Tarhan, teklifin TİM’e ilişkin düzenlemelerinin adeta TİM’i kamulaştırmayı hedeflediğinin altını çizerek şunları kaydetti. “Türkiye İhracatçılar Meclisi, Anayasa Mahkemesinin kararıyla, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu teyit edilmiş ve Ticaret Bakanlığına bağlı kuruluş sıfatı sona ermişken, Ak Parti iktidarı TİM’i kanun değişiklikleri ile yeniden kamulaştırma çabasına devam ediyor. Bunun en son örneği halihazırda TBMM gündeminde olan TİM ile ilgili torba yasada yer alan Bakanlığın TİM ve TİM’e bağlı birliklerin genel sekreter ve genel sekreter yardımcılarını göreve atamasına dair düzenlemedir.

TİM veya Birlikler kendileri bunu yapmaya muktedir değillermiş gibi 30 gün içinde görevlendirme yapılmadığı takdirde Bakanlık tarafından görevlendirme yapılacağına dair bu düzenleme TİM’in özerk yapısına da aykırıdır. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının, özerk yapısı Anayasa ile teminat altına alınmışken bu yöndeki düzenlemeler Anayasa’yı da yok saymaya, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını kamulaştırmaya yönelik atılmış adımlardır.”

“CHP’li Belediyelerin gelirlerini azaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar”

Teklifin 1’inci maddesiyle Belediye Gelirleri Kanununda yapılan değişiklikle ülkemizde gerçekleştirilen fuarların düzenlendiği iç alanlarda yapılan ilan ve reklamlar ilan ve reklam vergisinden istisna tutulmak istendiğini ifade eden Tarhan, “Son üç yılda ülkemizde düzenlenen fuarlara ilişkin TOBB’dan alınan veriler gösteriyor ki Türkiye’de düzenlenen fuarların yarısından çok daha fazlasına ev sahipliği yapan ilk üç il büyükşehir belediyesi CHP’li başkanlarca yönetiliyor. Fuarlara gelen ziyaretçi sayıları yüzbinleri aşıyor. Belediyeler burada temizlik hizmeti veriyor, çevre düzenleme hizmeti sunuyor. Teklifteki bu düzenleme ile belediyeler fuarlara tüm belediyecilik hizmetlerini verseler de fuarlardan reklam ve ilan geliri elde edemeyecekler. Yerel yönetimlerde Millet İttifakının başarısı arttıkça Cumhur İttifakı belediye gelirlerinin azalması için yeni düzenlemeler yapmak istiyor. Cumhur ittifakının yapması gereken demokrasiye yürekten inanmak, makamların gelip geçici olduğunu, milletin oyuna saygı duyulması gerektiğini ve seçimle gelen bizden değilse her türlü engeli çıkarırız düşüncesini bırakmaktır.” dedi.

“Helal Akreditasyon Kurumu kurulduğundan bu yana İslam Ülkelerine ihracat azaldı.”

2017 yılında çıkarılan yasayla kurulan Helal Akreditasyon Kurumuna ilişkin düzenlemeleri de değerlendiren Tarhan, “2017’de bu Kanun görüşülürken uyarmıştık, apar topar bir düzenleme yapmayın gelin bu düzenlemenin üzerinde çalışalım demiştik. Aradan geçen yaklaşık 4,5 yılda 16 madde ve 1 geçici maddeden oluşan Kanunda sadece 1 madde değişmeden bugüne gelmiş o da yürürlük maddesi. Üstelik Kurumun kurulduğu yıldan itibaren TÜİK’in açıkladığı ihracat rakamları açıkça ortaya koyuyor ki Kurul’un İslam ülkelerine ihracata bir katkısı da olmamış. En çok ihracat yaptığımız ilk 10 ülkeye baktığımızda yıllar içinde değişen bir durum yok. Listede nüfusunun yoğunluğu Müslüman olan tek ülke Irak. Ülke gruplarına göre baktığımızda da tablo değişmiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelere yapılan ihracat 2013’te toplam ihracatımızın %33,6’sını oluştururken, gelinen noktada %25,2’ye düşmüş durumda. Helal Akreditasyon Kurumu kurulduğu yıl İslam Ülkelerine ihracatımızda %29,6 olan payda bırakın ilerlemeyi tam 4,4 puan düşüş yaşandığını TÜİK verileri de ortaya koyuyor.” diyerek Teklifle Helal Akreditasyon Kurumuna verilen 100 bin TL’den 1 milyon TL’ye kadar olan idari para cezası verme yetkisini de alt ve üst sınır arasındaki makasın geniş olması sebebiyle eleştirdi.