AKP’li milletvekilleri tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşüldü.
İlgili Komisyonun CHP Grup Sözcüsü Tahsin Tarhan, mevcut iktidarın deprem bölgesini ayağa kaldırmak yerine BOTAŞ’ı bölerek yeni rantlar sağlamak için çalıştığını belirtti ve “vatandaşımızın çözülmeyi bekleyen onca derdi sorunu varken, biz burada OSB’lerle ilgili düzenlemeleri, enerjide yeni rantları ve BOTAŞ’ın bölünmesini ve özelleştirilmesini konuşacağız” diyerek depremi hatırlattı. Komisyonun deprem bölgesi için çalışması gerektiğini belirten Tarhan, “bölgeye dair durum tespiti ve çözüm önerilerini görüşmemiz, olası diğer depremlerde benzer şekilde enkaz altında kalınmaması için alınacak tedbirleri değerlendirmemiz gerekirdi” dedi.
BOTAŞ’ın varlık fonuna devredildikten sonra zarar etmeye başladığını ifade eden Tarhan, “Varlık Fonu’na devredildikten sonra BOTAŞ, Sayıştay ve TBMM denetiminden çıkarıldı. Yaptığı sözleşmelere ticari sır denilmeye başlandı. Halkın parasını kullanıyor, ama hesap vermiyor. Şimdi getirdiğiniz düzenlemeyle bir kara deliğe dönüşecek. Ayrıca hem BOTAŞ hem de özel sektör üzerinden doğal gaz ithalatına serbestlik getiriliyor. Yani sektör, yandaş özel şirketlere bırakılıyor.”
MAHKEME İTİRAZ EDİNCE KANUNLA ELE GEÇİRİYORLAR
Büyükşehir Belediyelerinin idaresinde bulunan Vakıf Kültür Varlıklarının, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesine yönelik, “torba yasaları çorbaya çevirdiniz” diyen Tarhan, “İçişleri Komisyonu’na gitmesi gereken vakıf düzenlemesi bizim komisyona gelirken, geçtiğimiz hafta Çevre torbasına eklenen maddeyle, Kahramanmaraş’taki OSB’lerin sınırlarının değiştirilmesine dair düzenleme İçişleri Komisyonu’nda görüşüldü” diyen Tarhan, iktidarın asıl amacının İBB’nin bünyesinde olan vakıf mallarına çökmek olduğunu söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi idaresinde olan, Gezi Parkı, Galata Kulesi, Hidiv Kasrı gibi tarihi ve kültürel varlıkları ele geçirmek için Belediye ile dava sürecinde olan AKP hükümeti, Mahkeme sonucunda söz konusu yapıları İBB’ye iade etmek zorunda kalacaktı. Bu kapsamda Organize Sanayi Bölgeleri ve BOTAŞ ile ilgili düzenlemelerin bulunduğu 22 maddelik kanun teklifi içerisine ekledikleri maddelerle söz konusu varlıkları ele geçirmeye çalışıyor.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Tarhan, “bir durum kanuna uymuyorsa, o durumu kanuna uygun hale getirmek yerine, kanunu, duruma uygun hale getiriyorsunuz. Bu nedir biliyor musunuz? Kanuna uymak istemeyenlerin, mahkeme kararlarını uygulamaktan kaçınanların yasalar, kararlar bizim isteğimize uysun zihniyetidir” dedi.
Tarhan, “Büyükşehirleri kaybettiğiniz günden beri burada çıkardığımız kanunlara baktığımız zaman, her kanun taslağında bir tane büyükşehirle ilgili bir madde var. Bu nasıl bir kuyruk acısı ki her fırsatta büyükşehir belediyelerine dair bir düzenleme getirilmesine neden oluyor. Mahkeme sürecini kanun yoluyla dolanma maddesi getiriyorsunuz. Hidiv Kasrı, Gezi Parkı, Galata Kulesi gibi varlıkları devir alabilmek için düzenleme getiriliyor; bu çok acı” dedi.
HİÇ DERS ALINMAZ MI?
Tarım arazilerinin kamulaştırılarak OSB yapılmasına karşı yargı yoluna başvuran vatandaşlar, mahkemede haklı bulunduğu için, mahkeme kararına karşı kanun yapıldığını belirten Tarhan, “Vatandaş kamulaştırmaya karşı yargı yoluna başvursa, kesin kamulaştırmaya dayanarak OSB yatırım yapmaya başlayacak, mahkeme iptal kararı verse OSB’nin yaptığı yatırım ne olacak? Amasya Taşova Çambükü Köylüleri tarım arazilerinin yakınında kurulmak istenen OSB’ye karşı yürütmenin durdurulması kararı aldılar. Şimdi bu düzenleme, mahkeme kararını işlevsizleştirecek. Yine aynı şekilde onuncu maddede ise İzmir Kemalpaşa Ansızca, Kuyucak ve Yenmiş Köylülerinin tarım arazileri de OSB olarak kamulaştırılması için düzenleme getiriliyor.” Teklifte yer alan maddelerin Anayasa’nın çevreyi koruma hükümlerini göz ardı ettiğini ve doğaya dönük telafisi zor zararların doğmasına neden olacağını belirten Tarhan, “Teklif düzenlemesi, bu itibarla Anayasa’nın, devlete ‘toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek” görevini yükleyen 44. maddesine, ‘tarım arazileri ile çayır ve mer'aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek’ ödevini yükleyen 45. maddesine, ‘sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını’ öngören 56. maddesine ve ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyma ve tedbirleri alma görevini yükleyen 169. maddesine aykırıdır” dedi.
17 Mart 2023 15:07