Sosyal güvenliğin önemi pandemi ile çok net biçimde ortaya çıkarken, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1 Eylül'de açıkladığı kapsamlı rapor, Türkiye'de güvenlik şemsiyesi altında olanların dahi “fakir” olduğunu ortaya koydu.
Dünyada 4.1 milyar kişinin tamamen sosyal güvence koruması dışında olduğunu ortaya koyan rapora göre, sosyal güvence şemsiyesi altında olanların da ciddi bir fakirlik tehlikesi içinde yer aldığı belirtiliyor ve “seçilmiş” ülkelerdeki ortalama emekli maaşının o ülkenin yoksulluk sınırına oranı karşılaştırılıyor. Veriler Türkiye'nin ILO'nun emekliler için fakirlik göstergesi olarak belirlediği yüzde 50'lik sınırın çok altında kaldığını gösteriyor. Örneğin, Uganda'da emekli maaşı ülkenin yoksulluk sınırının yüzde 43.5'ine karşılık geliyor. Bu oran Mısır'da yüzde 91.2, Endonezya'da yüzde 56.1, Azerbaycan'da yüzde 46.6, Mozambik'te ise yüzde 32.7'yi buluyor. Türkiye'de ise bu oran sadece yüzde 21.7. Raporda, “Pratikte, bazı ülkelerde sosyal güvenlik destekleri minimum standartlarının da altında kalıyor. Örneğin; birçok ülkede emekli aylıkları, ülkenin yoksulluk sınırının yüzde 50'sinin dahi altında. Bu ülkelerde emekli maaşı ile yaşayan yaşlı kesim, güvence altında olmasına rağmen fakir olarak tanımlanmalıdır” ifadelerine yer verildi.
ŞEMSİYENİN DIŞI KALABALIK
Raporda, dünyada en azından bir sosyal güvenlik koruması altında olanların oranı yüzde 46.9 olarak açıklandı. Araştırmaya göre Türkiye'de en az bir sosyal güvenlik koruması altında olanların oranı yüzde 79.8 seviyesinde. Bu durum yüzde 21'lik kesimin hiçbir koruma altında olmadığını ortaya koyuyor. Ancak şemsiye altındakilerin de büyük bölümü, aldığı maaş itibarıyla “fakir” tanımlamasına giriyor.
İş güvenliği için yatırım yetersiz
ILO raporu pandemi ile sosyal güvenlik korumasının öneminin daha da ortaya çıktığını vurguluyor. Rapora göre global hasılanın sadece yüzde 3.6'sı çalışma çağındaki insanların gelir güvenliğini sağlamak için harcanıyor. Araştırmada ülke grupları bazında sosyal güvenlik için sağlık dışı kamu harcamalarının milli gelire oranı da sıralanmış. Dünya ortalamasında bu oran yüzde 12.9. Yüksek gelirli ülkelerde oran yüzde 16.4'e çıkarken, orta gelirli ülkelerde yüzde 8'e kadar iniyor. Düşük gelirli ülkelerde ise bu oran yüzde 1.1 seviyesinde kalıyor.