11 Mayıs 2021 15:07
Denize Ulaşan Sular Acilen Arıtılmalı!
Gelecek Partisi Kocaeli İl Başkanı Ömer Faruk Başaran, Marmara Denizi'nde giderek büyüyen müsilaj (deniz salyası) sorunuyla ilgili açıklama yaptı. İzmit Körfezi'nde, deniz tabanında ve açıklarda artarak yoğunlaşan müsilajın, su altı canlı yaşamını tehdit eder hale geldiğini belirten Başaran, Marmara Denizi'nde deniz salyasının dibi de kapladığına dikkat çekti. "Büyükşehir'den edinilen bilgiye göre yaklaşık 50 gündür gündür süren temizlik çalışmalarında toplam 100 ton deniz salyası toplanmış. Balıkçılık sezonun erken kapanmasına yol açan bu doğa olayı denize ulaşan arıtılmamış sular sebebiyle büyümektedir, yayılmaktadır. Denize ulaşan sular acilen arıtılmalıdır" diyen Başaran şunları kaydetti:
Kocaeli'nde Denetimler Ne Durumda?
"Kocaeli'deki yerel yönetimler, besleyici elementlerin suya geçişinin kontrolünü sağlamalıdır. Bu kontrol var mıdır, varsa ne düzeydedir, bilmiyoruz. Evet, deniz yüzeyinden tonlarca müsilaj temizleniyor ama kıyı şeridi boyunca yer alan endüstri ve yerleşim yapıları, denize ne kadar atık su bırakıyor, bu sular arıtılıyor mu? Bunun araştırılması lazım. Buradaki esas problem denizin kirli olmasıdır."
Kirlilik Asıl Sebep
Arıtılmadan denize gelen evsel, tarımsal faaliyet kaynaklı suların, müsilaj için besleyici etken olduğunu vurgulayan Başaran, kuvvetli yağışlarla da planktonlar için besleyici olan arıtılmamış suların Körfez'e ulaştığına dikkat çekti. "Kirlilikten beslenen müsilaj, yeni bir kirliliğe neden oldu. Bunun tüm sorumluluğu Körfez çevresindeki yerel yönetimlerindir. Müsilaj'ın bu noktaya gelmesi iklim değişikliğinden çok kirlilik ve denetimsizliktir" diyen Başaran, şu ifadelere yer verdi:
"Tersanelerin geceleri kumlama yaptığı ve denetlenmedikleri, limanların çevreye ciddi şekilde zarar verdiği bize ulaşan şikayetler arasında. Yetkililer sık denetliyoruz, ciddi şekilde denetliyoruz deseler de görünen köy kılavuz istemez. Ben şahsen bu denetimlerin tam ve caydırıcı şekilde yapıldığını, halktan gelen şikayetleri de göz önünde bulundurarak düşünmüyorum. Eğer, tüm denetimler tam yapılmış olsa, gerekli önlemler alınmış olsa, konu ciddiyetle takip edilmiş olsa, bu olay başımıza gelmez, balıkçılarımız sezonu erken kapatmazdı." Toplum sağlığını da etkilemeye başlayan musilajla ilgili yerel yönetimlere ciddi sorumluluklar düştüğünü belirten Başaran, sözlerine şöyle devam etti:
Vizyonsuz Yönetimlerin Acı Sonuçları
"İlk etapta yapılması gereken kirlilik kaynaklarını en aza indirgemektir. Kocaeli'ndeki tüm idari birimler, bunu çok ciddi bir sorun olarak görmeli ve Körfez çevresindeki tüm endüstriyel yapıların arıtma sistemleri incelenmelidir. Körfez'e gelen ve burada kumlama yapan gemiler ciddi denetimlere tabi tutulmalıdır. Gemiler'in denize verdiği zararlarla ilgili bir rapor hazırlanarak, kamuoyu ile mutlaka paylaşılmalıdır. Uzun yıllardır, Kocaeli'nde kirliliği azaltmak için bir çalışma yapılmadığı bizlere gelen şikayetler arasında. İzmit Körfezi, Türkiye açısından oldukça stratejik ve ekonomik öneme sahiptir. Aynı zamanda kendisi ve çevresi, ender bulunan doğal güzelliklerle çevrilidir. Ancak, kötü ve vizyonsuz yönetimler ile körfezin çevresi fabrika, liman, asit fabrikası, kimyasal madde tesisi, akaryakıt tesisi gibi çevreye zarar veren endüstriyel yapılarla dolduruldu maalesef. Bizler, halk olarak çoğu zaman bu plansız yapılaşmaya karşı sustuk. Biz sustukça, katliam devam etti ve bugün İzmit Körfezi ve tüm Marmara gözlerimizin önünde can çekişmekte. Artık bu değişmeli ve İzmit Körfezi kurtarılmalıdır."
Gelecek Partisi olarak, bu kirliliği yakından takip ettiklerini belirten Ömer Faruk Başaran, kirliliğin İzmit Körfezi'nin ötesinde birçok noktada ciddi boyutlara ulaştığına işaret etti. Müsilajın doğal bir olay olduğunu, fakat kirlilik sebebiyle bu doğa olayının kontrolden çıktığını söyleyen Başaran, "Hükümet ve bir takım bilim çevreleri, hâlâ bunu doğal bir olay olarak görmekte ve temel nedenlerini, boyutlarını halktan gizlemektedir." dedi. İklim değişikliği, denizin ısınması gibi etkenlerin kirlilikle birleşerek telafisi zor yeni kirlilikler oluşturduğunu kaydeden Başaran, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
Geniş Yetkilerle Donatılmış Kocaeli Çevre Konseyi Kurulmalı
1) Körfez kıyı şeridinde bulunan tüm endüstriyel yapıların atık sistemleri yenilenmeli. Bu konuda kararlılık ve süreklilikle ciddi denetimler yapılmalı ve çok ağır cezai işlemler uygulanmalı.
2) Körfez'deki gemi trafiği kontrol edilmeli, gemilerin faaliyetleri ve arıtma sistemleri incelenmeli, kirliliğe sebep olan gemiler Körfez'den çıkarılmalı ve ağır cezai yaptırımlar uygulanmalı.
3) Kocaeli'ndeki yerel yönetimler, ilgili bakanlıklarla bir araya gelerek acil eylem planı oluşturmalı, bu plan kamuoyu ile paylaşılmalı, tüm STK'lar ve çevreci gönüllü kuruluşlar eşliğinde kararlar alınarak, ciddiyet ve kararlılıkla uygulamaya konmalı.
4) Sadece kıyı şerinde değil, Kocaeli ili içerisinde faaliyet gösteren tüm sanayi kuruluşlarının atık sistemleri denetlenmeli, yetersiz ise yükseltilmeli, atık suların arıtılmadan hiçbir şekilde denize dökülmemesi ivedilikle sağlanmalı ve bu hususta hiçbir kurum ve kuruluşa ayrıcalık tanınmadan gerekli cezai işlemler uygulanmalı.
5) Kocaeli sınırları içerisindeki tüm arıtma tesisleri sanayi ve tarım atıklarını arıtabilecek şekilde yükseltilmeli veya bu konuda yeni arıtma tesisleri inşa edilmelidir.
6) Yerel yönetimler, bakanlıklar, üniversiteler, OSB'ler, STK'lar, Odalar, Gönüllü kuruluşlar ve çevre gönüllülerinden oluşan ve geniş yetkilerle donatılmış, yaptırım gücü bulunan bir Kocaeli Çevre Konseyi oluşturulmalıdır. Bu konsey tüm Kocaeli'nde yetki ve söz sahibi olmalıdır. Kocaeli'nin çevre dostu yapılaşmasına ve planlamasına katkı sunmalıdır.