CHP Milletvekili Burhanettin Bulut’un çalışmasına göre, Türkiye’de antidepresan kullanımı 2012-2022 döneminde yüzde 66 oranında arttı. Verileri değerlendiren Bulut, “Antidepresan kullanımındaki artış, halk sağlığı açısından endişe verici boyutlara ulaşmıştır” dedi.
Birgün'de yer alan habere göre, Türkiye’deki antidepresan kullanımı 2022 yılında 2012 yılına oranla yüzde 66 artış kaydetti. 2022’de 2012’ye göre 24 milyon 612 bin 610 kutu daha fazla antidepresan tüketildi. CHP’li Bulut, “Ekonomik krizin etkisiyle vatandaş çareyi antidepresan kullanmakta buluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Antidepresan ilaçlar 2022 yılında ciro bazında bir önceki yıla kıyasla da yüzde 65 artış gösterdi. 2021 yılında antidepresanlara ödenen para 1 milyar 42 milyon 609 bin TL iken 2022 yılında 1 milyar 715 milyon 496 bin TL’ye yükseldi.
KARA KUTU DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Bu durumu daha önce gazeteci yazar Soner Yalçın, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan Kara Kutu kitabında ve açıklamıştı.
Yalçın konuyla ilgili şunları kaleme almıştı:
Rockefeller'a göre psikiyatri “zihinsel hijyen” idi!
Türkiye'de tıp müfredatını hazırlayan Rockefeller ekibinden Dr. Alan Gregg (1890-1957), yirmi yıl Rockefeller Vakfı'nın Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yaptı.
Rockefeller'ın psikiyatri stratejisini hayata geçirdi:
– 1931-1944 yılları arasında tıp fakültelerine psikiyatriyi müfredata aldırdı… (Ülkemizde psikiyatri bölümü ilk kez -Rockefeller parasıyla kurulan- Ankara Üniversitesi çatısı altında 1945 yılında açıldı.)
– 1940'larda anahtar araştırma merkezleri inşa etti…
– Hastaneleri, okulları, mahkemeleri ve sosyal hizmetleri psikiyatrinin uygulama alanlarına soktu…
Dr. Gregg ilaçlara katkılarından dolayı Lasker Ödülü aldı.
Ve psikiyatri öğreniminin “beyni” ABD oldu. Yarattığı “tanı enflasyonuyla” dünyada antidepresan satışını artırdı.
Mesela… Türkiye'de, 2000 yılında 11 milyon kutu antidepresan kullanılıyordu. Bu sayı 2018 yılında 55 milyon kutu oldu.
Bu ilaçların yan etkisi nedir? Hiç mi tartışmayalım? Kapitalist tıp anlayışını hiç mi sorgulamayalım?
Türkiye'de günde 10 kişi intihar ediyor!
Bu toplumsal ruhsal yara üzerine durmak gerekmiyor mu? İnsanı-insanlığı kimler yıkıma götürüyor?
Meselenin ekonomik boyutunu konuşmalıyız.
Meselenin siyasal-kültürel yönünü konuşmalıyız.
Ama.
Kuşkusuz meselenin tıbbi boyutunu da konuşmalıyız.