Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 3 saat süren Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Gaziantep ve Mardin'deki elim kazalar tüm boyutlarıyla soruşturulmaktadır. Yapılan soruşturmalar neticesinde failler hakkında gereken işlemler elbette yapılacaktır. Benzer kazaların bir daha yaşanmaması için trafik ve araç güvenliği başta olmak üzere her alanda ihtiyaç duyulan tedbirleri süratle uygulamaya geçireceğiz Önce insan anlayışıyla bu meselenin üstesinden gelmekte kararlıyız.
Abdülhamid Han gemimizi 9 Ağustos'ta görev yerine uğurladık. Bu sondaj gemimiz aynı zamanda Akdeniz'deki haklarımızı ve çıkarlarımızı savunma irademizin sembolüdür. Akkuyu'daki nükleer santral inşaatına giderek incelemelerde bulunduk. Bu santralin ilk ünitesini önümüzdeki yıl devreye alarak yeni bir adım daha atacağız. Aynı günü akşam saatlerinde Konya'da düzenlenen 5.İslami Dayanışma Oyunları'nın açılışını yaptık. 10 Ağustos'ta Arnavutluk Başbakanı ile bir araya geldik. Eylül'ün ilk haftasında da 3 ülkeyi kapsayan bir balkan turuna çıkacağız. Türkiye’nin sınırlı su kaynaklarını en etkin ve verimli kullanmak için baraj inşasına önem veriyoruz. Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız 605 yeni hidroelektrik santrali ile baraj sayımızı 703’e çıkararak bu doğrultuda önemli mesafeler kat ettik. Sulama ve içme suyu amaçlı barajlarla bu sayının 930’u bulduğunu da belirtmek isterim. Yaptığımız yatırımlar sayesinde ülkemizi hidroelektrik güç bakımından dünyada 9’uncu sıraya yükselttik.
RUSYA - UKRAYNA SAVAŞI'NA İLİŞKİN
Dünyanın en önemli kriz başlığı olan Ukrayna- Rusya Savaşı, ülkemizle birlikte tüm insanlığı ilgilendiren sonuçlar doğuran etkileri ile devam ediyor. Türkiye olarak bu savaşın önce önüne geçmek, ardından da barışla sonuçlanması için her türlü gayreti gösterdiğimize herkes şahittir. Tahıl krizinin önüne geçecek mekanizmanın kurulması da yine bizim gayretlerimizle mümkün olmuştur. Dünya tahıl üretiminin 3’te birinden fazlasını Rusya ve Ukrayna’nın gerçekleştirdiği göz önüne alındığında sadece Ukrayna tahılının ülkemiz üzerinden dünyaya gönderilmeye başlanması bile insanlık için başlı başına kritik bir gelişmedir. Amacımız uzak olmayan tarihte Putin ve Zelenskiy'i ülkemizde bir araya getirmek.
TÜRK LİRASINA DÖNÜŞ ÇAĞRISI
Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun faiz, kur, enflasyon denklemi ile sınandığımız ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak ekonomimizi mahvetme tehdidi gibi açık ve alçak bir saldırıya maruz kaldığımız 2018’den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık. Karşımıza her türlü engeli çıkardılar, her yolu denediler. Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan bu programın anlaşılması biraz vakit aldı. Biz ne yaptığımızı gayet iyi bildiğimiz için bu tür tartışmalara kulak asmadan işimize baktık, ekonomideki köklü değişimi adım adım hayata geçirdik. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılarımız ise programımızın mantığını takdir ediyor. Her şeyden önce şu hususun altını tekrar çizmek isterim: İktisat teorileri ve uygulamaları her yerde geçerli konuları olanlar değildir. Bir ülkede başarılı olan bir modelin diğerinde de aynı sonucu vereceğinin garantisi yoktur. Biz birilerini ne dediğine değil ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz. Bugün itibariyle bütün dünya yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuşuyor. Türkiye ise kendi ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat ve istihdam seviyelerine ulaşarak bu iki tehditten asıl yıkıcı olanın üstünden gelmeyi peşinen başarmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir. Ama burada asıl dikkat edilmesi gereken enflasyon düzeyinin genel ekonomi üzerinde yol açtığı sonuçlardır. Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz. Maliyet odaklı enflasyon üstesinden gelinmesi mümkün bir sorundur. Türkiye'nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır.
Ülkemizde yaklaşık bir yıldır yaşadığımız yüksek enflasyonu 1994 ve 2001 kriziyle karşılaştırmak büyük haksızlık olur. Bugün yaşadığımız enflasyon küresel gelişmelerin tetiklediği dengesiz fiyat hareketlerinin sonucudur. Ülkemiz büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomide kendi yolunu çizmiştir. Hiç kimse kusura bakmasın o eski Türkiye artık geride kaldı. Geçtiğimiz 20 yılda yaptığımız her eğitim yatırımı, her sağlık yatırımı, her enerji yatırımı, her teknoloji yatırımı velhasıl inşa ettiğimiz her altyapı işte bugünler için.
Biz yeni ekonomi modelimiz çerçevesinde istihdama, üretime, ihracata odaklanmayı sürdüreceğiz. Bütçe disiplininden asla taviz vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızı Türk Lirası'na dönmeye davet ediyorum. Sırf paradan para kazanmak adına yapabileceği yatırımı yapmamak, çalıştırabileceği işçiyi çalıştırmamak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Biz görünen ve görünmeyen yönleriyle tüm gelişmeleri harfiyen takip ediyoruz.
MISIR ALIM FİYATINI AÇIKLADI
Piyasada denetimleri sıklaştırdık. Kooparatif marketleri devreye soktuk. Çay, fındık gibi tarım ürünlerine alım fiyatları verdik veriyoruz. Mısır üreticilerimize de bir müjde vermek istiyorum. Hasat dönemi yaklaşan mısır alım fiyatını destek hariç ton başına 5 bin 700 lira olarak uygulayacak.
Kabine gündemimizdeki bazı hususlarla ilgili bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. 12 Eylül Pazartesi günü başlayacak olan eğitim öğretim yılına hazırlıklarımız devam ediyor. Bu yıl bir iyileştirme daha yaparak ders kitaplarının yanı sıra yardımcı kaynakları da ücretsiz olarak öğrencilerimizin masalarında hazır edeceğiz. Okul öncesi eğitimi de yapımını tamamladığımız 1.200 yeni anaokuluyla güçlendiriyoruz. Yıl sonuna kadar 3 bine tamamlayacağız. 1 Eylül'de atamalarını yapacağımız 20 bin öğretmenin 7 bin 500'den fazlasını okul öncesi öğretmenliğe tahsis ettik. Kitap sayısını 75 milyona çıkarttığımız kütüphanelerimiz yeni eğitim yılında öğrencilerimizle buluşacak.
ÖĞRETMEN EŞ DURUMU ATAMASI ÜZERİNE
Eş durumu ve benzeri taleplerle özür tayinine müracaat eden öğretmenlerimize, başvuruların istisnasız tamamının karşılandığı müjdesini vermek istiyorum. 60 yıllık özlem olan meslek kanunuyla birlikte, uzman ve başöğretmenlik için 614 bin 446 başvuru oldu. Öğretmenlerimizin büyük bölümü eğitimleri tamamladılar. Uzman ve başöğretmenlik sınavına girecek tüm öğretmenlerimize şimdiden başarılar diliyorum.