İşte o açıklamanın içeriği: 

22 yıl önce meydana gelen ve asrın felaketi olarak adlandırılan sadece ilimiz değil tüm Marmara'yı etkileyen Marmara Depremi, milletimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır.

17 Ağustos Depremi ve sonrasında yaşamış olduğumuz Elazığ-Sivrice ve İzmir Depremleri, çok hareketli bir deprem kuşağı üzerinde olmamıza rağmen maalesef ne afet ve kriz yönetimi ne doğru düzgün bir deprem Master planı ne de kontrol edilebilir ve güvenli bir yapı stoğuna sahip olmadığımız gerçeğini acı bir şekilde bir kez daha göstermiştir.

Deprem felaketinin yanında ülke olarak yangın ve sel felaketleriyle birlikte zor zamanlar geçirdiğimiz bu günlerde tekrar deneyimledik ki temel sorun yara sarmak değil, insanlarımızı yıkılacak yapıların, altında bırakmamaktı. Öyle müstesna öyle kıymetli bir milletiz ki mutluluklarımız gibi acılarımızı da birlikte paylaşılıyor, kenetleniyoruz. Böyle kıymetli bir Milleti yönetme yetkisine sahip ama becerisine sahip olamayan iktidara sesleniyorum: Türkiye'de afet değil, ihmal ve doğayı katleden yanlış projeler öldürüyor. İktidar bir an önce deprem ve afet güvenliği yasasını meclise getirmeli ve gerekli önlemler acilen alınmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle; böyle bir felaketin ve acının ülkemizde ve dünyada bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, depremde hayatını kaybeden deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.