İl Başkanı Arzu Erkan imzasıyla yapılan açıklamada; “Dün aldığımız herhangi bir gıda ürününü bir sonraki gün aynı fiyata almak mümkün değil. Şubat ayında 230 gram ekmeğin fiyatı 2 lira olmuştu. Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı Ali Sarı, girdi maliyetlerinin arttığını söyleyerek 250 gram ekmeğin 3 TL’den satılacağını açıkladı. Enerji maliyetinin artması, akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar, un fiyatlarına gelen yüzde 200’ün üzerindeki zamları hesapladığımızda ekmeğe zam yapılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. 2021 yılı Temmuz ayında 150 lira olan 50 kg un çuvalı, aralık ayı itibariyle 400 liraya yaklaşmış durumdadır. Hem ekmeği alan işçiler ve emekçiler, hem de ekmeği üretenler zor durumdadır. Örneğin 4 kişilik bir ailenin günlük 5 ekmek tüketeceğini düşünürsek, zamla birlikte ailenin bütçesinden en az 150 lira eksilmiş olacak” ifadeleri yer aldı.
ÜRETİCİ KÖYLÜYÜ ÜRETEMEZ HALE GETİRDİLER
2022 yılı için belirlenecek asgari ücretin şimdiden döviz kuru karşısında eridiği belirtilen açıklamada, “Pandeminin ve ekonomik politikaların yükü vatandaşın sırtına yıkılmaya devam ediliyor, iktidarın Türkiye’de tarımı bitiren, milyonlarca üretici köylüyü üretemez hala getiren tarım politikalarını da es geçmemeliyiz. Son 12 yılda tam 2 milyon üretici köylü topraklarını terk ederek çiftçilikten uzaklaştığını hatırlatalım. Bugün 2 milyon çiftçinin borcu ise 150 milyar lira olmuş durumdadır. Üretici köylüyü bitiren, buğdayı dolarla ithal eden bir iktidar ile karşı karşıyayız. İktidarın “yerli ve milli” tarım politikalarına yakından bakmak gerekirse; Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2002’de 1.1 milyon ton buğday ithalatı, 2019’da 9.8 milyon tona çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre; buğday ithalatının 2019 yılı faturası 2.3 milyar doları buldu. Buğday ithalatında gümrük vergileri AKP iktidarları döneminde sıfıra yakın durumdadır. Vatandaşlar değil, şirketler gözetildi. Tarım ülkesinden milyonlarca işçi ve emekçiyi tarımda ürünlerinde dışa bağımlı hale getiren bu politikalar bugün yaşadığımız ekmek zammının ve gelecek zamların en önemli sebeplerindendir. Dahası ülkemizde yaşanan ve giderek derinleşen gıda krizinin tetikleyicisidir.” dendi.
EKMEK ZAMMI SÜBVANSE EDİLSİN
Erkan, “Çiftçinin borcu silinmeden, tarım alanları ve meralar maden şirketlerine peşkeş çekilmeden, tarımsal üretim için girdi maliyeti olan ilaç ve gübre devlet tarafından karşılanmadan, üretim için akaryakıttaki KDV ve ÖTV kaldırılmadan, üretici köylü desteklenmeden alınacak her karar havada kalacaktır. Çözüm olmayacaktır. Yerel yönetimler ve Tarım Bakanlığı yapılan zammı sübvanse etmeli, üreticiyi de halkı da mağdur etmemelidir. Kocaeli Büyükşehir ve ilçe belediye meclislerinde hayati derecede olmayan tüm ihaleler iptal edilmeli ekmeğe, suya, elektriğe ve temel gıda maddelerine gelen zamlar da sübvanse edilmelidir” dedi.
KÜÇÜLEN EKMEĞİMİZİ BÜYÜTMEK İÇİN MÜCADELE EDELİM
Çözüm için şirketlerin değil halkın önceliklerinin gözetilmesi gerektiğini belirten Erkan, “Tek adam tek parti iktidarının ve yerel yönetimlerin fikri ne ise zikri de odur. Vatandaşın açlık ve yoksullukla boğuştuğu böyle bir dönemde, öncelikleri hiçbir zam halk olmamıştır. Olmayacaktır. Bu sebeple emekçileri küçülen ekmeğimizi büyütmek için taleplerimiz etrafında mücadele etmeye çağırıyoruz” diyerek taleplerini sıraladı.
Açıklamada yer alan talepler ise şu şekilde:
Asgari ücret insanca yaşayacak bir seviyeye yükseltilsin.
Tüm ücretlere ek zam yapılsın.
Zamlar geri çekilsin, yeni zam yapılmasın.
Ekmek zammı Tarım Bakanlığı ya da yerel yönetimlerce karşılansın.
Tarımda dışa bağımlılık son bulsun. Çiftçi desteklensin, borcu silinsin.