çözümleri konuşmak hepimizin görevi.
Rutin işlerimizi kanuna uygun yapmaya devam ediyoruz, bunların hepsi bakanlık tarafından onaylı. Bunlar titizlikle uygulanıyor, örneğin narkoz; yaralı ve saldırgan hayvan şikâyeti belirtildiğinde geçici olarak sonuç almamız gerektiğinde, narkoz vermek durumunda kalıyoruz. Narkoz yeri geliyor insanı bile öldürüyor. İnsan bile bir kontrolden geçiriliyor, ondan sonra narkoz yapılıyor. Her rutin işlemde ne yazık ki, bugüne kadar normal işlemlerde bile kullanılan narkozu hangi belediye, hangi kurum kullanmış olursa olsun ölüm gerçekleşebiliyor. Bunu önceden ön görebilmemiz mümkün değil.
Tabii ki bizim hayvan hakları konusunda bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ile kimseye bir şey ispat etmeye ihtiyacımız yok. Ama ne kadar iyi niyetle çalışmalar gerçekleştirdiğimizi bilgilendirmek istiyoruz. Bunun aşırılığa kaçan linç kampanyalarına maruz bırakılmaması gerekiyor. Bu belediyenin çalışmaları hakkında birkaç örnek vermek istiyorum. Temizlik işleri müdürlüğümüzde, şantiyemizin önünde bulunmuş, bakımsız, hastalıklı, ayağı sakat bir yavrumuz vardı. Ayağının üzerine basamıyordu. Çalışanlarımız sahiplendi, bakımını yaptık, şimdi sapa sağlam. Bunun gibi birçok sahiplendiğimiz hayvanımız var bizim. Eğer derdimiz kasten öldürmek olsa, niye onlara bakalım? Neden bakımları ile ilgilenelim? Çok büyük özveri ile çalışıyoruz, birçok şantiyede çok sayıda hayvanımızı, canımızı sahipleniyoruz. Gerçekten sevdiğimiz için. Yerinde bakım yapıyoruz. Bu konuda arkadaşlarımız öz veriyle çalışıyor.
Bizler aldığımız hibe araç desteğini engelliler için kullanabilirdik, farklı doğrultuda kullanabilirdik ancak özellikle hayvanlar için kullandık. Hayvan ambulansı için kullandık. İlk yaptığımız işlerden biri buydu. Mecliste bu müdürlük için de çok mücadele ettik. Bunları eksiği ya da ihmali kapatmak için söylemiyoruz ama bu konudaki vicdani sorumluluğumuzun gözükmesini rica ediyoruz. Yalnızca kedi, köpek değil kanatlı hayvan da olmak üzere tüm hayvanlarımıza çok yoğun şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Ancak imkânlarımız az, kaynaklarımız yetersiz.’
Burada hayvanlara özellikle ortopedik anlamda tedavileri adına detaylı operasyonlar yapılamıyor. Ama veterinerlerimiz İBB’de uygulamalı eğitim alıyor, onların ortopedik ameliyatları için, ayaklarının üzerine basmaları için. Bunun üzerine de çalışmalarımız devam ediyor. Yine oluşturduğumuz gönüllülerle, firmalarla, oluşturulan destek noktalarında mama veriyoruz. Yerinde müdahale bizim için önemli, yakalarken hayvana zarar vermemek adına yerinde müdahaleyi tercih ediyoruz. Aşı olsun, bakım olsun… Köylerden çağrı geldiğinde gidip yerinde tedavi ediyoruz. Bakın bunun gibi birçok örneğimiz var hatta jandarma ve resmi kurumlara da hizmet veriyoruz.
Eksiğimiz olabilir mi elbette olabilir. Hiç istemesek de ön göremediğimiz şeyler olabilir. Bütün belediye, kurum ve mercilerde olabiliyor. Bazen beklemediğimiz komplikasyonlar doğabiliyor. Ama kasıtlı öldürmek asla söz konusu bile olamaz. Bu kadar özveriyle çalışan bir belediyeye bunu yüklemezsiniz. O yüzden de çabalarımız herkes tarafından bilinsin istiyoruz. Arkadaşlarımız görüyor, belediyemizde özel kalemden tutun da her ortamda hayvanlar dolaşır. Arkadaşlarımız beslerler, biz öldürmek istesek neden onları iyileştirmek için bu kadar uğraşalım, neden mücadele verelim?
Soruşturma sonucunda sorumluluk bilinci ile hareket edeceğiz. Ama öldürme ithamlarını kabul etmemiz mümkün değil. Biz hayvan dernekleriyle bir arada çalışıyoruz. KOHAYDER ile çalıştık, kendi sayfalarından teşekkür ettikleri çalışmalarımız var. Beraberce yapılan, gerçek hayvan severlerin talepleri, istekleri, mücadeleleri var. Hayvan hakları konusundaki samimi mücadeleleri bizim için çok önemli. Gerçek hayvanseverlerin üzüntüyle yapmış oldukları eleştirileri, sitemleri, bizim başımızın üstünde. Yaşanan olayda gerçek hayvan severler bu konuda ne söylerlerse söylesin, eleştirileri başımızın üzerinde.’
Gerçek hayvan severlerin niyetlerini, çabalarını biliyoruz. KOHAYDER’i de biliyoruz. KOHAYDER Başkanı Gonca Çelik Ketenağ ile beraber çalıştık. Kısa süre öncesine kadar İzmit Belediyesi Kültür müdürlüğü çalışanıydı. Gonca Hanım hem Kent Konseyi Yönetim Kurulunda’ydı hem de resmi kayıtlı personelimizdi. Hatta iş akdini sonlandırıldığında tekrar belediyeye girmek istedi ve kültür müdürlüğünde personel olarak çalışmak istedi. Bugün şu bizi üzdü, düne kadar çalışanımız olanlar, katil dedikleri belediyede çalışma talebinde bulunanlar ve hassasiyetle hayvanlar hakkında çalışmalarımızı bilenler şimdi bize katil damgası vuruyor. Buna katılmıyoruz. Herkese kapımız açık, hep birlikte canlar gitmemesi için çalışalım. Bizim de hatalarımız, eksiklerimiz varsa sorumluluk bilinci ile hareket edelim. Rahatlıkla bir araya gelebiliriz, onların bu çabaları, yaptıkları emek bizim için kıymetli ve bu kıymet bilinci ile hareket ediyoruz. Ayrıca bugün başka bir hayvansever arkadaşımız Tülay Çetin ekibiyle ziyaretimize geldi. Öncelikle hoş görülü yaklaşımları, yapıcı yaklaşımları için teşekkür ediyoruz. Seve seve yine eksiğimizi tamamlayarak yolumuza devam etmek istiyoruz, gerçek hayvan severlerin sözleri bizim için kıymetli.
Hayvanlara tekme atan, tecavüz edenleri aklayan, onları alkışlayan ya da bu konuda hiçbir sorumluluk almayanların linç girişimlerine sessiz kalmayız. ‘Bir fırsat bulduk buradan belediyeyi nasıl karalar ve nasıl yıpratırız’ diyenler, gerçekten canlar yanmasın mı istiyor yoksa amaçları karalamak mı? Bu konuda ayrımı iyi yapmak gerekiyor. Hayvan tecavüzcülerine ses çıkarmayıp, kalkıp bizi linç etmeye çalışanlara bunu açıklamak görevimiz. Ak Parti İl Başkanlığından teşkilat üyelerine ‘‘Linç’’ mesajları atılıyor. Lütfen hepimiz sorumluluk bilinci ile yaklaşalım, hayvan ölümleri üzerinden siyasete hiç gerek yok. Bu bir acizlik, başka bir yerde yaşansa biz böyle yaklaşmayız, hayvanlar ve insanların ortak yaşaması için sorumluluk bilinci ile hareket edelim.
Biz sorumluluk alıyoruz diyoruz, ufacık bir ihmalimiz var ise gereğini yerine getireceğiz, diyoruz. Peki ya siz? Bakın geçmiş haberlere, ‘Gölcükte neler oluyor? Bu köpekler zehirleniyor mu?’ "Kandıra Belediyesi ile ilgili hayvan ölüm ihbarları", "Barınakta hayvanların açlıktan öldüğü iddiası", ‘Körfez belediyesinin duyarsızlığı’, "Belediye köpekleri öldürüyor, Kandıra hayvan barınağı kediyi yaktı mı?’ vs vs o kadar çok ihbar var ki haberlere yansıyan. Ama bu kadar iddia varken seslerini çıkarmayanlar burada bizleri linç ediyor. Biz de bunları alıp, bizler de linç kampanyası mı yapalım? Bugüne kadar hangi ölümden siyaset üretmek kimin işine yaramış? Biz bunları kullanalım edelim demeyiz, bunlara girmeyiz bile.
Bizlerin tavsiyesi bunları siyasi malzeme yapmak yerine, ortak bir masa etrafında oturmak. Bunları konuşalım, siyasileştirmek çözüm üretmez. O kadar hassas davranıyoruz ki. Ölü bir hayvanı görüyor bir vatandaş, çöp arabasıyla almıyoruz. Hangi canlı olursa olsun, bunlara çöp malzemesi yapılmadan, gerekirse ambulans eliyle alınıp bir yere gömülmesi ile ilgili anında talimat verdik. Bu güne kadar hayvan ölüsünün İzaydaşta yakılmasına engel olarak hayvan ölüsüne saygı duyarak ilerleyen bir belediyeyiz. Ama bir daha söylüyoruz yaptığımız uygulamalarda eksiklik, hata varsa gözümüzü kapatmadan bunlar ile ilgili sorumluluk bilinci ile hareket etmekte kararlıyız. Yaptığımız bir yanlış varsa, bizler yanlışa yanlış demezsek doğruyu bulamayız. Hayvan haklarına hassasiyetimiz var.
Herkesin hoş görüsünde bu konuda kendimle ilgili de bir bilgi vermek istiyorum. Normal hayatımda da hayvan bakıyorum. Kendi oğlum düne kadar kediye dokunamazken şimdi evde sahiplendiğimiz köpeği kucağından indirmiyor. Kayınvalidem kayınpederimle beraber yaşıyorum, annem babam 5 vakit namaz kılan insanlar. Önce evde hayvan istemediler, bahçede bakın dediler. Yavrumuzu sahiplendik, doğuştan kalp problemi bir köpek sahiplendik onun da üzerine titriyoruz. Şimdi annem de babam da çok seviyor köpeği. Annem kucağından ayırmıyor. Bu kadar hassas davranıyoruz, bunu da vicdanen yapıyoruz. Normal hayatımızda da böyleyiz, siyaseten değil. Ama gerekeni yapmak için hareket edeceğiz.
Şuna da kulaklarımızı kapatamayız, her yaşanan acı olaydan ders çıkarmak gerekir. Şu an elimde göreve geldiğimizden bu yana sokak hayvanları ile ilgili yılda 3 binden fazla şikayet aldığımızın raporu var. Daha önce basında yazdı bunu, diğer ilçelerden sürekli hayvanlar buraya bırakılıyor. Pandemi koşulları ile beraber hayvanlar aç kaldıkları için insanlara saldırır hale geliyor. Belediye önünde 9 tane köpek var 5 tanesi Başiskele’ye ait. Bu durum hem hayvanlar için hem insanlar için sıkıntılı. ‘Biz artık kendimiz öldüreceğiz’ diyen mesajlar alıyoruz, bu konuda gerekli tüm önlemleri almak hepimizin görevi. Yasaların da bize verdiği yetkiler dolaysıyla zorlandığımız konular var. ‘9 yaşında çocuğa köpekler saldırdı’ İzmit Yahya Kaptan’da yaşanıyor bu olay ve İzmit belediyesi öne sürülüyor.
Sokak hayvanlarının insana saldırması ile ilgili çıkan haberlerden bazıları şöyle; ‘Vatandaş tedirgin, İzmit’te son aylarda başıboş köpekler arttı, çocuklar okula gitmek istemiyorlar. Sürü halinde bir kadına saldırdılar şeklinde o kadar çok haber yapıldı ki. Bakın insanların mesajları ve köşelerine taşımaları şu şekilde. Özellikle okumak istiyorum, nasıl arada kaldığımızı görün diye. Nurettin Kolaylı’nın yazıları; sırasıyla, ‘Sayın başkan başıboş köpekler için gerekeni yapın, köpek şiddetine karşı mücadele edin, toplayın, engelleyin.’ ‘Şu işi çözün, bıkmadan usanmadan yazacağım, köpekler tehlike oluşturuyor.’ demiş.
Daha çok talep, şikayet, istek var. Tabii ki hayvanlarımız ölmeden saldırganlıklarına önlem almak gerekiyor. Herkesin bunu görmesi gerekiyor. Evet şikayet geliyor, yeri geliyor o mahalden almak durumunda kalıyoruz, yasanın bize söylediğince uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Yakalama ve geçici süre uyuşturma yöntemi ile yapıyoruz. Sokak hayvanlarının karnesi, doğumundan beri hayvanın sağlık bilgisi ve kimliği olmadığı için, kullanılan narkoz düşük doz bile olsa hayvanın buna alerjisi var mı, şeker hastalığı gibi bir hastalığı var mı diye bilemediğimiz çok konu oluyor ve iğne yapılırken hayati organına denk gelir mi bilemeyeceğimiz için, o narkoz sonuçta o hayvanın ölümüne sebep olabiliyor. Önceden ön görmek hiçbir belediyenin yapabileceği bir şey değil. Uygulamanın ne kadar zor olduğunu, bu sıkıntıları da hayvan severlerin görmesi gerekiyor.
Buradan çağrı yapıyorum, arada kalmamak hiçbir çalışanı, hayvanı, canı, insanı riske atmamak için. Rutin bir uygulamada bile, her şey kanuna uygun olsa bile ölümle sonuçlanabilen olaylar olduğu için hepimiz bir masada oturarak konuşup, çözüm üretmemiz gerekiyor. Öncelikle hayvan derneklerine çağrı yapıyorum, veterinerler odasına çağrı yapıyorum. Sadece belediyelerin sorunu değil. Bakın bir olay olduğunda önce veteriner suçlanır, belediye suçlanır. Tabii ki eksik yanlış varsa gerekeni yapacağız. Örtbas etme gayemiz yok. Bu vesile ile hem hayvan hakları derneklerine hem veterinerler odasına ayrıca tüm yerel belediyelere bu sorunların çözümleri için bir araya gelmek adına çağrı yapıyorum. Bütün belediyeler bu sorunu yaşıyor. Canın, nefesin siyaseti olamaz.
Değerli basın mensupları size bu şikayetler gelmeye devam edecek. İnsan, hayvan, hepsi can, hepsi nefes. Kimsenin ölümünü istemiyoruz, kurumsal olarak böyle bir irademiz olmasa da, bireysel hatalardan kaynaklı, ihmal, yetki aşımından kaynaklı hatalar, ölümler gerçekleşebiliyor. Ya da her şeyi doğru bile uygulasanız ölümler yaşanabiliyor. İnsanlar bile narkozdan ölebiliyor. Aynı masada çalışmak zorundayız bu bir tecrübe, bu şikayetler geliyor diye kimse elini taşın altına sokmazsa olmaz. Biz de ona göre davranacağız, bu sizlere de bizlere de, hepimize düşen sorumluluk. Herkesin hassasiyetle davranacağına inanıyorum. O yüzden basın mensupları kendilerine gelen saldırgan hayvan şikayetleri haberlerini yaparken tüm muhattaplara bir araya gelelim ve beraberce çözelim çağrısını da eklemesini de rica ediyoruz.
Bir diğer çağrım iktidar edenlere; AK Pati, MHP il başkanları, ilçe başkanları, milletvekilleri, muhalefet partileri, CHP, İYİ Parti tüm siyasi partilere… Bakın mecliste bekleyen bir yasa var, hayvan haklarını bekleyen bir yasa var. Önemli bir yasa var, linç kampanyası düzenlemek güzel, biz sorumluluğumuzu alıyoruz, peki siz ne kadar sorumluluk alıyorsunuz? İstediğiniz yasaları bir gecede geçirebiliyorsunuz. Bunca zamandır iktidarsanız neden bu yasayı mecliste bekletiyorsunuz. Bugüne kadar bu linç kampanyasına sağladığınız enerjiyi, bu yasa için neden sarf etmiyorsanız, bu yasayı geçirmeyip mecliste bekletenler hayvan severlikten bahsetmesin. Belediyeyi sıkıştıralım diyenler, bu haberi ısıtıp ısıtıp önümüze getirir. Siz zahmet etmeyin. Biz hep bu hayvan ölümlerini hatırlatacağız ve ne oldu bu yasa diye soracağız size. Bizlerin sorumluluğu olduğu kadar iktidar edenlerin de daha büyük bir sorumluluğu var. Hadi bu yasayı çıkartın, ufacık ihmalde de gereği yapılsın, cezalar arttırılsın.
Bu hepimiz için geçerli bir süreç, yasanın çıkartılması bizleri de kapsıyor. Linç kampanyası düzenleyen AKP’liler bu bekleyin yasanın meclisten geçmesi için hükümetinden talep etmezse, bununla ilgili bir tane bile twit atmazsa bize karşı linç kampanyalarında da samimi değillerdir, hayvanseverlikte samimi değillerdir. Gerçek hayvan severlerin eleştirilerinin hepsi başımız üzerine. Üstüne söyleyecek lafımız yok. Ama hayvan tecavüzlerini aklayanlar, cezasız bırakanlar, bununla ilgili yasal düzenlemeler için bir tweet bile atmayanlar, bir anda İzmit Belediyesi katil diyor. Kusura bakmayın, samimiyseniz bir masanın etrafında toplanalım.
Eleştirmek kolay kendi ölçeğimizde sorumluluğumuz varsa bu yasanın bir an önce çıkması lazım. Ne kadar daha çabalayacaksınız? Ne kadar daha linç kampanyasına harcayacaksınız bu enerjiyi? Bu ülkede hayvanlar tecavüze uğruyor, cezasız kalıyor. Kadınlar öldürülüyor, cezasız kalıyor. Bugün hala sizin belediyenizde kadına hakaret edenler çalışmaya devam ediyor. Madenciler ölüyor fıtrat deniyor. Bunlara susuluyor ama linç kampanyası ile bize saldırılıyor. Fırsat bu fırsat diyerek hayvan ölüsü üzerinden siyaset yapılıyor, sahte hayvanseverliğe, riyakârlığa da kusura bakmayın sessiz kalmak mümkün değil.
Soruşturma tamamlanmadı net bir şekilde tutanakları görmedim, net bir şey söyleyemiyorum ama ufacık bir ihmal varsa dahi biz bu sorumluluğu alıyoruz. Samimi eleştirilere her zaman açığız. Ama gerçek hayvan severler için. Biz sorumluluğu alıyoruz, bakalım diğerleri alabilecek mi? Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığımıza teşekkür ediyoruz, şeffaf ve adil bir şekilde soruşturmayı yürüteceğine inanıyoruz. Hatta bundan sonra da Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının herhangi bir hayvan tecavüzünde, çocuk tecavüzünde, kadın cinayetinde ve rüşvet yolsuzluk gibi daha birçok suçta da aynı hızda açıklama yapacağına, aynı şeffaflıkta soruşturma açıp yürüteceğine hiç şüphemiz yok.