Ekonominin perişan haline değinen Aras şunları kaydetti: “İktidara geldiklerinden bu yana tam 170 devlet kuruluşunu sattılar. 240 devlet kuruluşu teslim aldılar, sata sata elde 70 tane kaldı. Bu yetmedi, ‘Yokluk Fonu’ kurdular, elde avuçta kalanları burada toplayıp bunların üzerinden de borç aldılar. Devlete ait 6 bine yakın tapuyu sattılar. Bu da yetmedi, Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesi, ülkenin kefen parası olan 41 Milyar TL’yi harcayıp bitirdiler, üstüne Merkez Bankası’nın döviz rezervini eksi 55 milyar dolara indirdiler.
Devletin tüm kaynaklarını bitirdiler. Bu milletin parasıyla 513 milyar dolar faiz ödediler. İmtiyazlı holdinglere milyarlarca doları aktardılar. Bu milletten 20 senede ‘2,4 trilyon dolar vergi’ topladılar. Pandemide vatandaşına en az nakit yardımı yapan 3 ülkeden biri olduk, hatta vatandaşa İBAN numarası verildi. Yetmedi yılbaşından beri Elektriğe konutlar için yüzde 125 zam, işyerleri için yüzde 168 zam, doğalgaza zam, köprü-otoyola zam, vergi-harçlara zam, zam zam zam… Bakın bu millet dondurucu soğukta ucuz Ayçiçek yağı kuyruğunda, halk ekmek kuyruğunda bekliyor. Elektrik faturasını ödeyememiş, karanlıkta-soğukta oturuyor.
Geçtiğimiz günlerde boş baklava dönemi başladı şimdi de boş tost, boş gözleme haberlerini hepimiz okuyoruz. Taneyle salatalık satılıyor, pazarlarda kırık havuç satışı yapılıyor, insanlar perişan olmuş, yetmez, daha bir de üstüne şimdi yastık altındaki altındakileri verin diyorlar.”
VATANDAŞ EKMEK ALIRKEN ELİ TİTRİYOR
İktidar geldiği günden beri çay simit hesabı ile ekonomik hesabını çay ve simit endeksli olarak yapıyor. Bu gün simit 4 lira olmuş durumda. Bu şartlar altında hükümet çay simit hesabı ile dahi ekonomiyi düzgün gösteremez. Ülke tarihinde yaşamadığı derin bir ekonomik bunalımı yaşıyor.
Bu şartlar altında fırıncı esnafına bir şey denilecek durumda kalmamıştır. İşin maliye hesabı ortadadır. Esnafın yapacağı bir şey yoktur. İçinde bulunduğumuz durumun müsebbibi yanlış ekonomi politikalarıdır. Hiç üretmeden yalnızca tüketerek ekonomiyi yönetemezsiniz. Üretmeden tüketmek tükenmeyi beraberinde getirir. Halk elektrik anahtarına dokunurken korkuyor. Doğalgazı açmak yerine evlerde battaniyelere sarılıyor. Su harcamayı iki defa düşünüyor. Ve bu günden sonra ekmek alırken bile eli titreyecek duruma gelmiştir.