CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) başlattığı özel teftişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin yerel yönetimlerdeki başarısını "sindirememesine" bağladı. Kılıçdaroğlu her yıl sonunda geleneksel hale getirdiği gazetecilerle genel değerlendirme toplantısını, gazetelerin Ankara temsilcileriyle sürdürdü.
Milliyet'in aktardığına göre, Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başlattığı özel teftişle ilgili, "Bu saldırıyı hangi mantıkla yapıyorlar, anlamak mümkün değil. Geç kaldın daha önce gönderseydin. Tüm belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar. Özel masalar kurdular. Allah akıl fikir versin" dedi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan için, "Dün konuşmasının bir saatini bana ayırmış, teşekkür ediyorum. Bir saat konuşur ama 10 dakika karşıma çıkamaz. Yüreğin varsa A Haber orada. İstediğin gazetecilerle çık karşıma. İlk 10 dakikada dağıtırım onu" dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca, "Erdoğan iç politikada benim dediğimi yapıyor. Dış politikada da benim söylediklerimi yapmaya başladı" diye de ekledi.
CHP lideri özetle şunları söyledi:
HANGİ MANTIKLA YAPIYORLAR: (İBB'ye teftiş) Erdoğan, CHP'nin yerel yönetimlerdeki başarısını bir türlü sindiremedi, hazmedemiyor. 'Ankara’yı, İstanbul’u nasıl kaybettik'. Sindirememesi demokrasi kültürünün olmamasından kaynaklanıyor. En ağır suçlamalar yapıldı. Akıl var, mantık var. Belediye başkanlıklarının İstihbarat Teşkilatı mı var? Bu saldırıyı hangi mantıkla yapıyorlar, anlamak mümkün değil. Geç kaldın daha önce gönderseydin. Tüm belediye başkanlarımızın telefonlarını dinliyorlar. Özel masalar kurdular. Allah akıl fikir versin.
BÖYLE DEVLET YÖNETİMİ OLMAZ: Ekonomideki kötü gidişin içselleştirilmesini istemiyorlar. İnsanlar mutfaktaki yangını hissetmesin istiyorlar. Böyle devlet yönetimi olmaz. Devlet bir kişinin kinine, öfkesine teslim edilemez. Çürümüşlük ruhlarına sinmiş durumda. İktidarda kalmak için atmayacakları yalan, iftira yok. Dün konuşmasının bir saatini bana ayırmış, teşekkür ediyorum. Bir saat konuşur ama 10 dakika karşıma çıkamaz. Yüreğin varsa A Haber orada. İstediğin gazetecilerle çık karşıma. İlk 10 dakikada dağıtırım onu. Bütün sinirlerini bozarım. Belediyelere işçi alımı adli sicil kaydı ile yapılıyor. Adli sicil kağıdını belediye mi veriyor? Cumhuriyet savcısının verdiği sicilden, devletin nasıl çalıştığından haberleri yok.
ZEMİN HAZIRLIYOR: (Bir şeylere zemin mi oluşturuyorsun sözü ile kastı) Erdoğan İBB'ne saldırarak, müfettişlere açıkça talimat veriyor. Kendisine göre bir zemin oluşturuyor.
GÖNDERSİNLER: (AKP'nin İBB üzerinde durma nedeni) İBB'nin kaynaklarını kullanmak. Ekrem Bey orayı derleyip topladı. Onu kullanmak istiyor olabilir. Türkiye’yi kimsenin rezil etmeye hakkı yok. 50 tane, 100 tane müfettiş göndersinler. (Açığa alma ihtimali?) Öyle bir rapor verecek müfettiş olduğunu sanmıyorum. Ayrıca biz müfettişlere tüm belgeleri bilgileri açıyoruz zaten.
11 SORU SORDUK: (CHP kurların düşmesinden rahatsız mı?) Biz ekonomik istikrardan, fiyat istikrarından yana bir partiyiz. Her dönem bunu savunduk. Devlette fiyat istikrarını sağlayacak mekanizma yok. Görevli kurum şu an felç edilmiş durumda. Kur oynaklığı yatırımcının önünü görmesini engelleyen en temel unsur. Fiyatların düşmesi konusuna gelince, devlet fiyatı düşürmüyor, esnafa da 'sen niye düşürmüyorsun' diyor. Erdoğan’a yöneltmek için 11 soru hazırladık. Doların 18 küsurlara çıkışı ve inişinin bir maliyeti oldu. Soygun oldu. Bu soygun Erdoğan eliyle gerçekleşti. Erdoğan ve saray çevresi bazı çevrelere olağanüstü kazançlar sağladı. Araştırma önergesi hazırladık. İktidar 'biz soygun yapmadık' diyorsa bu önergeye evet demeli. Doların düşeceğini JP Morgan biliyor bizim garibanlar bilmiyor.
TÜİK BAŞKANINA YANIT: Bu adam kendi internet sitesini de mi okumuyor. Orada 'randevusuz gelebilir, bilgi alabilirsiniz' yazıyor. Haberi yok, okumamış, kurumu yönetiyor. Gerçek rakamları da açıklamıyorlar. Bir vekil gidip TÜİK’e soru sormak istiyor, kapıları kapatıyorlar. Millet vekiline kapı kapatmak nedir?
GİTMESİNİ DE BİLMELİ: (Baskın seçim olursa) Kararsızlar Erdoğan’dan koptu. Erdoğan ağzı ile kuş tutsa da toplum ona güvenmiyor. Sabah söylediği ile akşam söylediği tutmuyor. Üst gelir grubuna çalışıyor. Baskın seçim yaparlarsa memnun oluruz. Erdoğan’ın iktidarı alma şansı yok. Erdoğan’a düşen toplumu daha zor duruma sokmadan, seçime gitmesi ve gelecek iktidara yerini bırakması. Gelmesini bildiği gibi gitmesini de bilmeli.
TEMEL BEY'İN ODASINDAKİ FOTOĞRAF: İttifakı bir araya getiren temel unsur demokrasi. Temel Bey'in (Karamollaoğlu) odasında Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Hacı Bayram Camii'nden çıkarken gösteren bir fotoğraf var. O fotoğrafın gereğini hep beraber yapacağız. Millet İttifakı'nı belirleyen temel unsur bu. Zaten sistemle ekonomi ile ilgili ortak metinlerimiz var. Ekonomi konusunda da neler yapılacağı konusunda görüş birliği sağlanmalı.
POPSTAR SEÇMEYECEĞİZ: (Millet İttifakı'nın adayı) Aday konusunda liderlerle birebir, yan yana görüşmemiz olmadı. Bunu erken buluyoruz. Ancak adayın devleti tanıması, bilmesi lazım. Saraylara merakı olmamalı. Halk adamı olmalı. Davranışlarıyla örnek olmalı. Popstar seçmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Devlette dönüşümü sağlayacak biri olmalı.
BİZ İNANMIYORUZ: (Millet İttifakı adayı ne zaman açıklanmalı?) Seçim kararı alındıktan sonra süratle bir araya geliriz. (Erdoğan seçimin 2023 Haziran'ında olduğunu söylüyor) Erdoğan söylüyor da biz inanmıyoruz.
ADAYI İTTİFAK BELİRLEYECEK: (Aday mı, yoksa gerçek aday yıpranmasın diye mi adı ön planda) Bu konunun tartışılması doğru değil. Buna ittifak karar verecek. Bana soruluyor 'ister misin' diye... İttifak isterse diye yanıt veriyorum. Adayı ittifak belirleyecek. Öyle bir tartışma yapmanın, sağa sola çekmenin mantığı yok.
ASPARAGAS: (Ekrem İmamoğlu'na randevu vermediği iddiası) Ekrem Bey’e randevu vermediğim asparagas. Zaten bugün (dün) de burada. Böyle bir şey yok. Yazılıyor ben de bazen gülümseyerek okuyorum. Ekrem Bey ile de Mansur Bey ile de adaylık konusunu konuşmadık. Onlar kendi işlerini yapıyorlar.
DEVLETİ BİLEN BİNLERCE İNSAN: (Devleti tanıyan isim tanımlaması için Abdullah Gül yorumu yapılması) Bunu da sizden duydum. Ne konuştuk, ne de telaffuz ettik. Devletin ne olduğunu bilen bir değil, binlerce insan var.
HDP ile görüşme bugün olacak
RANDEVU İSTEDİLER: HDP Türkiye’nin siyasi partisi. Yasalara göre kurulmuş bir siyasi parti. Demokrasiyi savunuyorsanız, tüm siyasi partilerle görüşürsünüz. Bir siyasi partinin terör örgütü ile bağlantısı var ise gereğini yaparsın. HDP, AK Parti’ye yanaşırsa hiç sorun yok, ama uzaklaşırsa sorun var. Doğuya gidince PKK’lı, batıya gidince FETÖ’cü oluyorsunuz. AK Parti yaptığı bütün hataların üzerini kapatmak için en kolay yolu seçiyor. Toplum da bunu fark ediyor. HDP bizden randevu istedi, ‘hay hay’ dedik. Bu millet terörden çok çekti. Terör konusunda tavrımız çok net. Birbirimizi suçlayarak terörle mücadele edemeyiz. Akılla, mantıkla, dış politika ve iç politika ile mücadele edilir. Genelkurmay, ‘bölücü terör örgütü’ ifadesini kullanıyor. Terör örgütleri adlarının kullanılmasını ister. Propogandası olmasın diye adlarını da kullanmıyoruz.
SÖYLEDİKLERİMİ YAPMAYA BAŞLADI: Erdoğan iç politikada benim dediğimi yapıyor. Dış politikada da benim söylediklerimi yapmaya başladı. Biz ‘Mısır ile ilişki kurun’ dedik. Benim dediklerimi yapacaktır, başka çıkış olmadığını gördü. Kavga kimseye yarar sağlamaz. Suriye ile de derhal barışılmalı. Karşılıklı büyükelçiler görevlendirilmeli. Türkiye ABD ilişkilerinin de düzelmesi yararlı olur.
HELALLEŞME SÜRER Mİ: Önemli olan helalleşmeyi bir çıkara bağlamamak. İnsani olgu üzerinden gitmeli. Tartışmaya siyasi mecraya çekildi. Bundan çıkmalı.