O açıklamanın tamamı şöyle: 

İki gün önce Kocaeli’nin Gölcük, Kartepe ve Körfez ilçelerinde yaşanan iş cinayetlerinde Veysel, Halit ve Yunus isimli 3 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Başta ailesi ve sevenleri olmak üzere işçi sınıfımıza başsağlığı diliyoruz. Bir emek kenti olan Kocaeli  99 iş cinayeti ile 2021 yılında iş cinayetlerinin en yoğun yaşandığı üçüncü kent oldu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG)in 2021 yılına dair hazırladığı iş cinayetleri raporuna göre geçtiğimiz yıl 2170 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de her yıl en az yedi defa Soma Katliamı gibi iş cinayetleri yaşanıyor. Ölen işçileri yaşamından, ailesinden yaşama hakkından bağımsız birer rakamdan ibaret gören sermaye sınıfı ve onların iktidarı yaşanan iş cinayetlerini, kaza, kader, fıtrat diyerek normalleştirmeye ve yaşanan ölümlerin sorumluluğunu üzerinden atmaya çalışıyor. 7 işçinin hayatını kaybettiği Hendek Katliamı davasında, yargının işverenlere verdiği ödül gibi cezalar gösterdi ki, bu ülkede ucuz olan tek şey işçilerin canı ve alınteridir.  


BU DÜZEN İŞÇİLERİN MEZARINI KAZIYOR!

Patronların işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinden kaçındığı, iktidarın denetlemediği ve yaşanan ölümleri birer istatistik olarak gördüğü, yargının ise sorumluları akladığı bu üçgende ateş ve gözyaşı  her gün onlarca emekçinin evine düşüyor. Salgında ölümüne çalıştırılan ve 1465 işçinin koronavirüsten dolayı hayatını kaybettiği bir tabloda  iktidarın: “Ne olursa olsun, çarklar dönecek.” Açıklaması işçi ve emekçilerin hafızasındadır. Ekonomik kriz ile birlikte derinleşen yoksulluk, işçi ve emekçilerin çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleşmesine, güvencesiz, esnek ve örgütsüz çalışmanın yaygınlaşmasına, sömürünün katmerleşmesine yol açmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini maliyet olarak gören işverenler her gün onlarca işçi ve emekçinin ölümüne davetiye çıkarmaktadır. Veysel, Halit ve Yunus arkadaşlarımızı kaybettiğimiz bu üç iş cinayetinin sorumlusu emekçileri daha fazla kâr hırsı ile ilkel sömürü koşullarına mahkum eden, işçilerin canının hiçbir kıymetinin olmadığı kapitalist sistem ve onun koruyucusu iktidardır.Ülkemizde iş cinayetleri raporlarının ortaya koyduğu bir diğer gerçek ise; iş cinayetlerinin örgütsüz olan işletme ve fabrikalarda örgütlü olan işyerlerine göre 40 katı oranında fazla olmasıdır. İşçi ve emekçileri kiralık işçi büroları ve taşeron çalışma ile birlikte iş güvencesinden yoksun bırakarak örgütsüz çalışmayı yaygınlaştırmak isteyen AKP iktidarı, konu Farplas işçilerinin örneğinde olduğu gibi, emekçilerin sendikal hak ve özgürlüklerine gelince sermaye ile kol kola girerek kolluk gücüyle emekçileri tartaklamakta, gözaltına almaktan çekinmemektedir. 

ÇÖZÜM BİRLİKTE MÜCADELE!

Her gün onlarca işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetleri ve iş kazalarına karşı atılması gereken adımlar nettir. Bütün fabrika, işyeri ve çalışma alanlarında, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin önlemler, işçiler ve emekçilerin seçtiği temsilcilerin çoğunluğunu oluşturduğu kurullar tarafından belirlenmeli ve denetlenmelidir. Her türlü esnek çalışma, taşeron, kiralık, sözleşmeli vb. güvencesiz çalışma biçimlerine  son verilmelidir. Özel istihdam büroları kapatılmalı, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır. İşçilerin sendikal örgütlülüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.

İşçilerin örgütlü bir güç olmadığı durumda bugün mesai arkadaşları yarın kendileri çalışırken ölmeye devam edeceği bu düzeni değiştirmek için partimiz tüm Kocaelili işçi ve emekçilere bu talepler etrafında bir araya gelmeye ve mücadele etmeye çağırıyor.”