İşte o açıklamanın içeriği:
30 Ağustos başkomutanlık meydan muharebesinin 100. yılı Zafer Bayramı Kutlu Olsun “Ya Rabbi, Sen Türk ordusunu muzaffer et. Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme! Mustafa Kemal Atatürk. İşte zaferi getiren komutan ve ruh.
Bu mücadele iki ordu arasında gerçekleşmiş olsa da gerçekte, Tevhit medeniyetiyle Teslis medeniyetinin mücadelesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milletinin kanları ve canlarını ortaya koyarak kazandıkları 30 Ağustos Zaferi'nin, tarihte eşine az rastlanır bir kahramanlık destanıdır. Tarih boyunca Türk milletine karşı oynanan oyunlar başka hiçbir millete karşı oynanmamıştır.
Hiçbir millet de işgallere karşı Türk milleti gibi büyük bir Kurtuluş Savaşı verememiştir. Bu kahramanca mücadele milletimizin büyüklüğünün göstergelerinden bir tanesidir. 30 Ağustos, ekonomik, politik ve askeri olarak sömürgeleştirilerek bağımsızlığı elinden alınmak istenen Türk milletinin varlık-yokluk mücadelesi zaferi ve bayramıdır.
İKİ MEDENİYET MÜCADELE ETTİ
Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz zaferleriyle bezenmiş 1921 ve 1922 Ağustos ayları, Türk Milletinin iradesi, imanı, kültürü ve siyasetinin Mustafa Kemal adı etrafında ortaya çıktığı günlerdir. 26 Ağustos'ta Başkumandan Mustafa Kemal riyasetinde şahlanan milli irade; 9 Eylül'de Haçlı ordularını İzmir'de denize döktü. Bu büyük mücadele iki ordu arasında gerçekleşmiş olsa da gerçekte iki medeniyetin çarpışmasıdır. Tevhit medeniyetiyle Teslis medeniyetinin mücadelesidir. Dün Türk milletini esaret altına almak isteyen güçler, maalesef bugün de vatanımıza ve milletimize yönelik benzer planlar kurmaktadır. Bugün Türkiye'yi hedef alan planları, geçmişte olduğu gibi yine milletimizin azmi ve kararlılığı boşa çıkaracaktır. Bu bağlamda sivil–asker ve devlet-millet bütünlüğü, bu güçlü milli iradenin en önemli teminatıdır. Savaş meydanında şehit olmasına
rağmen kaskatı kesilen elinde sancak dalgalanan meçhul askeri, Atatürk unutmamıştı, unutulmasını da istemiyordu.Kutlanılan hatıralar, unutulması istenmeyen ruhtur. Günümüzdeki Atatürksüz zafer kutlamaları, bu ruhun yok edilme çabaları değil
midir?
O dönemin şartları içerisinde yokluk kol geziyordu. Osmanlı devletinin çöküşü, uzun süren cephe savaşları, kaybedilen vatan toprakları ve yoksulluk kol geziyordu. Ülke işgal altındaydı. Millet bitap düşmüştü. Ancak. Bitmeyen bir Anadolu vardı. Anadolu. Ve bu anaların yiğit evlatları. Anadolu’nun her köşesinden adeta fışkıran Kuvay-ı Milliye ruhu ve hareketi.
Ve bunları üstün liderlik vasıfları ile birleştiren ve sarsılmaz bir güç haline getiren Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk'ün bütün mücadelesi bir hesap ve nasip üzere şekillenmiştir. Aslında Atatürk'ün şahsında şekillenen Türk milletinin ve devletinin akıbetiydi.
Bütün namüsait şartlara rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında arka arkaya kazanılan dünya tarihinin en uzun meydan muharebesi olan Sakarya ve ardından bir yıl sonra kazanılan Dumlupınar Meydan Muharebesi ile birlikte devletimizin ve milletimizin makûs talihi alt edilmiş ve dosta güven, düşmana korku salınmıştır. 26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz burada başlamış, . 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Büyük Taarruz’un son safhası Türk askerî tarihine Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna o tarihî “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini vermiştir.
Atatürk demek milli mücadele demek, zafer demek, bağımsızlık demektir; Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti demektir.
Zaman içerisinde Atatürk konusu sürekli kaşındı. Millet ile Atasının arasını açmak idi. İşin ilginç yanı Atatürk’e taraf olanlar da, güya Atatürk'ün karşısında olanlar da aynı değirmene su taşıdılar. Ne zaman ki,
Haydar Baş hocamız Atatürk’ü milletimize tanıtmaya başladı, Hoş Geldin Atatürk kitabını kaleme aldı işte bu Atatürk merkezli birliğin ve beraberliğin dönüm noktası olmuştur.
Haydar Baş hocamız 'Atamız giderse ülke gider' demiştir, "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır ve Atatürk birleştirici harçtır" demiştir. Büyük Önder Atatürk'ün gençlere güvenini,“Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizlersiniz. Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz”dediği genç lider genel başkanımız Hüseyin Baş ile beraber kıyamet sabahuna kadar cumhuriyetimize sahip çıkacağız.