CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Memura ne veriyorsunuz. Sonra bize diyorlar ki gelin bizim bütçemize destek verin. Bu bütçeye destek vermek, vatandaşın mutfağındaki yangınını görmemektir. Biz vatandaşın mutfağındaki yangını görüyoruz. Değerli arkadaşlarım bütçe görüşmelerinde bütün arkadaşlarım olağanüstü bir performans gösterdiler. Bu vesile genel başkan olarak her bir vekile teşekkür etmek boynumun borcudur.
Trabzonspor denilince Özkan Sümer gelir. Onu kaybettik, Trabzonspor camiasına başsağlığı dileğimi iletiyorum. Trabzonspor’un onur üyesi olmaktan da memnuniyetimi dile getirmek isterim. Özkan Sümer’i rahmetle anmak hepimizin boynunun borcudur.
"VATANDAŞA YARDIM EDECEKLERİNE IBAN VERDİLER"
Değerli arkadaşlar şu bir gerçek, Türkiye’de insan hayatı çok ucuz. İnsanlar hayatlarını kaybediyorlar. Gaziantep’te bir hastanede patlama meydana geldi. 11 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz.Bir şey daha. COVİD-19 dünyanın ortak sorunu. Bu ortak soruna karşı alınan önlemler yeterli mi?
O kadar çaresiz ve stratejiden yoksunlar ki korona virüs olayını yönetemediler. Kahveciye faydamız olsun esnafa faydamız olsun diyerek program açıkladılar.Uçakla seyahat edenler için KDV’yi indirdik dediler. Yardım edeceklerine vatandaşlara İBAN numarası verdiler.
Dünyada bir örnek daha göstersinler. Vatandaşına yardım etmek için vatandaşından dilenenler. 40 yıldır bu devlete vergi ödüyoruz, bize 40 gün bakamadı diyor halk. 5 maskeyi dağıtamadılar. Bu gerçekleri herkesin bilmesi lazım."
ASIL VERGİYİ ALINMASI GEREKENDEN ALACAKSIN"
Sağlık çalışanları insanı kurtarmaya çalışırken kendi hayatlarını feda ediyorlar. Bu vesile ile 216 sağlık çalışanına Allah’tan rahmet diliyoruz. Sağlık çalışanlarına da gösterdikleri çaba nedeniyle yürekten teşekkür ediyoruz. Değerli arkadaşlarım gündemde asgari ücret var. Milyonlarca kişi asgari ücreti bekliyor ne olacak diye.
Asgari ücretin vergisiz 3 bin 100 lira olması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde çok daha geniş kitlelerle bu konuyu dile getireceğiz. Milyonlarca kişi asgari ücretli. Asgari ücretten hangi vergiyi alacaksınız. Siz asıl vergiyi alınması gereken yerlerden alacaksınız. Kara parayı aklamayacaksınız, kara para ile devleti dolandıranlardan vergi alacaksınız."
ASGARİ ÜCRETİ 3 BİN 100 LİRA OLMALI"
Sıra asgari ücrete gelince para yok. Türkiye Cumhuriyeti’nde para var ama asgari ücretliye verilmiyor. Bu bir siyasi tercihtir. O nedenle bütün asgari ücretlilere sesleniyorum. Bizim yaptığımız hesaplamalara göre asgari ücretin net 3 bin 100 liranın altında olmaması gerekiyor.
Şundan emin olmanızı istiyorum, Türkiye dünyanın en güzel ülkesi aslında. Karadeniz’i, yaylalarını bilirsiniz. Ve görürsünüz, yeşilin bütün tonlarını görürsünüz. Karadeniz yaylalarında çalışan Karadenizli kadınları görürsünüz. Bolu’ya kadar yeşilin bütün tonlarını görürsünüz.
Doğu Anadolu hayvancılığın can damarıydı. Bütün bunlar bizim zenginliğimizi gösterirdi.Güney Anadolu’nun Harran’ını bilirsiniz. O ovayı baştan sonra gitmek için Hoyrat geleneğinin başlatıldığını acaba kaç kişi biliyor. Cumhuriyet’in eseri olan barajları biz yaptık, övünüyoruz. Ahi Evranı, Hacı Bektaşı Veli’yi, Mevlana’yı ve Aşık Veyselleri yeteri kadar biliyor muyuz? Anadolu’nun tezenesi dediğimiz Neşet Ertaş’ı, yörük kardeşlerimizi unuttuk mu?
Zengin bir kültürümüz ve zengin bir coğrafyamız var. Ama gerçekten bu zengin kültür ve coğrafyayı, barışın değil kavganın sembolü olarak gündeme getiriyoruz. Acaba bu coğrafyada tarihin ilk anayasasının taşa yazıldığını biliyor muyuz? Ama iktidarını korumak isteyen, kavgadan medet uman siyasetçiler var.Sayın Özlem Zengin, Ak Parti Grup Başkanvekili ‘Türkiye’de çıplak arama olduğuna inanmıyoruz’ dediler.
Oysa var, üstelik yıllardır var. Devleti nasıl yönettiklerinin farkında değiller. Bu yönetmeliğin kaldırılması için elli sefer çaba sarf ettik. Şimdi siz bu hareketinizle üniversitedeki kız çocuklarını kazanacağınızı mı düşünüyorsunuz. Eğer çıplak aramayı kaldırırlarsa biz her türlü destek vermeye hazırız. CHP kanun teklifi verdi reddedildi, olabilir.
Siz hazırlayın, biz destek vereceğiz. Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır.Uzun süredir korona virüsü yaşıyoruz. Can kaybımızın rakamlarını az önce verdik. Şimdi açıklama yapıldı, efendim günlük 33 lira esnafa para verecekler. Ama bütün esnaf dahil değil. Değerli arkadaşlar, bir öğün çay 2 lira, bir simit 2 lira, 5 kişilik bir aile sabah kahvaltısı 20 lira. Sabah, öğle, akşam 60 lira. Aylık 1800 lira. Sizde hiç vicdan yok mu?
Bu insanlar nasıl geçinecek? Esnaf zor durumda, esnafa sahip çıkılması gerekiyor. Sicil affı konusunda hiçbir şey yok. İki taksit ödememiş, kara listeye almışlar. Onunla ilgili de bir düzenleme yok.Esnaf icra işlemlerinin durdurulmasını istiyor, bunu durdurun bari, o konuda da ses yok.
Günlük kazananlar var, sokak satıcıları dediğimiz kesin. Bunlarla ilgili de bir şey yok. Bunlar ne yapsınlar, veriyorsan bir dükkân gitsin çalışsınlar. 6 milyonun insanın en azından 10 milyona baktığını biliyoruz. Servis şoförlerinin teminat sorunları var.
Adam kantin kirası ödeyecek, okul kapalı. Aynı şekilde 3 bin 700 işletme var. Faizle borç verdiler, sonra yeniden yapılandırdılar ve faiz ödediler… Kiralardan stopaj vergilerini kaldırın dedik. Dolayısıyla esnafın durumu pek parlak değil.Diyorlar ki ek önlemlere ihtiyaç var. Esnaf birlikleri mesaj gönderiyorlar. Antalya Esnaf Odaları Başkanı destek paketleri yeterli değil diyor.
Kahvehane esnafı 9 aydır işyeri açamadı, nasıl geçecek bu insanlar. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanları, desteklerin yetersiz olduklarından bahsediyor.Kesinlikle Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bir esnaf bakanlığı kuracağız ve bütün sorunlarını esnaf bakanlığı çözecek.
Az önce anayasanın 173. Maddesini söylemiştim. Dolayısıyla esnafa gerçek anlamda sahip çıkmak da boynumuzun borcudur. Futbol karşılaşmalarını bir dönem satın almışlardı sonra biz bu parayı ödemeyeceğiz dediler.
Doları sabitlediler, 2019 için 4 lira 50 kuruş gibi. Kulüpler ile Katarlı şirket arasında 90 milyon lira düşürdüler. Bununla birlikte 300 milyon lirayı devletin ödediği söylendi. Daha sonra Katarlı şirket bizim talebimizi karşılamadı dediler.
Şirket daha sonra biz parayı ödedik diye açıklama yaptı. Soru şu, spor kulüpleri bu parayı almadığına göre bu para nerede? Bu para nereye gitti. Hiç kimse bilmiyor. Ama öde diyen parayı almıştır. Nerede bu para."
ÇİFTÇİYE VERİLMEYEN PARA BAŞKA YERLERE VERİLİYOR"
Zaman zaman ben eleştirirdim Sudan’dan arazi kiraladılar diye. Tarım arazisi 9 Aralık 2020 tarihinde TOBB’un açıklaması bar, Nijer’de tarımsal ürün ekimi yapılması kararlaştırılmıştır. Açıklama metni de gar. Soru şu, Nijer’de neden 1 milyon hektar aldınız. Türkiye’de yer mi kalmadı Allah aşkına. Çiftçimizin bundan haberi var mı?"
ELEKTİRİĞİ VATANDAŞIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE VERECEĞİZ"
Buradan bütün çiftçilere sesleniyorum, size verilmeyen paralar başkalarına veriyorlar. Size verilmeyen topraklar, başka yerlerden alınıyor. Burada çiftçi perişan vaziyette, sen kalkıp Nijer’de tarım arazisi alıyorsun.Şunu açıklıkla söylemek isterim.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bir sefer bu elektriği vatandaşın istediği koşullarda vatandaşa vereceğiz. Gerekirse devletleştireceğiz. Şanlıurfa’da da en büyük destek Ak Parti’ye gidiyor. Çiftçiye şunu söylüyorlar, ne yaparsan yap sana hizmet etmeyeceğiz.
İlk seçimde siz gidip Ak Parti’ye oy verirseniz benim iki elim de yakanızda olur. Anlamak mümkün değil, çoluk çocuğunuzun hakkını birilerine vermeyin. Mardin en güzel coğrafyamız. Konya’da da suyu da getirmiyorsunuz.
Ve kararlılıkla duracağız. Değerli arkadaşlarım ben bütçe görüşmelerinde Beşiktaş saldırısında hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarını dinleyelim demiştim. Bir şehit babamız 121 lira maaş alıyorum dedik, dile getirdik. Bana itiraz edildi. İtirazı yapan Ak Parti milletvekili Öznur Çalık’tı.Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Kurumu’nun raporu burada. Şimdi acaba Ak Parti’nin değerli milletvekili bana bu bilgiyi yanlış bilgiyi kim verdi diye hesabını soracak mıdır?
Ya da bu yanlış bilgi ile beni aldattılar, meğerse 121 lira aylık bağlamışız bir şehidin babasına diyorsa, şehitlerin yakınlarından özür dilemelidir.Ben oğlunu terör saldırısında kaybetmiş bir anneyim. Oğlum şehit sayılsın diye hepsine köpek gibi yalvardım. Bizim evlatlarımızın canı yok muydu, size yazdım şehitlere yapılan haksızlıkları dile getirdiniz. 121 lira maaş yom diyorlar, o dekonttan bizde var.
Hatta şehit oğlumun GSS primini bile ödettiler. Zehra Bakan bir şeyler konuşuyor ama ben bir şey anlamıyorum. Öncelikle o partiyi desteklediğim için sizden özür diliyorum.Memur emeklisi bir anne baba olarak evini hazırlamıştık. Oğlum toprakta yatıyor, o üşüyor diye ben de üşüyorum.
Mezarına gittim tüm gücümle kalk diye haykırdım. Ölüm giden için mi kalan anne için mi, yaşamak gücüme gidiyor. Kendimden kurtulmak istiyorum, oğlumun katillerini her gün görmekten sıkıldım. 64 yaşındayım ben böyle bir şey duymadım. Bu ülkeye barışı getireceğiz.
Bu ülkeye kardeşliği getireceğiz. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz.Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel misyonuna uygun olarak 83 milyonu kucaklayacağız. Ama hepimizin bu coğrafyada huzur ve barış içerisinde çalışması gerekiyor. 18 Aralık Günü Erdoğan konuşuyor.
Ne diyorlar, iktidara gelirsek Ak Parti’yi kapatacakmışız. Bizim böyle bir düşüncemiz yok. Hiçbir partiyi kapatma gibi derdimiz yok. Devletin başındaki adamın yalan söyleme hakkı var mıdır? Kendi seçmenlerine söylüyor, bu ne demektir kini beslemektir. Az önce Mevlana’dan örnek verdik. Yalanı devlet politikası haline getirirseniz en büyük yalanı yapmış olursunuz."
DEMOKRASİYİ KOŞULSUZ SAVUNAN TEK PARTİYİZ"
Eleştirirken yalan söylemeyeceksiniz. Ama Ak Parti’yi kapatalım. Ak Parti’yi niye kapatalım. Yine devam ediyor. Ak Parti’yi destekleyen iş adamlarının şirketlerine el koyacakmışız. Muhalefet eden medya kuruluşlarının kapısına kilit vuracakmışız. Böyle bir şey hiç ağzımızdan çıkmadı.
Bir insan bu kadar katmerli yalanı nasıl söyler, hayret ediyorum. Söylenecek tek şey var, Allah akıl fikir versin. Olmayan bir şeyi anlatıyor. Demokrasiyi bu ülkede koşulsuz savunan tek partiyiz. Yalan üzerine siyaset inşa edilmez. Bu kadar yalanı nasıl söylersiniz.
Tam bir çöküş içindeler. Yalan söyleyerek acaba kendi kitlemizi ikna edebilir miyiz diyorlar. Kendi kitlenizin de çoğu aç. Ben onların hakkını savunuyorum. Kim olursa olsun 83 milyon kişinin hakkını savunuyorum. Bu yüzyılda Türkiye’de kimse çöpten ekmek toplamamalıdır.
Siz milletten, vatandaştan koptunuz. Vatandaşın hakkını korumanın değil servetimi nasıl genişletirim, bunun arayışı içerisindesiniz. Biz emeği ile para kazanan herkese saygı duyarız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını biz savunmayacaksak, kim savunacak.
Bu coğrafyada bir çocuğun yatağa aç girmesini kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Devletin nasıl soyulduğunu biliyoruz. Devletin nasıl soyulduğunu bu ülkeye anlatacağız. Mal varlıklarını açıklayamıyorlar, araştırmasanız namertsiniz diyemiyorlar.
Fakirin fukaranın hakkını Cumhuriyet Halk Partisi savunacak.Değerli arkadaşlar, Mali Eylem Görev Gücü diye bir kuruluş var üyelerden biri de Türkiye… Bu gelen teklif, günü kurtarma teklifidir. Yıl sonuna kadar bunu çıkarmak zorundayız diyorlar.
Arkadaşlar sen siyasi nüfus sahibi kişilerin devleti soymasının önüne geçen düzenlemeyi getiriyor musunuz, hayır. Niye getiriyorsunuz. Kurumlar vergisi değişti, 2006 yılında. 2020’yi bitirmek üzereyiz. Neden vergi cennetlerinden gelen düzenlemeyi yapmıyorsunuz.Bu yapıldığı takdirde, fakirin fukaranın hakkı savunulacak.
Asgari ücretliyi vergiye tabi tutarsanız, yurtdışından gelip milyonları getiren adamdan bir kuruş vergi almazsanız. Biz emeklinin ve emekçinin hakkını savunacağız. Türkiye’den paraları götür, arkasından buraya getir ve vergi ödeme. Uyuşturucu paraları, organ ticareti yapanların paraları, fuhuş üzerinden ticaret yapanlar paralarını Türkiye’ye getirirse hiç vergi yok.
Şu kendisini muhafazakar partisi olarak tanıtan partiye bakın.Organ ticareti, fuhuş sıfır vergi. İnsan ticareti sıfır vergi. Asgari ücret vergiye tabii, niçin? Şimdi yeniden kanun getiriyorlar. Yurtdışındaki paralar Türkiye’ye gelirse sıfır vergi.
Ama asgari ücretli dünyanın vergisini ödüyor. Vicdan sahibi Ak Partili kardeşlerimin bunu bilmesini istiyorum. Fabrikada çalış, alın teri dök vergiye tabii tutulma. Biz bu adaleti kabul etmiyoruz. En büyük adaletsizlikdir, bu Cumhuriyet Halk Partililerinin boynunun borcudur."
FATİH'İN ADALETİN SÖZ ETMEZLER"
Evet adalet dedik. Yaptığım konuşmalarda sık sık Mevlana’dan Hacı Bektaş Veli’den söz ederim. Adalet sadece bizim değil tüm dünyanın saygı duyduğu bir kavram. Fatih Sultan Mehmet, Kadı’yı satın aldığı gün adalet ölür, adaletin öldüğü gün devlet bölünür. Fatih Sultan Mehmet’ten söz ederler ama asla Fatih’in adaletinden söz etmezler.
Adaleti dağıtan kurumun adı adliyedir. Adaleti çürütmeye devam ediyorlar. Bir hakim, sarayın telkinleri ile hakaret ediyorsa gerçekten hakim değildir.Kararı kürsüde oturan değil, kürsüde oturanın telkin edildiği bir düzen yaşanıyor. Kendi alanı dışında bir şey varsa, saygın bir bilirkişiye göndermek ve kendi bilgisini donatmak, hâkim sıradan bir insan değildir.
Dünyanın hiçbir bölgesinde sıradan değildir. Kararı hâkim değil de Saray telkin ediyorsa biz buna hakim diyebilir miyiz? Gerçek anlamda buna hâkim diyebilir miyiz? Adaletsizliği dağıttığınız andan itibaren gerçek anlamda siz hâkim misiniz?Bu insanlar çocuklarının yüzüne nasıl bakarlar.
Diğer hakimlerin yüzüne nasıl bakıyorlar. İrfan Fidan vakasına gelmek istiyorum. Yargıtay üyesi. Yargıtay kanunun 25. Maddesi diyor ki, kendilerine önerecek dosyaları gerektiği zamanda inceleyecek ve kararları yazacaklar.Üyesi bulundukları kurumlarda görüşmelere katılmak, dairenin işleyişini sağlama konusunda başkana yardım etmek.
Bu üç maddenin dahi tamamını yerine getirmiş, atandım daha ayakkabısının tozunu silemedim. 107 üyenin oyunu aldı.Arkasında kirli ilişkiler var ama 107 üyenin oyunu alıyorlar. Saray’dan alınan talimatlarla. Değerli arkadaşlar şu soruyu sormak lazım, daha dün geldi. Anayasa Mahkemesi üyeliğine liyakatin yetiyor mu?
Tam bir utanç tablosu. Değerli arkadaşlar, Yargıtay’ın birisi çıkıp da ya burada bir haksızlık var diyemiyor. Adaleti savunan bize düştü. İnsan haklarını, hukuku savunan bir parti olarak bize düştü. Nasıl oluyor da geliyor daha koltuğu ısınmadan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteriliyor.
Böyle bir tablo nasıl oluyor. Normalde 2 Aralık’ta yapılması gereken seçimleri korona nedeniyle ertelediler.Şu anda korona yok mu? Adaleti dağıtması gereken kurumun adaletsizliği dağıtması gibi bir şey olabilir mi? 100 yıllık tarihi olan bir mahkeme.
Anayasa Mahkemesi’ne bir kişinin talimatı ile yön vermek için eğilip bir mahkeme tablosunu dünyaya sergileyemezsiniz. Yargıtay bir de kendi internet sitesinde misyonunu belirlemiş.Ben bunları söylemezsem, tarihe karşı görevimi yapmamış olurum.
Ben bunları söylerken, bütün hâkim ve savcıların hakkını savunuyorum. Cüppelerinde düğme yok, Erdoğan’ı görünce iki kat oluyorlar. İrfan Fidan’ı oraya bir intihalciyi, bilgi hırsızını getiriyorlar.
Bir bilim insanının kitabını olduğu gibi iddianameye geçiriyorlar ama kimden aldığını yazmıyorlar.Bilgi hırsızlığı yapan bir insanın Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var. Anayasa Mahkemesi gibi Yargıtay gibi bir yere üye atıyorsanız, atadığınız kişinin hukuku yüceltmesi lazım. Bunların hiçbirisi yok değerli arkadaşlar."
BİLGİ HIRSIZINDAN AYM ÜYESİ OLUR MU?"
Bunu yani intihal yaptığını sayın Barış Pehlivan, ODA TV’deki yazısında bütün ayrıntıları ile açıkladı. Sorduk bu yazıya tekzip geldi mi diye. Makaleyi yazan akademisyen, tarafıma ve makaleye atıf yapılmaksızın yararlanılmasını doğru bulmuyorum dedi.
Düşünün Anayasa Mahkemesi’ne üye oluyorsunuz ve bilgi hırsızlığı yapıyorsunuz.Bilgi hırsızından Anayasa Mahkemesi Üyesi mi olur ya. Bu bilgileri oradan alıp kendi iddianamesinde kullanın. Hırsızın Anayasa Mahkemesi Üyeliği’nde ne işi var.
Bu adam AYM üyelerinin yüzüne nasıl bakacak. Ben bilgi hırsızıyım, beni ödüllendirdiler. Değerli arkadaşlarım bakın eğer bu bir akademisyen olsaydı ve YÖK’te tartışılsaydı.İlgili madde, başkalarına ait bir fikir ve eserleri atıf yapmadan kısmen veya tamamen almak üniversiteden atılma sebebidir.
Siz üniversiteden atılması gereken insanı AYM üyesi yapacaksınız. Erdoğan acaba kendi geleceğinin altyapısını mı oluşturuyor. Hangi ahlak, hangi erdem. Yine, 5846 sayılı kanunda.
Bir eserden kaynak göstermeksizin ihtirasta bulunan kişi adli ve idari para cezası ile cezalandırılır.İrfan Fidan açıkça bilgi hırsızlığı yapıyor, biz onu cezalandıracağımıza ödüllendiriyoruz. Dünyaya da bu mesajı veriyoruz. Eğer biraz iradesi varsa, ben Anayasa Mahkemesi’ne üye olmak istemiyorum demek zorundadır.
Değerli arkadaşlar, o kadar ciddi bir sorun ki bu. Potansiyel bir suçluyu devletin en yüce makamına hakim olarak seçiyorsunuz.Saray’ın talimatı ile hukuksuzluk baş tacı edilirse, en büyük haksızlık kuruma yapılmış olur. Anayasa Mahkemesi sıradan bir mahkeme değildir.
Eğer bu kişide onur varsa, toplu iğne ucu kadar onur varsa adaylıktan çekilir. Ben adaylıktan çekiliyorum der.Bugüne kadar çok farklı görüşlerde kişiler atandı, hepsine saygı gösterdik. Kendi iradesini Saray’a ipotek edenden hâkim olmaz.
Biz oraya siyasi militanlar mı yerleştiriyoruz yoksa davalara baksın diye hâkim mi yerleştiriyoruz. Cumhurbaşkanı’nın davaları ile akıbet sorulunca cevap vermeyen hâkim, Afyonkarahisar’a sürüldü. İşte bunlara hakim denir.Yine rüşvet alan birisi mahkemedeydi, o da büyükelçi oldu.
Devlette ahlakı egemen kılmamız gerekiyor. 4-5 yerden aylık alanları ve bunu marifetmiş gibi paylaşanları gördük. Eski Ak Parti Milletvekili orada lise mezunu, TBMM’nin resmî sitesinde üniversite mezunu görünüyor. Bu sahtekâr bir dönem Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlığı yaptı.Bu makam için bir sahtekara görev verili mi?
Ve siz bunu getiriyorsunuz, başdanışman olarak atıyorsunuz. Pes ya. Şu devletteki çürümeye bak. Herkese meydan okuyorum diyor. Sahte diploma almadığını iddia ediyor. Şöyle savunma yapıyor: Ortaokul mezunu olduğunu, lise mezunu olmadan yüksek tahsil yapamadığını söylüyor.
Hamza Yerlikaya’nın bir numaralı sahtekar olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkesin bilmesini istiyorum.Tam bir yavuz hırsız. Bakın bu kadar ağır eleştirilerime karşı isterim ki beni mahkemeye versin.
Hamza Yerlikaya, sahte diplomalarla bir bankanın yönetim kurulu üyeliğine atandı. Bankayı soyarsa, kimse şaşırmasın. Hamza Yerlikaya’yı mutlaka Hazine ve Maliye Bakanı da Merkez Bankası Başkanı yapmalıyız.
Bekliyorum, acaba Saray’dan haber gelecek mi? Bunlar birbirlerini biliyorlar demek ki, sen malı götürmeye devam et, benim arkamdalar diyorlar. Türkiye’de bütün ilişkilerin insani olarak sağlanması sözünü veriyoruz. Milletvekilleri onurlu olacak, saygın olacak, düzgün insan olacak.
Milletvekili olan insana ve saygı duyacak. Milletvekili olan kul hakkı yemiyorsa, üzerine yürünecek. Biz ahlakı egemen kılacağız.Biz haklı ile haksızı tartışırken, haksızı bu çatının altında tutmayacağız. Benzer olayı FETÖ’cüler yapmıştı.
Yıldırım hızı ile Anayasa Mahkemesi’ne atadılar. Şu an nerede, cezaevinde. Bizim yüreğimizde insan sevgisi var. Biz kul hakkını savunmak için bütün çabayı gösteririz. Bu coğrafyada yaşayan bütün çocukların akşam huzur içerisinde yatmalarını isteriz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün çocuklarımızın güzel okullarda okumasını isteriz. Cumhuriyetimizi gerçek anlamda bir demokrasi ile taçlandıracağız.