29 Aralık 2020 05:37
DEVA Partisi’nin 1.Olağan Kongresi bugün Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrede konuşan genel başkan Ali Babacan, ODTÜ'de okuyan kız kardeşinin başörtüsü taktığı için üç defa uzaklaştırıldığını açıklarken ağladı.Diğer taraftan Türkiye’nin 2000’li yılların başında “Karanlık bir dönemden” geçtiğini belirten Babacan, hazinenin zararlarını anlatmaya başladı. Babacan’ın konuşmasını en başından beri canlı olarak veren Habertürk ise bu esnada yayını kesti.
HİÇ UTANMADAN YAPTILAR BUNU
Ali Babacan’ın konuşmasının başında gözlerinin dolması ve sesinin titremesi dikkat çekti. Türkiye’nin 2000’li yılların başında karanlık bir dönemden geçtiğini belirten Babacan, kız kardeşinin yaşadıklarını anlattı: Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım. Kız kardeşim 28 Şubat’ın ağır ikliminde ODTÜ’de okuyordu. Okuldan üç defa uzaklaştırma cezası aldı. Başındaki örtü yüzünden. Üstelik düzenledikleri tutanağa ‘ders araç ve gereçlere zarar vermek’ yazıldı. Hiç utanmadan yaptılar bunu.
İKTİDARI ELE ALANLAR EZMEYE BAŞLADI
Ali Babacan sözlerinin devamında, “Üzerinden 20 yıl geçti şimdi bambaşka bir baskı dönemindeyiz. Adeta ezilenler iktidar gücü eline alınca değişti, başkalarını ezmeye başladı. Ezilmenin ne demek olduğunu ezilen bilir. Ezilmenin ne olduğunu bilen başkasını ezmez. Üstelik bu kötü yönetim sonucunda ülkece fakirleştik” diye konuştu. Babacan’ın konuşmasından dikkat çeken satır başları şöyle:
– Memura, işçiye onurunu, gururunu aşağılayan sefalet ücretleri reva görülüyor. Şu açıklanan asgari ücreti görebiliyor musunuz? Biz gerçek enflasyon rakamlarını alın üzerine de biraz refah payı ekleyin dedik. Bunların çarşı pazardan, gerçek hayattan haberi yok. Açıkladığı o ayarlanmış enflasyonla hala maaş artışlarını yapıyorlar yazıktır, günahtır.
BEKA BEKA DEDİKLERİ BİR KİŞİNİN ŞAHSİ BEKASINA DÖNDÜ
– Hazine’nin borcu son iki yılda tam ikiye katladı. 970 milyardan 1 trilyon 935 milyara çıktı hazinenin borcu, yazık günah değil mi? Bu kadar mı kıymetli bu koltuk? Beka beka dedikleri tamamen bir kişinin şahsi bekasına dönmüş durumda. Memleketinin bekasını düşünen iki yılda bu borcu böyle katlamaz” ifadelerini kullandı.
– Türkiye'de hiçbir dönem maddi durumu iyi olan ailelerin çocuklarıyla geliri sınırlı olan ailelerin çocukları arasında bu kadar büyük bir gelir farkı, fırsat farkı oluşmamıştı. Eğitimde fırsat eşitsizliği şu anda en büyük sorunlardan biri haline geldi. Eskiden sağlam devlet okulları vardı. Eğitim deyince okul inşaatı, sağlık deyince hastane inşaatı geliyor akıllarına! Kafa başka yerde, kafa rantta!
UTANMASALAR PARTİLERE DE KAYYUM ATAYACAKLAR
– Ülkemizde maalesef hukukun üstünlüğü yerine bir insanın keyfi kararlarının üstünlüğüne biat ediliyor. İnsan hak ve özgürlükleri her gün çiğneniyor. Belediyelere teker teker kayyum atanıyor. Şimdi bir kanun çıkardılar derneklere de kayyum atamanın yolunu açtılar. Utanmasalar bir kanun daha çıkarıp siyasi partilere de bari kayyum atayalım da bitirelim şu muhalefeti diyecekler. Utanmasalar bunu da yapacaklar. Kayyumlar ülkesi olduk. Şirketlere kayyum, belediyelere kayyum, derneklere…
RANT UĞRUNA ŞEHİRLERİMİ KATLEDİYORLAR
– Halkın iradesini yok sayıyorlar sivil toplum kuruluşlarına baskı kuruyorlar koskoca devlet hukuka sadakat yerine tek bir kişiye sadakat kıstasıyla yönetiliyor. Rant uğruna şehirlerimizi katlediyorlar. Ülkenin doğal kaynaklarını yok ediyorlar koskoca ülkenin dış ilişkilerini bir zamanlar itibarlı olan bir ülkenin Dışişleri Bakanı olmanın gururunu yaşadım. O itibarla ülkenin o itibarlı ülkenin maalesef uluslararası camiada ya da itibarlı güvenini yerle bir ettiler. Bir dış ilişkileri bir kişinin şahsını merkezine alan dürtülerle yönetiyorlar. Ülkemizin dünyadaki itibarini yerlerde süründüremezsiniz.