Arzu Erkan tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
Asgari değil insanca yaşam istiyoruz
Asgari ücret tespit komisyonu üçüncü toplantısını da bitirdi. Üç saat süren toplantı sonucunda işçiler lehine bir karar çıkmazken anlaşılan o ki; 26 Aralık’ta kabine toplantısı sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ İşçimizin yanındayız hamasetiyle.” asgari ücret açıklanacaktır.
İşçiler adına toplantıya katılan Türk İş, “Bizim teklifimiz 9 bin TL, verirlerse masaya oturup imzalarız.” diyerek, sözde rest çekmiş oldu. Bugün açlık sınırı 7 bin 786 TL’dir ve yılbaşı sonrası gelen zamlarla bu rakam katlanarak artacaktır. Türk İş Başkanı Ergun Atalay’ın rest çekerek istediğini söylediği 9 bin TL zaten açlık sınırı rakamı haline gelecektir. İşçiler sendikal bürokrasi eliyle, açlık sınırında bir yaşama mahkûm edilmektedir.
Asgari ücret tespit toplantısına girerken “açlık sınırı ortada onun altında rakamla kimse gelmesin” demek rest çekmek değildir. Aksine yoksulluk sınırı üzerinde her rakama imza atarız demektir. Hal böyle olunca hükümeti, patronu itiraz etmiş gibi görünse de asıl olarak el ovuşturmakta ve asgari ücret için tabanın 7 bin 786 TL, tavanın ise 9 bin TL olarak belirlenmesinden memnun olmuşlardır. Patronlar lehine olgulaştırılan bu süreçte geriye Tayyip Erdoğan’ın sahneye gireceği bölüm kalmıştır. “İşverenimizin üretime devam edeceği, çarkların döneceği ve işçimizin de yüzünün güleceği rakam…” diyerek 9 bin TL’nin bir altı ya da bir üstü rakamı, seçimlik pozlarla açıklaması kalmıştır.
Gelinen noktada asgari ücret önümüzdeki yılın beklentisi olan rakama göre açıklansın diyen MÜSİAD başta olmak üzere tüm patronlar memnun. Hükümet ve başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim şovuna dönüştüreceği süreçten memnun. Sendikal bürokrasi “Bu rakamın altına imza atmayız.” restiyle zevahiri kurtardığını düşünerek memnundur.
İyide geceleri aç yatağa giren, öğlen okuluna yiyecek bir öğün yemek götüremeyen çocuklar ne olacak? Elektrik, su faturalarını ödeyemeyen, telefon, internet faturalarına yetişemeyen işçiler ne olacak? Artan enflasyon, düşen alım gücü nedeniyle bırakalım sağlıklı beslenmeyi doyacak ekmek bulamayan işçi, emekçi, emeklinin durumu ne olacak? AKP sözcülerine göre; işçi yetmeyen maaşını artırmak üzere daha çok mesaiye kalabilir. Ana baba yanına taşınabilir. Zeytini tek seferde değil üç seferde ısırarak yiyebilir. Porsiyonları küçültebilir. Doğalgazı açmaz, sobayı yakmaz, tasarruf edebilir ve belirlenen asgari yaşama kendini uydurabilir. “Patlıcan pahalıysa dünyanın sonu değildir, ucuzladığında herkes alır herkes doya doya yer” diyen Bahçeli’nin çözümüyle ücretin artmasını değil patlıcanın ucuzlamasını bekleyebilir.
İnsanca yaşayacak ücret için birleşelim.
Emek partisi olarak işçilere çağrımızdır: İşçi emekçi aileleri açlık sınırında ücrete mahkum çalıştıran bu düzen çürümüştür, değiştirelim.
Asgari yaşam değil insanca yaşam istiyoruz.
Kurtarıcı beklemeyelim, kurtuluş için bir araya gelelim, birleşelim.
Zamlar durdurulmalı ve ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır.
Halkın sırtındaki dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi getirilmelidir.