Yıldırım; sürekli uyarılarımıza, tedbir çağrılarımıza rağmen maalesef önceki gün Gebze Fatih Devlet Hastanesi’nde bir defa daha korktuğumuz başımıza geldi. Hasta yakını tarafından tedavi esnasında bir hemşire arkadaşımız darp edilmesi sonucu burnu ve kafatası kemiği kırılmıştır. Saldırıyı gerçekleştiren hasta yakını ise her zaman olduğu gibi adli kontrol şartıyla elini kolunu sallayarak serbest kalmıştır.
Hastanelerin ve sağlık merkezlerinin kamu hizmeti verilen kurumlar arasında en rahat girilen yerlerin başında olduğunu ifade eden Yıldırım, "Silahtan baltaya, bıçaktan sopaya isteyen istediğini rahatlıkla sokabiliyor. AVM’ye bile girerken geçtiğimiz xray cihazlarını halaa sağlık kurumlarımıza dahil edemedik. Sağlık kurumlarımızda görev yapan güvenliğin hiçbir yetkisi olmadığına da dikkat çeken Yıldırım, neyin güvenliğini sağlıyor bu arkadaşlar, yazık değil mi bu arkadaşlara zor durumda işlerini yapmaya çalışıyorlar, dedi.
ARTIK CAN GÜVENLİĞİMİZ SAĞLANSIN!
Biz sağlık çalışanları olarak bu duruma isyan ediyoruz diyen Yıldırım, saldırıyı lanetliyoruz ve artık can güvenliğimiz sağlansın istiyoruz. Açıkça buradan bir defa daha deklare ediyorum ki; sağlık emekçilerinin artık can güvenliği sağlansın. Aksi halde sağlık merkezlerinde hizmet sunmak mümkün olmayacaktır.
Hekiminden hemşiresine sağlık çalışanlarının onlarca sorunu bulunuyor ancak hiçbiri can güvenliği kadar, sağlık merkezlerinde kol gezen şiddet kadar yakıcı değil. Bazen yaralanıyoruz, bazen hakaret, küfür, tehditlere maruz kalıyoruz. Bazen sinip içe kapanıyoruz, meslekten soğuyoruz ve hatta çekip gidiyoruz. Tüm bunların yanı sıra her daim korkuyoruz!
Buradan yetkilere sormak istiyorum diyen Başkan Yıldırım; böyle bir ortamda kutsal sağlık mesleğini nasıl aşk ve şevkle icra edelim! Peki daha ne zamana kadar sağlık merkezlerine elini kolunu sallayarak girmek serbest olacak! Öldürücü, yaralayıcı silah ve aletlerin içeri sokulmasına ne zamana kadar göz yumulacak! Kaç canımız daha yanacak veya yitip gidecek, soruyorum!
ADLİ MAKAMLAR NEDEN DUYARSIZ!
Başkan Yıldırım, en trajik olan ise şiddet uygulayanların çoğu zaman elini kolunu sallayarak dolaşmalarıdır. Saldırganlar hakkında çoğu vakit hiçbir işlem bile yapılmıyor. Bazıları da gözaltına alınıp ifade sonrası serbest bırakılıyor. Saldırganların tutuklanıp ceza alması için illa birinin ölmesi mi gerek diyen Yıldırım, sağlık çalışanlarına yapılan zorbalıklara karşı adli merciler duyarsız kalmakta zoraki işlem yapılmaktadır. Biran önce caydırıcı yasalar çıkarılmalı, sağlık kurumlarında terör estirenler hapis cezası almalıdır.
LAF DEĞİL, İCRAAT BEKLİYORUZ!
Türkiye’de günde ortalama 80’den fazla sağlıkta şiddet vakasının yaşandığı bilinirken bizler artık laf değil, icraat bekliyoruz. Başka canlar yanmasın istiyoruz, işimizi korkmadan emniyet içinde yapmak istiyoruz. Ve herkese de sağlık çalışanlarının bu ülkenin hayat sigortası olduğunu buradan bir defa daha hatırlatıyoruz.