Ziraat Yüksek Mühendisi ve Ekolojik Yaşam Derneği üyesi Hüseyin Yüce’nin sosyal medya hesabından herkesle paylaştığı o açıklamanın içeriği şöyle:
Pazartesi akşamı Akçaova Camii Avlusunda Kandıra Belediye Başkanı Sayın Adnan Turan Köy Muhtarı, iki Meclis Üyesi, Kocaeli Manav Kültürü Dernekleri Federasyonu Temsilcileri, Davacılar ve Bölge köy sakinleri ile Sungurlu Barajı ve bölgenin geleceği hakkında konuşmalar yapıldı.
Sayın Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan, ÇED raporunun "Copy-Past"bir rapor olduğunu itiraf etti. Buna rağmen çözüm olarak "Barajın Gövde Yüksekliği Düşer mi?, Düşmez mi? Bilemediğini Köylerin kurtulma şansının olup olmadığını bilmediğini, yeni yerleşim yeri bakılması gerektiğini belirtti.
Ayrıca Birilerinin halka bir şeyler söyleyeceğini burada davacıları kastediyor.
Sayın Başkan Rapor Copy -Past ise neden Kandıra Belediyesi Başkanı olarak bugüne kadar sustunuz? Neden halkın yanında durmadınız.? Devlet isterse yapar diyorsunuz.
Peki devletin içine çöreklenen çıkar guruplarına hizmet değil midir bu? Ulusal ve uluslar arası Çevre ve İklim Değişikliği anlaşmalardan en önemlisi vatandaşların anayasal haklarından bi-haber misiniz?
Biz davacılar devletine ve milletine saygılı, anayasanın verdiği hakları kullanan insanlarız. Siz 7 yıldan bu yana yürüttüğümüz davaları bile yok sayıp ama son noktada yine Danıştay 6. İdare Mahkemesi’nin verdiği karara istinaden konuşuyorsunuz.. Hukukun yanında mısınız, yoksa değil misiniz?
Yasal olarak Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz ve hakkımızda kullanacağız. Son itiraza kapalı kararda bile (ki ben bir hukukçu değilim ama uzmanlara incelettim) usul hatası var.. Burada Hukuk yok sayılmıştır..
Şimdi siz Kandıra halkının yanından mısınız, yoksa hukuku yok sayanların yanında mısınız? Bizler suyun alınmasına asla karşı değiliz. Su zaten 2003 yolundan bu yana alınıyor.
Hem de baraj yapılırsa 115 hektometreküp alınacak deniyor.. Mevcut aktarma yapısıyla ayni miktarda hatta daha fazlası alınıyor.
Bu ÇED Raporunun içinde var ayrıca İSKİ istatistiklerine de bakabilirsiniz.. O zaman Mesele su mu? Yoksa bölge halkını mülteci konumuna düşürüp göçe zorlamak mı?
(Yazının devamı YARIN)